• 1931 yilinda istanbul'da dogmus ressam. 1953-57 yillari arasinda texas, boston, new york'ta, 1965-66 yillari arasinda paris'te, 1966'dan 1971'e kadar istanbul'da, sonra 1973- 1977 yillari arasinda nijerya'da calismistir. 1983'ten bu yana paris-istanbul arasinda mekik dokuyanlardandr.
    boston, istanbul, ankara, paris, la haye, sao paulo, berlin, londra, belgrat ve kopenhag sergi actigi kentlerdir. ankara ve istanbul devlet guzel sanatlar müzelerinin kalici koleksiyonlarinda eserleri vardir.
    sanat dunyamiz'da yazilari yayimlanir.
  • o kadar hizli konusur, o kadar konudan konuya gecerki insan ne yapacagini bilemez. istese de dinleyemez. kendine ait dairesel firca darbelerinden olusan bir tarza sahiptir. en az iki tablosunu goren bir insan bile artik bir tabloya "bu omer uluc'tur" derken bir an bile agzindan cikan cumlenin yanlis olma ihtimalini dusunmez. sergileri hep cok keyifli olur. bir gordugu yuzu bir daha asla unutmaz.
  • belki de alev alatlı nın romanında acıyarak portrelediği "yetenekli olmadığının farkında olan" ressam budur. romandaki karakter eğip büktüğü boruları boyayarak yaptığı çalışmasını erotika adıyla sergilemişti. romancının bu konuda otorite olduğu söylenemez tabi, anlattığı işi yapan birinden etkilenmiş de olabilir. ama schrodinger'in kedisi kabus da ilgili kısacık bölümü okumuş ve hakeza otorite olmayan bendeniz de şaşıyor doğrusu bu omer bey e, "yky sergilenecek nesi var be bunun" diye dahi düşünüyor.
  • yaptığı borulu çalışmaların benzerlerini beşiktaş-taksim dolmuş duraklarının yanındaki elektrik süpürgesi hortumu satan arkadaşın tezgahında da görebileceğiniz modern sanat borucusu.
  • şakayla karışık "fazla küratöre ihtiyacınız var mı" soruma "piyasada yeterince küratör mevcut, neden bu kadar çoksunuz" cevabını veren, simaen sanki biraz zekeriya beyaz'ı andıran zat..bir de atölyesinde çok fazla tiner kokusu mevcut, ateş ile yaklaşılmamalı.
  • sevim burak'ın eski kocasıdır.
  • yapitlarinda hep ayni malzemeyi kullanmaktan yavaş yavaş * vazgeçse iyi olacak sanatçi.
  • virgül dergisi aralık 2005 - 90. sayısında uzunca bir röportajı yayımlanmı$tır. ayrıca derginin kapağındaki eserde sanatçı tarafından yapılmı$ "ahtapot gümü$" adlı polyester dökümden eserdir.
  • 11 ekim-19 kasım 1988 tarihleri arasında maçka sanat galerisinde açtığı sergi dolayısıyla kendisiyle yapılan röportajda elinde kadehi ile bir fotoğrafı yayımlanan ve şu cümleyi kurarak beni koparan ressamdır: ben içki içen bir adamım. bunun resme faydası var mıdır bilmem ama bu böyle.
hesabın var mı? giriş yap