hesabın var mı? giriş yap

  • alman disiplininin tum dunyaya naklen yayinlandigi mac.

    almanya milli futbol takimi oyuncularina bakiyoruz; hepsi trasli, efendi, isinde gucunde cocuklar.

    brezilya milli futbol takimi oyuncularina bakiyoruz; abuk subuk-karman corman sac modelleri, vucut gelistirmeye bulasip orantisiz kas yapmis, lakayit, karaktersiz, nereden geldigi belli olmayan bir ozguvene sahip, hemen hepsi ustun yetenek(!) pic kurulari.

  • geceyi ve karanlığı sevme, karanlıkta günışığında olduğundan daha huzurlu ve güvende hissetme halidir. semptomları şöyle:

    - evin en dipte kalan, en güneş görmeyen odasını tercih edersiniz.
    - perdeleriniz kalın, koyu renk ve her daim kapalıdır.
    - göz altlarınız çoğunlukla halkalıdır; ki bunun da geceyle bir ilişkisi vardır: (bkz: dark circles)
    - evinizde saat bulundurmaz ya da pillerini söküp aksesuar niyetine kullanırsınız.
    - sinsice herkesin uyumasını beklersiniz. kazara uyuyup kaldıysanız da güneş doğmadan evvel mutlaka uyanır ve yerinde duruyor mu diye bakarsınız; geceye.
    - sigara ve kahveyi sevme olasılığınız yüksektir.
    - diş gıcırtısından mustarip olma ihtimaliniz de yüksektir; çünkü bilinçaltınız yüksek ihtimalle bir çöplükten hallicedir ve sizin için uyumanın dinlenmekle bir ilişkisi yoktur. uyku, işkencedir.
    - kitap okumayı, çatallı sesleriyle şarkı söyleyen adamları ve kadınları, siyah-beyaz filmleri ve desensiz, yıllarca giyilmekten ruhu ezilmiş pijamaları çok seviyor olabilirsiniz.
    - bunlar dışında hiçbir şeyi sevmiyor olabilirsiniz; en çok da insanları.
    - çünkü insanlardan korkuyor olabilirsiniz.

  • müthiş faydalı bir oyuncu oldu kariyeri boyunca. en ön plana çıktığı takım galatasaray olmuştur.

  • bu hikaye aslında bilinir fakat ne kadar önemli olduğunu tam da buralı biriyle konuşunca anladım.

    aslında hiç önem vermediğimiz bir yerdir nahçıvan. bilmeyenlere söyleyelim, azerbaycan'a bağlı özerk bir bölgedir fakat bu ülkeyle fiziki bağlantısı olmayıp türk devletleri arasında türkiye ile kara sınırı bulunan tek toprak parçasıdır. ama neden hala azerbaycan'a bağlı özerk bir bölgedir biliyor musunuz? tamamen atatürk sayesinde. şöyle ki;

    bu bölgeyle birbirimiz bağlayan sadece ve sadece 15km'lik bir sınır (bkz: dilucu sınır kapısı) vardır ve bu sınır bizzat atatürk'ün cebinden para ödeyerek satın aldığı topraktır! adam demiş ki, yukarıda ermeniler (o dönem sscb), aşağıda iran, bu bölgenin insanı burada yaşamalı, bizim burayla direk bir bağımız olmalı ki hem ermeniler hem de iran'la aramız bozulursa, türk devletleri ve orta asya'ya bir bağlantımız kalsın. hem bu sınır sayesinde bu bölgenin insanını da koruyabiliriz. iran'la görüşür, tabi ki ikna eder, parasını öder, toprağı alır.

    gel zaman git zaman, 80'lerde ermeni ve azeriler arasında gerilim tırmanır. zaten o dönemlerin sonunda sscb'nin dağılması gerçekleşir. fakat nahçıvan bölgesinin insanı fakir ve techizatsızdır. ermeni birlikleri ruslardan temin ettikleri donanımlı silahlarla nahçıvan'a saldırıken, bu adamlar yalnızca av tüfekleriyle falan kendilerini savunmaya çalışmaktadır. saldırıların yoğunlaştığını ve nahçıvan'ın düşme ihtimalini gören dönemin türk hükümeti, bu sınır kapısından silah, techizat, sağlık yardımı yapar, bölge insanı güçlenir ve topraklarını korur. en nihayetinde sovyet rusyanın dağılması sonrasında özerk bir bölge olarak bağımsızlığını ilan eder.

