• bir halk ozanı. alıntıyla anlatalım:

    "1940 yılında maraş’ ın göksun (ilkokulu okuduğum yer, mucit) ilçesinin yoğunoluk köyünde doğdu. 11 yaşından itibaren irticalen şiir söylemeye başladı. yaşlı ve usta aşıkların yanında kendisini yetiştirmiştir. küçük yaşta babasını yitirir. okumayı yazmayı birçokları gibi hüdai de askerlikte öğrenir.

    iki yıl konya da yapılan aşıklar bayramına katıldı. 1968 yılında şiir dalında birinci olarak fuzuli ödülünü aldı. 1969 da atışma ve şiir dallarında ikinci olarak dadaloğlu ve yunus emre ödüllerini kazanmıştır. şiirleri iç dünyasını yansıtır. tasavvufa yönelmiştir. şiirlerinde kendine özgü bir incelik ve deyiş güzelliği vardır. 23 kasım 2001 tarihinde aramızdan ayrıldı..."

    (kaynak: http://www.turkusokagi.com/asik_hudai.htm)
  • cagimizin (bkz: yunus emre)lerinden biri olan hüdai baba 1940 yilinda dogmu$- kasim 2001 yilinda sesizce hakka göcmü$tür.duygular dönü$tü söze ve bütün evren semah döner dizelerinin de sahibidir.
  • anadolu'nun yetiştirdiği halk ozanlarından biri. şöyle demiş:
    "gönül çalamazsan aşkın sazını
    ne perdeye dokun ne teli incit
    eğer çekemezsen gülün nazını
    ne dikene dokun ne gülü incit

    bülbülü dinle ki gelesin coşa
    karganın namesi gider mi hoşa
    meyvesiz ağacı sallama boşa
    ne yaprağını dök ne dalı incit

    bekle dost kapısın sadık dost isen
    gönüller tamir et ehli dil isen
    sevda sahrasında mecnun değilsen
    ne leyla'yı çağır ne çölü incit

    rızaya razı ol hakka kailsen
    ara bul mürşidi müşkülde isen
    hakikat şehrine yolcu değilsen
    ne yolcuyu eğle ne yolu incit

    gel haktan ayrılma hakkı seversen
    nefsini ıslah et er oğlu ersen
    hüdai incinir inciden versen
    ne kimseden incin ne eli incit"
  • 20. yy.ın bana göre en büyük ozanı.bunu belki tarif etmek çok güç. çünkü bu size hissettirdikleri ile ilgili birşeydir.sizin yaşadıklarınız,yaşamadıklarınız,yaşayamadıklarınız,vicdanınız,anne babanız,diğer arkadaş ve akrabalarınız ne varsa artık.ama bütün bunlarla ne olmuşsa olmuş ve benim için vazgeçilmez,benim için insan-ı kamil ve yıllardır kendisini anlamaya adadığım bir adam olmuştur. yaşadığı zamanda,sivasta hayatını yitiren hasret gültekin onu belki en çok anlayan olmuştur.

    hüdai nin türkülerinde zaman ve yer kavramı yok gibidir.bunu nasıl yapmışsa yapmış ve içinde yaşadığı zamanın tamamen dışında kendinden yüzlerce yıl evvel yaşayan örneğin kendisini akrabam diye nitelendirdiği yunus emre gibi sözler söylemiştir.yazdığı sözlerde siz başka insanların etkisini görürsünüz ancak hüdai olduğununda farkına varırsınız.bu sözler biraz aforizmalar genellemler içeren ve en sonunda insan-ı kamile vurgu yapılarak bitirilen sözlerdir.20,yy da sanki hüdai elinde asası ile anadoluyu gezmiş ve gittiği yerlerde de bu sözleri söylemiş orada ki insanların da bu sözler aklında kalmış ve zamanla türkü olmuş diye bakarsınız.bu da mantıksız değildir aslında çünkü hüdai hayatı boyunca hiç evlenmemiş ve çevresinde onu tanıyan insanların söylediği(benim yavuz toptan duyduğum) kadarıyla derviş gibi yaşamıştır.bu durumda,onun üretim sürecinin birinci nedenini ortaya koyuyor.örneğin;

    bütün evren semah döner
    aşkından güneşler yanar

    dizelerinden siz dünyanın ayakta durabilmesi için yapması gereken dönme hareketinden,çekirdek etrafında dönen elektrondan ya da vücüdun enerji birimleri olan atp lerin sentezlenmesi için de devamlı bir dönüş yapması gerektiği ve dönmenin birinci temel eylem olduğu sonucunu çıkartırsınız ve zaten semah dönmekte bu hareketlerin hepsini temsil eder.hüdai için tanrı ve din;

    canan bizim canımızdır
    teni bizim tenimizdir
    sevgi bizim dinimizdir
    başka dine inamayız

    dizelerinde tarif ettiği gibidir.bizim kendi canımızdan,tenimizden diye tarif etmiştir tanrıyı ve sevginin ona ulaşılan yol oldğunu söylemiştir.

