• hala dunyanin bir cok 3. dunya ulkesinde degisik islerde cok ucuza calistirilan cocuklar. genelde ufak yapilari sayesinde avataj saglanan hali dokuma, maden, ve tekstil sektorlerinde calistirilir. hastalik ve sakatlik durumunda hemen yerlerine bir baskasi bulunur. kokusmuslugun en ust derecesidir.
  • bi de uzakdogu ulkelerinde 12-13 yasinda pazarlanan cocuklar vardirki, o tamamen ayri bi olaydir. ne yaptiginin farkinda bile olmayan veletleri ulen bak daracik oluyomus olm bunlar diyen sapik zihniyete satarlar. allah akil fikir versin ne diyim
  • disneyin cocuk isci calistirma hadisesi vardir ki aman aman, 3 kurusa calistir cocugu oyuncak yaptir sonra binbir maymunlukla cocuklara sat. oheee
  • türkiye de 14 yaşını doldurmuş çocukların, fiziksel ve zihinsel gelişimlerini engellemeyecek işlerde çalıştırılmaları yasaldır.
    çocuk işçi nüfusu, bir ülkenin yoksulluk seviyesi belirlenirken esas alınacak kriterlerden biridir.
  • isci cocuklarin dunya tarafindan taninmasi 1910'lu yillarda amerikali bir fotografci olan lewis hine tarafindan gerceklestirilen "cocuk isciler" isimli calisma ile başlamıştır.. fotografcilar tarafindan halen "fotograf dunyayi degistirebilir" onermesine ornek olarak gosterilen bu calisma sayesinde bir cok bildirge yayinlanip cocuk haklari evrensel beyannamesi olusturulmus ve cocuk emegi bir dunya sorunu olarak gunumuze dek gelmistir.
  • ilo sozlesmelerine aykiri bir uygulamayla emekleri somurulen cocuklar. ozellikle brezilya, arjantin, turkiye gibi az gelismis ulkelerde cocuk isci calistirmak cok yaygin. bu isin gecmisiyse, cok daha boktan. endustri devrimi doneminde, kimsesiz cocuklar yurtlardan alinip maden ocaklarinda ve fabrikalarda calistirilirmis. o donemlerde "yataklar hic sogumaz" sloganiyla yaptirilirmis bu is. soyle ki, araliksiz bir vardiya sistemiyle calistirildiklari icin cocuklara yalnizca 4-5 saat uyku icin izin verilirmis; oyun oynamak ya da arkadaslariyla vakit gecirmek gibi luksleri elbette yokmus.
  • eti senin kemiği benim diyerek bir ustanın yanına verilmiş çocuktur. bir gün okuma konusunda konusunda çok hevesli olmayan bir çocuğu babası yaz tatilinde bir marangozun yanına çırak olarak verir. çocuk bütün yazı çekiç sallayarak geçirir. çalışan bir çocuk olmanın nasıl bir şey olduğunu görmüştür. mesaj yerine gitmiştir; çocuk yaşadığı şehrin en iyi liselerinden birinde okur, ülkenin en iyi üniversitelerinden birini bitirir, üzerine de işletme yüksek lisansı yapar.

    bahsi geçen çocuğun okuma şansı vardı, evine ekmek götürmek zorunda değildi. ama türkiye'de milyonlarca çocuk, "keşke çalışmak zorunda olmasam, keşke okuyabilsem" diye düşünüyor her gün yatağa yattığında.

    not: biraz cezmi ersöz'vari oldu farkındayım, ama bu da böyle olsun varsın...
  • macdonalds in global corporation olarak, en buyuk devlerden biri olmasindaki unsurlardan biri. oyledir, insanin ezilmesi icin ucuncu dunya ulkelerinde olmasi gerekmiyor. yetiskin bir insanin yapacagi isi cocuklara yaptiran mcdonalds normalde yetiskinin saatine en az $14 vermesi gerekirken 14 yasindaki cocugun eline saati icin $7 veriyor bunun birazina da devlet baba vergi diye el koyuyor yavrucagin elinde kala kala $4,70 falan kaliyor. (saatine $14 buyuk bir para diil hic diil, domatesin 1 kilosunun $4,99 oldugu bir ulkede)
  • (bkz: gelin)
    (bkz: besleme)
hesabın var mı? giriş yap