    işte bu hikayeyi bana anlatan kişi bu bölgede o zamanlar çocukmuş. çok kötü durumdaydık, hayatımızı atatürk'ün 60 sene önce aldığı toprağa borçluyuz diyor. bu adam boğaziçi üniversitesi işletme mezunu ve şuan türkiye'nin önemli bir kuruluşunda, önemli bir pozisyonda bu ülke için çalışıyor.

    stratejik derinlik böyle bir şey. bazı miki mouse'ların dediklerine inanmayın siz. zira var olan toprağı geri taşırlar maazalah.

    konuya ilişkin bir kaç link;

    http://naxcivan.cg.mfa.gov.tr/…owspeech.aspx?id=709
    https://www.google.com/…ld%c4%b1%c4%9f%c4%b1+toprak
    http://tr.wikipedia.org/wiki/dilucu_sınır_kapısı

  • fikret orman önce çinlileri kazıkladı,
    çinli değilim diye ses çıkarmadım.
    sonra italyanlardan 1000 euro'ya dünya çapında golcü aldı
    "italyan değilim ki" dedim, sesimi çıkarmadım.
    almanlara yedek oyuncuyu 5 milyona sattı,
    "almanları düşünmek bana mı kaldı" dedim sesimi çıkartmadım.
    en sonunda gözünü biz taraftarların cebindeki paraya dikti
    etrafta beni kazıklamasına ses çıkartacak kimse kalmamıştı.

    (bkz: ulan fiko tek maçtan yatırdın bizi kombineye)

  • son zamanlarda bu başlık altında çok fazla aksi görüş var. bazılarını elimden geldiğince cevaplamaya çalışacağım

    1) eleştiri: "temettü emekliliği diye birşey yoktur. 32’lerden aldıkları hisse bugün 23 lira . 0.75 kuruş temettü için 9 liradan oldular"

    temettü emekliliği, veya uzun vade yatırım 10-20 belki 30 seneye yayılan bir yatırımdır. yani hisseniz 32tl'den 23tl'ye düşmüş, 15tl'den 10tl'ye düşmüş bunun sizi entrese etmemesi lazım.

    zaten düzgün firmalara yaptığınız yatırım sonrası 5-10 sene geçtikten sonra, o hisse yarı yarıya düşşe bile açık ara karda olacaksınız.

    örnek mi? elimdeki froto 13tl den alındı (temettü düşülmemiş hali). şuan froto 300tl olmuş, 220tl'ye düşmüş çok umrumda olmuyor.

    şuanki 10-20% mertebesindeki hisse oynamaları 5 sene sonra size çok komik gelecek. tekrar altını çiziyorum, büyüyen, yatırım yapan, kar üreten ve düzgün yönetilen şirketler için.

    2) eleştiri: "enflasyonu olan para birimi ile yatırım yapılmaz."

    buna da katılmıyorum. yatırım yaptığın firma hiç büyümese 10 sene boyunca aynı ürünü sabit adetle üretse bile, girdi maliyetleri yüzünden kendi ürün fiyatını da enflasyon oranında adjust edecektir. yani tam tersi, türkiyede enflasyona karşı en ii koruma, sizin yerinize ürünlerini en az enflasyon oranında zamlandıran şirketlere yatırım yapmaktır. hatta bunun üzerine ihracat yapan ve sürekli üretim kapasitesini arttıran şirket buldunuz mu tadından yenmez.

    3) eleştiri: "dolar bazında her sene eriyen borsaya yatırım yapılmaz."

    bu eleştiri bir nebze haklı. firsati olan gitsin nasdaqta yatırım yapsın zaten. fakat ben buna başka türlü yaklaşıyorum, borsamız 2013'ten beri dolar bazında eriyor. buna rağmen 2013 ten beri seçilecek düzgün şirketler bu ülkede yatırım yapabileceğiniz diğer geleneksel enstrümanları yendi. döviz olsun, faiz olsun hepsinden fazla getirdi.

    yani bu performansı gösteren bist, aslinda bu donemde tarihinin en kotu günlerini yaşıyor (dolar bazında). içinde bulunduğumuz politik çıkmaz çözüme ulaşırsa siz buna önümüzdeki 10 seneki dolar bazında değerlemeyi de ekleyin

    4) eleştiri: "temettü dağıtılınca değer düşer."

