• mühendislik yaptığın ofiste çok sıkılıp "keşke bir top olsaydı da sandalyelere şut çekseydim" diye düşünmek. *

    ayrıca evlenirken eve ilk eşya olarak küçük yumuşak bir top almak.*
  • modern zamanlarda, psikiyatrının "hmm siz ergenlikte takılmışsınız bunu birlikte çözelim" önerisine maruz kalmak.

    (bkz: psikiyatr tripleri)
  • her seyin farkli gozuktugunu, yildizlari, bulutlari, topraktaki böcekleri...artik akliniza ne geliyorsa sanki ilk defa goruyormus gibi yasayabilmek, hep bir ictenlikle gulebilmek.
  • aziz nesin vakfı tarafından ismail gülgeç'e ayrılmış bir özellik. güle güle kullan.
  • 20 yaşındasınızdır ama hiç bi şekilde gençliğinizi yaşamamış hissedersiniz kendinizi, çünkü henüz çocuksunuzdur. işe girersiniz, kendinizi herkesten küçük görüp ezilip büzülürsünüz, arkadaş ortamında kendinizi çocuk gibi hissedersiniz, yanlış bişey söyleyip dışlanırsınız korkusu yaşarsınız. kalabalığa girdiğinizde kollarınızı çocuk gibi birbirine kenetlersiniz, büyük dünya büyük insanlar hep sizi ürkütür… bi yerlerde yapılmış bi hata aslında yapılmamış bi hata ararsınız, hata yapmadan büyünemeyeceğini o an anlarsınız işte! en büyük suçu sizi bir cam fanusta büyütmüş ve her şeyden izole etmiş ailenizde bulursunuz, çareyi de ailenizden bi şekilde uzaklaşmakta… o da zor gelir size çünkü her şey için erkendir! her şey için erken
  • (bkz: el gibi)
  • çocuk olmaktan farklı bir durum.
    içindeki veledin söylediklerine zaman zaman uymak var, bir de onun kölesi olmak var..
  • bir yetişkin için hep aldatılmak, kahrolmak, anlam verememekle sabitleşecek durum...
  • büyük bir hevesle kinder sürpriz yumurta almak, çizgi filmlerden vazgeçememek , sokak kedilerine köpeklerine sataşmadan edememek, buzdolabına sotelenmiş pastaya parmak atmak...
hesabın var mı? giriş yap