• yakısıklı tarihçi.
    bir ara moral fm'in başındaydı. şimdilerde akit gazetesi yazarlığı yapayor.
    yakışıklılığı kadar ses tonu da etkileyicidir.
  • her turde eser vermistir yavuz efendi. bilim kurgudan, fantastik edebiyata, tarihi romandan, modern zaman romanlarina uzanmis bir "ne olsa yazarim" edebiyatcisidir. yeni asya yayinevi isimli nurcu bir yayinevi bunyesinde faaliyet gosterirdi. [ki bunlarin logosunda "hedefimiz yeryuzunu bir mektep yapmaktir" yazardi, allahim niye hatirliyorum bunlari?] asil ismi niyazi birinci olmakla beraber [osmanli torunu adamin ismi niyazi olmaz dusturunca (sanirim)] yavuz bahadiroglu gibi tum cagrisimlari ile "erkek", "savasci" bir mustear kullanirdi.
    yukarida da belirtildigi gibi, osmanli cengaverleri ana uzmanlik alaniydi. adina kitap yazmadigi erken donem osmanli akincisi sayisi yok denecek kadar azdir. bir de seri haline getirdigi bir cengaver grubu vardi [ ki ismini hatirlayinca hemen yazacagim], uc kisiden olusurlardi, biri sonradan musluman olmus bizansli bir papazdi. tek baslarina bizanslilari, darma duman ederlerdi. bunlarin maceralarini, teksas, tommiks gibi okurdum.
    hah simdi yazarken aklima geldi, basyapiti karincalar savasi isimli ogretici fantastik edebiyat urunu olmali. yanlis hatirlamiyorsam, bu yapitinda iyi ve kotu karincalarin savasini anlatiyordu yavuz bey, kotu karincalarin basindaki karincanin ismi, "kerimov"du, o yasimda [8-9 olmaliyim] anti-komunizm kaygisini anlamis, katila katila gulmustum hatirlarim..
  • seri haline getirdiği cengaver serisindeki baş kahraman türk yiğidinin adı sunguroğluolan yazar. dolaysı ile o cengaveri konu alan kitaplarının adı da sunguroğlu olmuş. bazı anlaşmazlıklar yüzünden yeni asya cemaati'inden ayrılmış ve yeni nesil grubu'nun kurucularından olmuştur.
  • bir vakitler hastasi oldugumuz kitaplarin yazari..
    turgut reis, caka bey gibi kitaplari da vardir. ama "buhara yaniyor" ve "elveda buhara" isimli iki kitabi vardir ki bendeki yerleri ayridir.
    bu iki kitap ortaokul donemi kahramanlarimi barindirmaktaydi. isimleri hala aklimda: celaleddin harzemsah ve temur melik. ulkesini* mogol istilasindan korumaya calisan bir sultan ve onun gozupek ve sadik komutani.
    hatirliyorum da kitaplarin acikli sonuna inanmak istememistim bir turlu..
    (bkz: cocukluk donemi sanrilari)
  • moral fm'de geceleri 1 gibi yayına çıkmaktadır, güzel sesiyle dinleyicileri mest eder.
  • şüphesiz pek çok gencin kitap okuma alışkanlığı ve tarih sevgisi kazanmasının baş aktörüdür. romanları sürükleyici, anlatımı gayet açıktır. sunguroğlu serisi ortaokul yaşları için idealdir. başımızın tacı bir abimizdir. yeri bende 4. murat eseriyle saklıdır. eline kitabını verdiğiniz gencin önüne bir ufuk açar. ama verdiği bilgi doğru, ama yanlış. artık o açılan kapıdan girmek ve araştırarak kendi doğrularına ulaşmak şahsın sorumluluğudur. bir gün çocuğum olursa kitap okumaya başlatmak ve tarih sevgisi kazandırmak için kullanacağım insanlardan biridir.

    sonraları vakit gazetesinde rastlamaya başladım köşe yazılarına. pek kafama yatmadı görüşleri... varsın, yatmasın. romanlarıyla yavuz bahadıroğlu hala bizimdir.
  • bugün gyte de 'istiklal marşı ve mehmet akif ersoy' konulu çok keyifli bir konferans verdi. sempatik, hoşsohbet insan. konferans, kendisininde dediği gibi daha çok muhabbet havasında geçti ve istiklal marşı üzerinden bir çok konuya değindi. aklımda en çok yer edenleride bu ülkede yaşayan farklı etnik kimliğe sahip vatandaşlar hakkında 'sonuçta tarihimiz hepimiz ortak oluşturduğu bir tarih. bu noktadan bir ortaklık yakamaktansa ayrıntılarda boğulmayalım' cümlesi ve de 'iki tür insan vardır gördüğüyle hareket eden, hayal ettikleri ile hareket eden; edison hayal ettiği ile hareket etti ve ampülü keşfetti.' kendisine günümüze anlam kattığı için teşekkürler.
  • ortaokul yıllarında defalarca okuduğum vurdulu kırdılı tarihi romanların sahibi yazar. ortaokul yıllarımı heba eden sinir bozucu bi sünepeliğin üzerime çöreklenmesine sebep olan yazar. ulan sunguroğlu olsun, turgut alp olsun, kim olursa olsun hiç mi bi süper kahramanın karıya kıza meyli olmaz. hiç mi ortam yapmak aleme akmak istemez. ne yani deli şeetmiş gibi yarhisar senin kulacahisar benim at teptin durdun da nooldu? eline ne geçti? ne zaman bi cins-i latif yaklaşsa iki dakka yavşasa, hayata dair saçmalasa laf aramızda iş atsa o romanları okumanın tesis eylediği altyapıyla, sus kadın sus günaha sokma beni, moduna girdim. sunguroğlu olsa yapmaz, hasan alp olsa zikmez diye diye bi yol tutturdum gittim. neyse sonra ne olduysa oldu, lise yıllarını da ıskalamadan titredim kendime döndüm. yemişim bizansını da romasını da diyerek ortamdan uzaklaştım. arkamda ne güzel bursa'nın silüeti ne de belli belirsiz farkedilen bir hanın titrek mumundan süzülen ışıklar vardı..
  • mütesettire bir bacı hakkında şunları demiş:

    "polemik yapmayı hiç sevmem...
    tarzım, üslubum değildir...
    çatışmadan, kavgadan, insanları yüreğinden vurmaya çalışmaktan nefret ederim.
    herkesi anlamaya, hoş görmeye çalışırım...
    ne var ki, yıllarca içinde bulunduğu camiadan ayrıldıktan sonra o camiayı vurmak isteyen birini hoş görmem mümkün değildir.
    hele bir de kadınsa...
    kadınlarda başörtüsünden önce “edeb” aranır...
    rikkat, şefkat, merhamet, hamiyet aranır...
    mülayim “üslup” aranır...
    bunlar olmadan baş örtmek, kimseyi “kadın” yapmaz."
    http://www.habervaktim.com/…azi_bir_yakinmadir.html

    allah allah kim acaba?
hesabın var mı? giriş yap