    zaten olması gereken o dur, temettü ödemesinde şirketin cebinden para çıkar ve şirketin değeri o temettü miktarı kadar azalır. fakat çok uzun yıllar bize şunu gösterdi ki, sürekli temettü dağıtan ve büyüyen şirketler her zaman bu fiyatın üzerine geri çıkarlar.

    temettü emekliliğini asıl çekici kılan nedir biliyor musunuz?

    anlatım kolaylığı açısından tek hisseli bir portfoy ile 55 yaşında emekli olduğunuzu düşünün.

    eğer elinizdeki hisse temettü ödemeyen bir hisse ise 55 yaşından, atıyorum, 85 yaşınıza kadar hayatınızı idame ettirmek için her sene hisse satmanız gerekecek. şirketiniz çok iyi performans gösterse bile 30 senelik emekliliğiniz boyunca (allah daha uzun ömürler versin amin) emeklilik portfoyunuz adet olarak eriyecek.

    fakat emekliliğinize temettü hissenizle girerseniz, hisse adediniz hiç değişmeden, sadece gelen temettülerle yaşayabileceksiniz. hatta bir adım ileri götüreyim, o hisselerin adedi 30 sene değişmeden, ondan sonraki 30 sene içinde çoluğunuza çocuğunuza bırakabilirsiniz.

    5) eleştiri: "şimdi diyelim elinizde 10tl değerinde bir hisse var ve her sene %10 temettü dağıtıyor. şirket temettü verdiğinde hissenin değeri otomatik olarak verilen temettü miktarı kadar azalıyor, buna ek olarak 1 lira olarak almamız gereken temettü miktarı vergi kesintisi nedeniyle 85 kuruş olarak ele geçiyor"

    bunu şöyle anlatayım, bu sefer eregli örneğini verelim.

    2013 yılında 1.74 tl den eregli aldın 100.000 adet.

    eregli 2013 yılında hisse başına 0.12 lira temettü dağıttı. bu eleştiri aldında geçen hesap o sene için önemli olabilir.

    fakat geldik 2022 yılına. öncelikle 174.000 liralik ana paran 2.600.000 tl oldu, geçen sene 185.000 tl temettü aldın (ilk yatırımından fazla) ve bu sene de muhtemelen 300-400.000 tl arası temettü alacaksın.

    işin sırrı zaman. doğru şirketlerde, bekleyebilmek.

    6) "bunun döviz versiyonunu tavsiye ederim. ingiltere veya abd borsası düşünülebilir mesela"

    yapabilenlere ben de tavsiye ederim. fakat benim için gerek vergi konuları, gerekse çok fazla şirketi sıfırdan filtrelemem gerekeceği için uzak duruyorum. yapabileceklere kesinlikle tavsiye ederim

    7) "aynı para ile btc ve eth alınsa çok daha kısa sürede emekli olabilirsiniz"

    belki doğrudur, belki yanlıştır. benim için yanlış. çünkü btc'nin adil fiyatının ne olduğunu ne ben, ne siz, ne de elon musk biliyordur.

    hisse senedi aldığımda, satışı, karı, marjları, hisse başına karı bellidir. en kötü ülkedeki faizi ve sektor ortalamasını dikkate alip, olması gereken f/k ile çarpar ve dersin ki bu şirketin olması gereken değer budur. üstü pahalı, altı ucuz.

    hadi o da yok, şirketin defter değeri vardır, defter değeri, muhasebesel değeri altından işlem gören şirkete (bazı farklı durumlar hariç) ucuz dersin.

    btc'nin gercek fiyatı nedir? nasil hangi metrikle ölçülüyor? yok öyle bişi. tamamen geçmiş hareketlerine bakarak ahh 30'dan donmus, ahh 25 altına sarkmamış diyebiliyoruz. ee yarın 5.000 dolar olsa? yada 500.000 dolar olsa?

    ben paramı iyi kötü ölçebileceğim, ucuz mu pahalı mı iyi kötü karar verebileceğim varlıklra yatırmayı tercih ediyorum. risk algısı çok yüksek kişiler btc'den emeklilik kovalayabilir.

    8) "birincisi enflasyon diye bişey yokmuş gibi davranmaları. hisse yüzde 50 artmış ama enflasyon yüzde 100."

    hangi zaman aralığını baz aldığınızı anlamadım. fakat üreten firmaların ürettiği ürünlerin de enflasyon oranında arttığını ve satışlarının da genelde enflasyon oranında artacağını düşünebiliriz.

