• (bkz: diamond in the rough)

    türkçe hocasının nickinin altına ingilizce terim eklemek de ancak benim gibi bi britanya köpeğinin yapacağı iştir ya, çöplüğün içindeki elmas bu kız evet. gerçi çöplük demek ağır, kıyıda köşede kalmış desek daha doğru. hem daha nickinin altına bi tanım ya da örnek girilmemiş, hem bu toprakların en kıyıda köşede kalmış illerinden birinde ikamet ediyor (urfa derler bildin mi).. değerini şimdilik sadece öğrencileri biliyor, boşver başka kimse bilmesin, sadece ben şişireyim kafasını*

    astrolojiye bi darbe de bu kızdır. akrepmiş, kırkbir kere maşallah dedirtecek bi güzelliği de var, bu ikisinin doğal kombinasyonu nasıl bu kız çıkar ki? ha lisedeki obez yıllarıyla, gidip en olmayacak adama aşık olup platonik aşk nedir yaşamış olmasıdır bu kızı bu tevazuya sahip eden belki.

    kaçırdık yalnız.. sarı sarı liralarla, ellerinde kınalarla gidiyor bi iki ay sonra, hem gidiyor hem de bizi ağlatıyor arkasından.. fırk.

    bu entry’nin asıl amacına gelince, yeryüzündeki bütün teşekkür ve minnet ifadelerinden bi buket yapıp yolluyorum kendisine. kendimi bok gibi hissettiğim, klavye üstünde elimin hareket etmesini bile zul addettiğim anımda bile bi şekilde derdimi anlatacak enerjiyi kazandırmasını bildi bana. yakındığım sızlandığım pek çok kişi oldu öncesinde de ama bu kadar kafasını şişirdiğim, sorunlarımdan, mutsuzluklarımdan, komplekslerimden bu kadar fazla bahsettiğim tek kız oldu bu. dinledi hep, hiç bıkkınlık ifadesi göstermeden hem de. güya bendim internetin güzin ablası.. bu da gülşen abi demek ki. espri de yapabiliyor lan hem.

    aha buraya yazıyorum, düğününe gidip, ceketimi pantolonun kenarına sıkıştırıp adnan şenses gibi oynayacam.. hmm.. fazla büyük yemin oldu bu. ama bi şekilde minnettarlığımı ifade edeceğim bi yol bulacağım illa ki. en azından şimdilik bu profiterol canavarına sürekli unuttuğu şeyi hatırlatayım başlangıç olarak: “p. sherman 42 wallaby way sydney”

    just keep swimming.. just keep sw….
hesabın var mı? giriş yap