çarpmak

• (bkz: crash) gibi bi mana olabilir. bi de cinler felan yapar (bkz: yamultmak)
• "abi bu içki beni çarpıyo." da bir ifade türüdür.
• çalmak, uçurmak; el çabukluğu-marifet...
• iki rakamı çarpma işlemine sokmak
• cronenberg'in "crash" isimli kült filminde seksle doğru orantılı olarak meydana gelen kaza türü.
• askerde fırça kaymak anlamında kullanılır
• cumadan pazartesiye ardışık olarak üç defa arabayla yapılmış olan eylem.
  
  sonunda şekil değiştirip peugeot'ya benzeyecek mi diye test ediyorum. henüz bir şeye benzemedi.
• askeri jargonda üst rütbe tarafından azarlanmak; ayar/azar/atar yemek. örneğin:
  
  - n'oldu amk ne bu surat ?
  - sorma amk 2 dakka miğferi çıkardım hede üsteğmen çarptı.
  
  edilgen kullanımı:
  
  - n'olmuş bu ibneye niye suratı asık ?
  - hede üsteğmene çarpılmış.
• kök anlamdan oldukça uzaklaşmış bir türevi var: çarpıştırmak. (not: çarpıştırmak için ukte verilmiş.) bu istanbul türkçesi'ndeki kullanımıyla iki şeyi birbiriyle çarpmak, çarptırmak olmaktan çok dövmek, pataklamak anlamında bir fethiye kullanımı. bu çarpıştırmanın kökü adeta çarpmaktan çok çırpmaya^* daha yakın. bariz güç eşitsizliği olduğundan tipik olarak koca karıyı, büyük küçüğü çarpıştırır. hatta sonucu önceden belli maç tarifi bu sözcüğe uyar. zaten maçtan çok hırs dökme, terbiye etme gibi bir kullanım bağlamı vardır. şöyle de diyebiliriz: çocuğun/karının, ağacın dallarını çırpar gibi kollarına vurmak, alelacele dövmek. bu durumda -ış eki işteşlik için değil, hız ve acele anlamı katmak için kullanılmış olur.
  
  dünyaya kafadan çarpmak gerekiyor. çarpmamış göktaşına anıt dikilmiyor.
  
  (bkz: çarpıştırmak)
  (bkz: çarpana/@ibisile)
  (bkz: çırpmak), çırpı
  (bkz: çalmak/@ibisile)
  (bkz: balçak/@ibisile)
• pokerde (texas hold'em) pre-flopta beti yükselterek mümkün olduğunca az elle flopa girmeyi hedefleyen oyuncunun yaptığı raise'in, daha iyi başlangıç eline sahip oyuncu tarafından görülmesi durumu.