    şu ülkede üreten, ihracat yapan belli başlı 5-10 firmadan oluşan bir sepetin 10 yıldır enflasyon karşısında hem dolardan hem faizden daha fazla getirdiği aşikar.

    gider alicanoğulları holding, gözümsün gayrımenkul y.o alırsanız tabi ki enflasyon karşısında ezilirsiniz.

    9) üstteki soruların cevabı olacak bir karşılaştırma yapalım.

    tam 10 sene önce yani ocak 2012 de, 10 hisseden oluşan bir sepet yapalım. borsadan bir bok anlamıyoruz ama borsada yatırım yapmak istiyoruz. ne yapalim? bir önceki senenin en büyük sanayi kuruluşları listesini bulalım ve borsaya açık olanlarını alalım.

    liste ahanda burada

    bu listeden borsaya açık olanlar aşağıdakiler. paramızı eşit olarak bölelim ve bu 10 adet hisseyi alalım.

    1) tüpraş (alış 38 tl) --> (bugün 166.4 tl) --> getiri (437%)
    2) ford (alış 13 tl) --> (bugün 247.1 tl) ---> getiri (1900%)
    3) tofaş (alış 5.85 tl) -->(bugün 77.5 tl)---> getiri (1324%)
    4) arçelik (alış 5.82tl)-->(bugün 49.4 tl)---> getiri (848%)
    5) ereğli (alış 2.02tl)--> (bugün 27.08 tl)---> getiri (1340%)
    6) aygaz (alış 8.62tl)--> (bugün 22.4 tl)---> getiri (259%)
    7) petkim (alış 0.75tl) -->(bugün 8.30 tl)---> getiri (1100%)
    8) vestel (alış 1.80tl)--> (bugün 23.86 tl)---> getiri (1325%)
    9) sarkuysan (alış 0.70tl)-->(bugün 17.77 tl)---> getiri (2538%)
    10) aksa akrilik (alış 2.40tl) --> (bugün 30.3 tl)---> getiri (1262%)

    yani hiçbirşey bilmeden, sadece en büyük borsaya açık 10 sanayi şirketine eşit ağırlıkla yatırım yapsak bugün portföy getirimiz 10 senede: 1233% olacakmış.

    bu getiriye aldığınız temettüler, hele ki aldığınız temettülerle gene almış olabileceğiniz hisseler dahil değil. mal gibi 10 hisse aldık ve 10 sene bekledik, gelen temettülerle de pavyona gittik.

    peki aynı ay dolar alsaydık? ocak 2012 de dolar ortalama 1.87 tl den fiyatlanmış. bugün kü kurla hesaplarsak

    dolar 10 sene de 729% getirmiş.

    altına bakalım...çeyrek altın ocak 2012 de 158 tl civarı fiyatlanmış. bugün merak ettim baktım 1298 tl den alınıyor.

    geçen 10 senede altın 820% civarında getirmiş.

    **********

    özetle, tam bir çaylak olarak, hiçbirşey bilmeden 2012 yılında yaptığımız borsa yatırımı, temettüleri pavyonda yiyerek ve temettülerle tekrar hisse alip kartopu yapmadan 1233% getirmiş, dolar 729%, altın ise 820%

    eğer bilinçli şekilde gelen temettülerle aynı hisseler alınsa, veya potansiyel görülen başka hisseler portföye dahil edilse bu getiri oranının daha da açılacağı çok aşikar.

    en güzeli de ne biliyor musunuz? bu performans, doların ve altının sözde "çoştuğu", türk borsasının ise dolar bazında kesintisiz eridiği bir zamanda gerçekleşti.

    bundan daha güzel getirileri sanırım güzel arsa yatırımlarndan veya hem hisse değerlemesi hem de doların değerlenmesinden kazandıran yabancı hisse senetlerinden elde edebilirsiniz.

    sağlıcakla kalın efendim

  • burada görüleceği üzere.

    her şeye karşısınız ama hiçbir şeyden de eksik kalmıyosunuz, her şeye özeniyosunuz ama özendiğiniz şeyleri bozmak istiyorsunuz. madem ki bu tür şeyler sana ters git evinde otur çocuk bak neyin şovunu yapıyosun

    gelen mesajlar üzerine edit: kimsenin giyim tarzını yaşam tarzını eleştirdiğim yok haddime de değil zaten sadece yapılan hareketin gereksizliğinden samimiyetsizliğinden bahsettim. her olayı islam düşmanlığına getirerek mağduriyet yaratmanızdan tiksindim artık

