ulan galatasaray
-
biz öööle kendi hayatımızı efendi gibi yaşamaya çalışırken
ne biliyim...
sağa sola salça olmadan...
belki en büyük keyfimiz...
günesin allahına kadar vurdugu altın sarısı biramızı yudumlarken...
birbirimize ask acılarımızı, ''pardon! gözüme toz kaçtı!'' hissiyatı içinde fısıldarken...
bacağımıza sürünüp duran bir kediyi okşarken,
''ooluum bu kedi hayvanı var ya, tekamül zincirinin en son halkasi lan...
"buda'dan bile daha bilge lan bu hayvan!'' seklinde naif muhabbetlerimizi yaparken...
kanımızı dökerek kurduğumuz ayyaş cumhuriyetin en aşşağılık başkentleri aksaray meyhanelerinde
ileri karakolları olan parklarda...
gökte sadece sahici bi dolunay...
elimizde güsel marmara...
şehirin götünde pireler uçusurken
ve biz terkedilen bir sevgili nasil üşürse...
işte ööle üşürken...
ve daha onyedi...onyedi...on yedi...iken aşk konuşulur di mi...
hayir biz senin addını fısıldıyorduk galatasaray
bunu hiç bilmeyeceksin!
gecenin çükünde her türkgh babası gibi ayyaş bi babanın sızmasını bekledikten sonra
yine boynumuzda sarı-kırmızı kaşkollar
yine aynı dolunayın altında buluşup
bağrında gecelemek için sana koşarken
içtigimiz o güsel marmaranın bile adın kadar içimizi ısıtamadığını hiç bilmeyeceksin galatasaray!
1980'ler...sokağa çıkma yasakları... daha on yedi...on yedi...on yedi...bile diilken
geceleri boynumuzda sarı kırmızı kaşkollar...
elimizde sarı kırmızı pankartlar...bir militan gibi toplum polislerinden kaçarken...
ve bütün yaşıtlarımız...
geceleri... gayrimeşru bu şehrin gayrimeşru duvarlarına kahrolsun faşizm yazarken
biz geceleri aynı duvarlara...en büyük cimbom yazdık
ve bütün yaşıtlarımız gündüzleri mütemadiyen fenerli iken
biz aleme inat seni sevdik
komik olan şuydu
tarihinin en zavallı dönemiymis meğer
hiç şampiyon olamazdın o zamanlar
biz de zaten farkında diildik... hep güsel marmaraydık çünki
daha on yedi on yedi on yedi bile diildik...
neden gaassaray? diyenlere...
because, güsel marmarayla güsel gidiyor! derdik...
ki bunu hiç bilmezsin...
daha onyedi onyedi onyedi bile diildim diyom... alooooooo?
ulan gaassaray! söyleyecek o kadar çok şeyim var ki sana!
ulan! anlatacak o kadar çok hikayem var ki gaassaray!
anam avradım olsun hiç bilemeyeceksin!
bu kediler var ya...çok enteresan hayvanlar abi...
tribün dergi / ferguel -
(bkz: galatasaray taraftari)
-
2000 sonrası galatasaray modasına kapılmayarak, en ufak başarısızlık nedeniyle internet üzerinde kadro kurup başkan göndermeyen yaşıtları gündüzleri mütemadiyen fenerli iken aleme inat galatasaray'ı sevenlerin haykırışı. 14 senelik cefayı, maç sabahlamalarını, saylon toplum polislerine inat sokağa çıkma yasağını delip şehrin duvarlarına en büyük cimbom yazmanın tadını yaşamış olanların geleceğe bıraktıkları miras. bünyeyi iflah olmaz bir güzel marmara müptelasına dönüştürecek etkiye sahip, başucu eseri.
''bu kediler var ya...çok enteresan hayvanlar abi'' mavrası eşliğinde, kafası hep güzel marmara kıvamında olan, sarı kırmızıya vurgun tribün emekçilerinin, sessiz ve kederli yürüdükleri nevizade gecelerinde anlatmak istediklerinin, nevizade geceleri kadar güzel yazılmış farklı bir yorumu. (bkz: nevizade geceleri/@kent yorgunu) -
gece gece sevgiliyi bile düşünememek, ama ulan gassaray çekmek. ulan galatasaray.
-
(bkz: ayı şiir akımı)
-
(bkz: #22625536)
-
(bkz: yaralı stayla)
-
tek bir satırını yazabilmek için neler vermezdim. yazamadıklarımdan bazıları;
--- dikkat galatasaraylılara hitap eder ---
(bkz: galatasaray'dan soğumak/@sotw)
(bkz: 13 eylül 2010 galatasaray gaziantepspor maçı/@sotw)
(bkz: 18 mart 1992 galatasaray werder bremen maçı/@sotw)
(bkz: 25 şubat 2010 galatasaray atletico madrid maçı/@sotw)
(bkz: 5 mart 2011 galatasaray kardemir karabükspor maçı/@sotw)
(bkz: galatasaray taraftarı/@sotw) -
ayyaş türkgh babalarından dinlediği gibi metin oktay'ı,
soluğu sami yen'in çorak ve bozuk zemininde alan.
oradagökmen özdenak'ı gören
çakmak gözlerin neden idüğü belirsiz kıpraşması.
o heyecan silsilesini yaratabilen bir tek sen olabilirdin galatasaray.
zamane televizyonlarının kirli görüntüsüyle,
sıkıcı, zevksiz ve hep kaybettiğin oyun oynanadursun.
okulda dalga konusu olmaya bir tek sayende tahammül edilebilirdi galatasaray.
yaşıtların gündüzleri efendilik müessesesinin kapısına "cumaya gittim gelicem" yazarken,
en insani duygularını soyarak giydiğin garip bir sarıyla ateş kırmızısı parçalı
siftahsız küçük esnaftan öteye götürmedi seni.
müsebbibi sensin galatasaray.
semtlerinin gayrimeşrulukla yaftaladığı çocuklara,
her adımlarında pera'yı
her belediye otobüsü kargaşasında sami yen'i
her ballıca yaktığında karşına çıkan laciverdi
güsel marmara'nın her yudumda içinde yarattığı depremi
senden başka kim gösterebilirdi galatasaray
terk ettiğinde üşüten sevgilinin,
varlığıyla saçmalatan kedinin,
salça olmama kudretinin,
sorgusuz kabullenişlerin,
aşşağılık başkentler aksaray meyhanelerinin,
uzaktan sana bakıp kıs kıs gülen kaderinin,
ardından
ulan çığırtkanlığını,
fısıldayan naifliğe dönüştürdün.
bilemeyeceksin,
bileşik kelimeden oluşan adının
ne menem anlamlar içerdiğini.
konuşamayacak kadar sarhoş olsak da,
son nefesini verircesine o bileşik kelimeyi söyleyecek
parçalı sevdalıları.
ve çatallı sesleriyle
kedi üzerinden saçmalamaya
sevgiliye gitme diyememeye
aynen devam edecek.
çünkü sen varsın ulan galatasaray!
anlasana -
(bkz: e be köylü kızı)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap