*

  • çalışanlarına bir hafta "ara tatil" veren tek kazı olan çatalhöyük ün kazı başkanı.
  • şu aralar stanford üniversitesindedir kendileri.
  • post- processual * arkeolojinin dünyandaki temsilcisi. stanford universitesi kültürel antrolopoloji bölüm başkanı. (bkz: reading the past)
  • yapı kredi kültür sanat vedat nedim tör müzesi'nde açılan çatalhöyük sergisi nedeniyle bugünlerde istanbul'da sıkça karşılabileceğiniz arkeolog.
  • ingiliz bir arkeolog ve kendisi konya'nin cumra ilcesinde catalhoyuk kazilarinda 23. yilini doldurmus bulunmaktadır. planlamasi 25 yil imis.

    hayranim boyle insanlara.
  • bu haftasonu istiklal caddesi yky de sergisine bakındığımız arkeolog.
    türkiye de yaşadığı ilginç anlar için doğa sevgilisi tarkan ile tanışmasını söyleyince ,
    tarkan'dan pek haz etmeyen yanımdaki flörtüme *
    danla bilic pozu verdim. *

    bu adam 23 senedir türkiye de. bu sergi de 1993’den beri çatalhöyük’de devam eden arkeolojik kazılar doğrultusunda yapılan bilimsel çalışmaları sergiliyor.
  • "çatalhöyük'te bulunan 21 metre yüksekliğindeki tümseğe her çıktığımda yüreğim kıpır kıpır eder. 1993 yılından beri yazları burada çalışmama rağmen, o topraklara her adım atışımda dizlerimin bağı çözülür. ne de olsa altımdaki toprak 9000 yıl kadar önce nüfusu 3000 ile 8000 arasında olan bir yerleşmenin büyüleyici ayrıntılarını barındırır."
  • “geçmiş bize nesnel olarak verilmemiştir, arkeoloji sadece gerçekleri tanımlamak ve hipotezleri onlara karşı sınamak değildir. o, karmaşık sosyal olguların içine saklanmış, yorumlayıcı bir teşebbüstür.”
  • stanford universitesinin kampusunde tesadufen karsilastigim yasi hayli geckin ıngiliz aksanli beyefendi. kirik da olsa turkce konusmasi beni cok sasirtti tabii daha sonra catalhoyuk kazilarinin basinda 25 yildir turkiye'de calistigini ogrenince kendim adina utandim daha once ismini duymadigim icin.
    turkiye'de karsilastigi en buyuk sorunun burokrasi oldugundan bahsetti. kazilarin her adiminda bircok izin almak gerekiyormus ve muhatap bulmak zormus.
  • çatalhöyük'e gidip biraz da araştırma yaptıktan sonra son derece saygıdeğer bulduğum arkeolog.

    bilimsel çalışmalarının yanı sıra kendisini bir de çatalhöyük'te ikamet eden (bkz: sadrettin dural)dan dinledim. 90'lı yıllarda bölgede bekçilik yapan sadrettin bey'in çatalhöyük sevdasını keşfettikten sonra sadrettin bey'in bilinçli bir eğitim verebilmesi açısından ona dersler verir ve sadrettin bey bir dönem rehberlik yapar. ardından çatalhöyük hakkında 2 kitap yazar. bu kitapları da krediler çekerek, arabasını satarak bastırır. (bkz: 9000 yıl önce çatalhöyük'te yaşam) adlı kitabında bir çocuğun neolitik dönemdeki hikayesini anlatır. sadrettin bey'in profesör hodder'le olan iletişimlerini kendisinden dinleyince ian hodder'in ne kadar mütevazi ve bölgeyle ne kadar içli dışlı olduğunu da anladım. ülkemiz böyle insanları baş tacı yapmalı.
hesabın var mı? giriş yap