  • 10 şubat 2014 cnn türk 5n 1k yayınında söylediği sözlerin doğruluğunu, aradan 9 yıl geçmiş olmasına rağmen şu günlerde yaptığı işlerle gerçek anlamda kanıtlamış olan gazetecidir.

    bu yayında cüneyt özdemir habertürk'te sağlık sistemini eleştirdiği için gazeteden atılan 3 kişi için fatih altaylı'nın ne yaptığını sorar. sonrasında şu tarihi diyalog kayda geçer:

    c.ö: şimdi bu 3 kişi tespit edildi ve onların işten atılması istendi, sen de attın öyle mi?
    f.a: ben atmadım.
    c.ö: ama bunlar işten atıldı sonuçta.
    f.a: benim dışımdaki daha üst otoriteler tarafından işten atıldı.
    c.ö: sen ne yaptın?
    f.a: isyan etmek dışında ne yapabilirsin?
    c.ö: istifa edebilirdin. lanet olsun kardeşim böyle şeye diyebilirdin.
    f.a: (cevap vermeden bir süre boşluğa baktıktan sonra derin bir iç çeker) bunu bana ilk defa sen söylemiyorsun. kimse içerde ne olduğunu bilemez. benim orda niye durduğumu da bilemez.
    c.ö: niye duruyorsun? sen paraya pula ihtiyacı olmayan bir adamsın. istesen bırakıp gidebilirsin. durmanın sebebi ne?
    f.a: şimdi ben istifa edeyim, sen istifa et, o istifa etsin, bu istifa etsin, sonra ne olsun abi? bütün medyanın sahibi havuzcular mı olsun? tamamen havuz medyası mı olsun? en azından belli bir direniş gösterebilen, belli habercilik yapmaya çalışan ve tarafsız bir grup olarak ben olmayayım mı orada? bütün arkadaşlarım şahittir ki ben bu baskılara çok da kolay boyun eğmiyorum, gırtlağına kadar savaşıyorum. ben kimseyi kovmadım, sonuna kadar savundum o arkadaşları. ha ben istifa edersem ne olur? iki olasılık var. birincisi gazete kapanır ve yarın 800 kişi işsiz kalır. ikinci olasılıkta benim yerime kendi görüşlerinden bir adam getirirler. ayrıca benim bırakmak istemediğimi kim, nereden biliyor?

  • 2024 yılında dünyayı etkileyecek olası küresel sorunlar

    abd ve çin arasındaki gerilimler 2023 yılında küresel ekonomiyi önemli ölçüde etkiledi. ukrayna da yaşanan savaşının sonuçları ise ülke sınırlarının ötesinde yankılandı. afrika’da, nijer ve gabon’daki darbeler, son yıllarda küresel demokratik gerilemeye katkıda bulundu ve hamas - israil çatışması şimdiye kadar binlerce ölüme neden oldu.

    küresel güç gerilimleri, açık savaşlar, demokratik gerileme ve aşırı iş piyasası dalgalanmaları gibi eğilimlerin 2024’te de devam etmesi muhtemeldir. gelişebilecek olaylar hakkında kısa bir derleme hazırladım.

    bricks (brezilya, rusya, hindistan, çin, güney afrika) kuruluşu mısır, etiyopya, iran, suudi arabistan ve bae’yi de içerecek şekilde genişledikçe, büyüyen ekonomik etkisi küresel güç dengesini büyük oranda değiştirebilir.

    2024’ün ocak ayından itibaren, brics dünya nüfusunun yaklaşık %46,5’ini, 30,8 trilyon abd doları ile küresel gsyih’nın üçte birini ve küresel petrol üretiminin %45’ini temsil edecek. brics’in genişletilmiş ticaret ağı, özellikle tercihli ticaret anlaşmaları ve olası ortak bir para birimi kullanımı yoluyla batı pazarlarına olan bağımlılıklarını azaltabilir

    iran gibi batı tarafından yaptırımlara maruz kalan ülkelerin brics üyeliğine dahil olamsı diplomatik seçeneklerini artırabilir. bu, diğer yaptırımlı ülkeler için brics’in çekici hale gelmesine neden olabilir. brics’in genişlemesi, üyelerin politik ve ekonomik çıkarlarını daha kolay bir şekilde takip ederek etkilerini güçlendirmelerine olanak tanıyabilir. batı’ya meydan okumak, doğrudan bir yüzleşme şeklinde olmayabilir, ancak ımf gibi mevcut kurumlardan giderek uzaklaşarak gerçekleşebilir

    bir başka konu ise tüm kıtalardan ülkelerin ve milyarlarca insanın katılımıyla gerçekleşecek olan 2024 genel seçimleri yer alıyor. temelinde, eski başkan donald trump'ın cumhuriyetçi aday olması muhtemel olan abd seçimleri. yeniden seçilirse, nato'dan ayrılma konusundaki geçmişteki istekliliğini kanıtladığı gibi küresel angajmanda çekimserlik politikasına devam edebilir.