    sevda sahrasında mecnun değilsen
    ne leylayı çağır ne çölü incit

    diyerek kendisi, beni kendi dünyasına gark,beynine de mest etmiştir,adeta benim sakim olmuştur.her dinlediğimde elinden aşk badesi içmiş gibi olurum.hüdainin şiirlerinde değişik olan tarzı hemen farkedersiniz.örneğin gene kendisi yukarıdaki ifadeyi başka bir türküde de şu şekilde işlemiştir ve farkedilir ki hüdainin içindeki aşkı ifade etmede doğa en önemli argumanıdır.fakat klasik dağ temasının dışında,çöl ve güneş daha sık kullandığı temalardır.

    bir aşkdır düştü özüme
    yanarım kendi közüme
    leyla göründü gözüme
    çöl ile öldürmeyin beni

    burada aşık olan ile aşkın aynı şey olduğunu bir kez daha fark edersiniz ve hüdai burada da üslubunu koymuştur.
    insanın bilmesine,öğrenmesine,düşünmesine ve sorgulamasına önem vermiştir hüdai ve onun için insan bu noktada insandır.

    bilgisiz,cahil görgüsüz kuldan
    ölülerin mezar taşı makbuldur

    demiştir mesela.burada ilk bakışta yunus geleneğinin dışına çıktığı görülebilir.ancak hüdai derin felsefesini burada bir gerçekçilikle birleştirir ve gene farkını ortaya koyar. nietche den bir alıntıymış gibi duran sözün onun için anlamı şudur ki insan okuyan,öğrenen,düşünen ve sorgulayan yönleri ile insandır bunun dışında bir ölüdür.sözde,cahil insanın ölüden farkı olmadığı anlamı vardır,öldürülmesi gibi bir ifade tabii ki yoktur.onun için insan bu fonksiyonları ile insandır.ayrıca yaşadığı zamanında tanığı olmuştur ve bunu her biri birer destan olan türkülerinin arasına serpiştirmiştir.

    körler düştü kalleşlerin izine
    dinamitler kondu suyun gözüne
    haklının hakkını aramadılar

    eserleri deyiş formundadır ve fakat dinleyince hepsi birbirinden farklı gelir.inanılmaz bir melodik zenginliğede sahiptir yani.ayrıca hüdai için şiir,edebiyat ve müzik hak lisanıdır yani hüdai için bütün bunlar ibadet söyleminin de ötesindedir hak lisanıdır.yada hüdai için ibadet hakka ulaşmak olduğu için o yolda yapılanlarda hakkın yaptıklarıdır.kendisi de tarih boyunca bunun hakkını veren bir kaç insandan biridir zaten.

    hüdai yim daldım gama
    saldı beni demden deme
    asın kesin yüzün ama
    dil ile öldürmeyin beni

    2001 yılında ankarada tek odalı bir evde öldüğünde ölüsü üç gün sonra bulundu.emeği geçen geçmeyen herkese teşekkürler diyelim.niye diye bir kez daha soruyorsun kendi kendine.adam ürettiklerinin hakkını alabilseydi sadece, bilmiyoruz belki daha rahat bir hayatın özlemini çekmiş olan bu insanın ölüsü evinde kokmazdı.gönül çalamazsın aşkın sazını türküsünü kasetine okuyan ve türkünün altına da söz müzik anonim yazan yavuz bingölün ve başkalarının inşallah bu durumdan haberi yoktur.

    anlattıklarım bildiklerimin yarısı etmez,bildiklerim ise zaten onu anlamaya yetmez.daha fazla anlamak ve anlatmak boynumun borcudur.
  • asıl adı sabri orak'tır.
  • eğer çekemezsen gülün nazını
    ne dikene dokun ne gülü incit

    ne de güzel bir aşk mottosudur.
  • makbuldür

    faydası olmayan bahardan yazdan
    yüce dağ başının kışı makbuldür
    cahilin ettiği sohbetten sözden
    alimin hayali düşü makbuldür

    lokma yeme muhannetin elinden
    kurtulaman sonra acı dilinden
    namertlerin kaymağından balından
    merdin kuru yavan aşı makbuldür

    hüdai konuşur bir ince dilden
    hal ehli olmayan bilir mi halden
    bilgisiz görgüsüz duygusuz kuldan
    ölülerin mezar taşı makbuldür

    sabahın köründe iş yerinin önünde sigara içerken, yanımıza gelen arkadaş, aldatıcı güneşe istinaden bu şiirin ilk iki dizesini söyleyince tanıştım. benim gibi maraşlı imiş ve ankara'da ölmüş.
  • gönül duyguların diliyle konuş,
    aşkınan çalınan saz yalan değil.
    tanışayım dersen özünle tanış,
    sen senden haber al, öz yalan değil.

    akıl fikir en kıymetli varındır,
    güzel ahlak ile ruhu arındır,
    kaderini çizen karakterindir,
    hakk’ın söylettiği söz yalan değil.

    kişi belli sohbetiyle sözüyle,
    gerçekler uğraşır kendi özüyle,
    candaki cananı gönül gözüyle,
    görebiliyorsa göz yalan değil.

    hüdaî divane cezbesi derin,
    yorum kabul etmez o anki durum,
    âşığa bakmayın, aşkını görün,
    yürek yakıyorsa köz yalan değil.
  • erenler zehir getirin, balınan öldürmen beni
    bağrıma diken batırın, gül ilen öldürmen beni

    hiçlik aleminde mestim, varlık sevdasını kestim
    yokluk benim eski dostum, malınan öldürmen beni
    (bkz: duygular dönüştü söze)
hesabın var mı? giriş yap