• çayan demirel, 1937-38 yıllarında türkiye cumhuriyeti'nin ulus-devlet anlayışını oturmak istediği dersim bölgesi'nde yaşanan olayları anlatan "38" belgeselinin yönetmenidir. "sessiz bir çığlık" olarak adlandırılan bu belgesel, mete tunçay, baskın oran, ismail beşikçi gibi isimleri de barındırıyor ve sanıklarla tanıkları bir araya getiriyor.
  • becerikli anlatıcı, naif adam.
  • 1938 yılında dersim'de yaşanan katliamı oldukça etkileyici anlatmış belgeselci.

    "...tarihin altında kalanlara, tarihi altüst edenlere..."

    böyle başlıyor belgesel. resmi ideolojinin esamisini bile okumadığı bir katliamın belgeselini çekme cesaretinden ötürü kutlanası insan. dersim'de yayınlanmadı çünkü polis "yayınlarsanız bizi üzmüş olursunuz" diye kibarca olacak olanı anlatan bir özet geçmişti.
  • 5 no'lu cezaevi adlı belgeseli için eline, kalbine, emeğine sağlık demek istediğim belgesel film yönetmeni
  • az önce altın portakal film festivalindeki 5 no'lu cezaevi vesilesiyle aldığı ödül konuşmasında "lice'de oyuncak yerine bombayla oynayan ceylan'a.." ödülünü ithaf eden yönetmen...

    dünkü ("ceylan önkol'un menşei ve modeli tespit edilemeyen, daha önce araziye atılmış ancak patlamadan kalmış 40 mm'lik bomba atar mühimmatına elindeki tahra ile vurararak patlatması neticesinde hayatını kaybettiği kanaatine varılmıştır" bu tahrayı bilirkişi gelip görmemiştir bile) bilirkişi raporunu referans alarak ceylan'ın bombayla oynadığını destekler türdeki bu ithafını aceleci buldum.

    devrimci söyleme ne oldu? sorgulama, ödül alınca bitti mi? yoksa ironi yaptınız da ben mi ironiyi anlayamadım? (lütfen ikincisi olsun..)
  • hani onun gibi beş on yönetmen daha olsaydı, bu ülke vicdanını bir ölçüde de olsa temizleyebilirdi.
    (bkz: 5 no'lu cezaevi)
  • askere gidip gelince yüzde 50 küçülmüş adam. "aslında kendimiz yapıyoruz, kendimiz izliyoruz" diyor. haklılık payı da var maalesef. ama yine de eline sağlık.
  • 5 no'lu cezaevi'ni anlatan belgeselini izleyemediğim, izlemeyi çok istediğim, 38'in belgeselini yaptığı için teşekkür ettiğim güzel insan. askere gitmişti, dönmüş. ne güzel.
  • çektiği 5 no lu cezaevi belgeseli ile bu ülkenin vicdanını derinden sorgulayan güzel insan.
  • bu akşam -yani pazar akşamı- kumbara cafe'de 'dersim 38' adlı belgeseli gösterilmiş ardından da kendisiyle söyleşi yapılmıştır. köken olarak da dersimliymiş.

    söyleşisinden satır başlarını almak gerekirse,

    son günlerde dersim meselesinin başbakan nezdinde gündeme gelmesinden hem mutlu, hem kırgın. kırgın olmasının sebebi hüseyin aygün'ün ve recep tayyip erdoğan'ın dersim meselesini siyasi rant sağlamak için kullanması ve samimi olmamaları.

    neden samimi bulmadığını ise şöyle açıklıyor: 'dersim 38' adlı belgeselini 2006 yılında çekmiş ve aynı başbakanın kültür bakanı bu filme izin vermiyormuş. film davalık olmuş ve şu an izinsiz gösterimi yapılıyor.

    dersim halkının, bugünlerde dersim katliamının gündeme gelmesinden dolayı sevinmesini trajikomik buluyor. sebebi ise malum.

    büyük imparatorlukların ulus-devlete geçerken tarihte bu tarz acı olayları maalesef gerçekleştirdiğini, diğer devletlerin kirli geçmişiyle yüzleştiğini ancak türkiye'de ise böyle bir çabanın olmadığını söylüyor. almanya'nın yaptığı yahudi soykırımını devlet olarak kabullendiğini örnek olarak veriyor. he bu arada türklerin ermenilere de kürtlere de soykırım yaptığını düşünüyor.

    türkiye'nin bu kirli geçmişiyle yüzleşmek yerine sadece faillerin, tetikçilerin peşine düştüğünü ve olayların altını boşaltma çabası içerisinde olduğunu ısrarla vurguluyor. geçmişten günümüze olayların tarihsel bir cetvelde incelenmesi gerektiğini, ancak o halde ermenilere yapılan soykırımla, hrant'a sıkılan kurşunun sebebinin anlaşılacağını belirtiyor.

    en çok da türkiye'nin neden dersim katliamını gerçekleştirdiğini soruyor. cevabını ise şu şekilde veriyor: dersim halkı hem kürt, hem alevi...
hesabın var mı? giriş yap