    böyle bir duruş, küresel ekonomik ve siyasi sistemleri zayıflatabilir ve daha büyük küresel etki arayan diğer ülkelerin yükselişine katkıda bulunabilir. genel seçimlerin çeşitliliğinden ortaya çıkan diğer önemli bir yön, demokrasinin potansiyel erozyonudur. örneğin, abd’de, olası bir trump diktatörlüğünden bahsediliyor. rusya’da, vladimir putin’in yeniden seçimi kazanması, 2030’a kadar cumhurbaşkanı olarak kalmasını ve 2036’ya kadar altıncı dönem yapma olasılığına sahip olmasını sağlayabilir (yaklaşık 32 yıl iktidarda kalması anlamına gelir)

    el salvador gibi diğer ülkelerde, bazı politikacılar anayasaları çiğneyerek yeniden seçilmek veya seçimleri izlemeye yönelik çabaları yasaklamak istiyorlar. tunus’ta olduğu gibi. bu tür uygulamalar, demokratik kurumları zayıflatabilir ve gelişmelerini kısıtlayabilir.

    orta doğu’da israil - hamas savaşının etkileri de hala sürmektedir. beyrut’taki bir hava saldırısından sonra, çatışmanın bölgesel olarak daha fazla tırmanma riskini artmıştır. bazı yakın ülkeler, örneğin, israil’in hamas saldırısına genel olarak güçlü bir şekilde tepki göstermiştir. ürdün, bu yanıtı savaş suçu ve mısır toplumsal ceza olarak nitelendirdi. savaş, bölgesel belirsizliği ve istikrarsızlığı artırma eğilimindedir
    bazı kanıtlar, artan siyasi istikrarsızlığın bölgenin finansal kurumlarının sağlığını da etkileyebileceğini göstermektedir.

    bunun sonucunda, daha büyük bir istikrarsızlık, abd ve avrupa’ya mülteci akışını artırabilir. bu durum, zaten gergin olan göçmen politikası tartışmalarını daha da kötüleştirebilir. israil - gazze savaşı, orta doğu’da yatırımları caydırabilir ve nakliye maliyetlerinin artmasına neden olan ticaret yollarını bozabilir

    son zamanlarda, yavaş ekonomik büyüme, yüksek genç işsizlik, emlak sektörü krizi, düşük doğrudan yabancı yatırım (fdı) ve zayıf ihracat nedeniyle çin’in ekonomisi “saatli bomba’’ olarak tanımlanmaktadır. düşük tüketici güveni ve harcamaları ve azalan dış talep ile büyüme beklentileri yapısal olarak daha zayıf kalmaya devam edecektir.

    çin’in iç tüketiminin azalması, hammaddelere ve emtialara olan talebin azalmasına neden olacak ve bu da avustralya ve brezilya gibi daha büyük ihracatçıları etkileyecektir.

    üretimin yeniden konumlandırılması ve tedarik zinciri çeşitlendirmesi, ticari sürtüşmeler ve silahlı çatışmaların sonucu olarak devam ettiğinden, çok uluslu şirketler karlarında bazı olumsuz etkiler yaşayabilir. bu, sadece tedarikçileri değil, aynı zamanda maaş artışları ve işten çıkarmalar açısından işgücünü de etkileyebilir.

    daha genel olarak, oecd’ye göre, çin ekonomisindeki artan riskler küresel büyümeyi etkileyeceği yönündedir.

  • bakın tamamen kimin şampiyon olduğu umrumda olmayan bir beşiktaşlı olarak söylüyorum rezalettir.

    tadic'e verilmeyen kırmızı ve bu penaltı direkt talimattır. burada fb ya da gs kollanıyor demiyorum direkt bu iki takımın mücadelesi ligin sonuna kadar gitsin isteniyor.

    utanmazlık ahlaksızlıktır bu. emek hırsızlığı resmen.