• serbest piyasa anarşizminin bir kolu.
    insanların devletten tamamen bağımsız, kendi aralarında kurdukları ekonominin büyümesiyle birlikte devletten kurtulabileceğini savunur agoristler. murray rothbard'dan etkilendikleri söylenebilir.
  • anarşizmin bir kolu olduğu doğrudur ama o anarşizm'e serbest piyasa anarşizm'i demek ne kadar doğru bilmiyorum.

    çünkü burada tarif edilen olgu, bir piyasayı değil, bir arz alanı olarak pazaryeri'ni tarif ediyor. piyasa dediğimiz ise arzın örgütlü olduğu, talebi belirlemek için çeşitli araçlara sahip olduğu ve artı-değer amacıyla hareket ettiği bir olgu.

    burada ise agora'nın temel nedeni hür tercih mekanizması. üretici, ürettiği malı agoraya taşır, talep sahibi agorada istediği arza karşılık başka bir arz sunar ve böylece değişim gerçekleşir. "sana patates veriyorum ve karşılığında çatımı tamir ediyorsun" vb.

    agorizm bir sistem değil, bir yöntemdir. anarşi zaten böyle bişidir.

    amma ve lakin şöyle bir sorun da var. agoristlerin ciddi bir kesimi özel mülkiyete karşı değillerdir, hatta özel mülkiyeti (so called) özlük hakları içerisinde tarif ederler. bunun sınırı çok muğlaktır. senin gömleğin, senin yatağın, hatta senin evin özlük hakkındır tamam, kabul de, senin fabrikan, senin üretim araçların filan işin içine girince iş çok saçma bir yere varıyor, burada iş boka sarıyor zaten. "bırakınız yapsınlar"cı eğilime teslim olarak rekabeti güzelliyor ve iktidar tarafından değil, güçlü oluş tarafından bir ezilen sınıfı yaratılmasını mümkün kılan bir tarife yöneliyorlar. bu durumda güçsüz olanların biraraya gelmesi ile güçlü başka bir kurum ortaya çıkıyor ve ne hikmetse bu agorist "bırakınız yapsıncılar" mülkiyet haklarının korunması kaygısıyla devletçi liberterlere dönüşüveriyorlar.

    "mülkiyet hırsızlıktır" şiarı olmadan anarşi mümkün değildir. marxist anlamıyla sömürüyü bireysel kontrat ile açıklayamazsınız zira.

    biraz basitleştirdim ve çubuk büktüm elbette; derinlikli okumaları hakaden bir konu.
  • kolektivist anarşizmden oldukça farklıdır. evet.
    piyasa olarak bahsedilen, bireyler arasındaki alternatif ekonomi, devletin güdümünde olmayan karşı-ekonomi. tüm kaynaklarda market olarak geçmekle birlikte bunu daha güzel açıklayan, kafa karışıklığını gideren türkçe karşılıklar bulunabilir bence de.

    edit: ''pazar'' anarşizmi demek daha uygun olur belki de.

    ~

    takas ruhu yaşasın
  • samuel edward konkin iii tarafından kurulmuş olan ve serbest piyasa anarşizmini benimseyen siyasi ideolojidir. konkin agorizmi new libertarian manifesto'da açıklar.

    manifestonun ilk bölümünü devletçiliğin tenkidi oluşturur. konkin burada zorlamaya dayalı yaptırımı verimsiz ve ahlaksız ilan eder. thomas szasz'ın karşıt psikolojisine atıfta bulunur. kademecilik ve minarşizm (bkz: minarşizm/@highpriestess) gibi akımları yozlaşmış entelektüel kastın tepkileri olarak tanımlar. partiarşi aleyhtarlığını belirtir.

    ikinci aşamada konkin, agorizmin hedefi üzerinde durur. "özgür bir toplum neye benzer?" sorusunu sorar. şimdiye kadar tasarlanan en özgür toplumun robert lefevre'inki olduğunu iddia eder. yani konkin'in idealindeki toplum, tüm ilişkilerin gönüllü mübadelelere (serbest pazar) dayandırıldığı bir toplumdur.

    konkin bunun söylendiği kadar basit olamayacağını bilir ve manifestosunda thomas jefferson'ın meşhur "ebedi ihtiyat hürriyetin bedelidir." vecizesini alıntılar. olası saldırganlıklara karşı asgari bir öz savunma bilgisinin herkes için gerekli olacağını vurgular lakin her koşulda kendisini savunamayacak birileri (çocuklar gibi) olacağından da bunun her sorunu çözmeyeceğini not eder. pasifist olmamayı bilinçli olarak seçenlerin savunulmaması gerektiğini söyler.

    şiddeti başlatan kişiye ne yapılacağı önemli bir sorudur. manifestoda, hak ihlallerinin çözümlenebilmesi için bir yargıç, adil tanık veya arbitratörün şart olacağı öne sürülür. hüküm verildikten sonra icra gerekli olabilir ancak pasifistler için bu mecburi değildir. sisteme katılmamak gibi bir seçenek vardır. katılmayanlar kendi kendilerinin sigortası olmakla yükümlüdür.

    düşünür tahkim sistemini örneklendirmelerle açıkladıktan sonra karşı-iktisat kavramına geçer. burada kara ve gri piyasalara yönelim aracılığı ile devlet kontrolüne meydan okuma vardır.

    bir sonraki bölümde ise agorist bir toplumda geleneksel iş organizasyonunun ortadan kalkacağı argümanı savunulur. bunun da nedeni konkin'in kurumsal hiyerarşiyi piyasanın değil devletin bir taklidi olarak yorumlamasıdır. agorizmde pek çok özgür girişimci dernekler kurarak faaliyetlerini koordine edecektir ve bu piyasanın bir ihlali olmayacaktır.

    manifestonun sonlarına doğru ise agorizme giden basamaklar klasifiye edilir:

    faz 0: dağınık liberteryenler veya karşı-iktisatçılar dönemi.
    faz 1: karşı-iktisatçıların artmasıyla liberter harekette ilk bölünmeler.
    faz 2: devletin agorizmin farkına varışı.
    faz 3: devletin krize sürüklenmesi. baskılama dalgaları. başarılı bir direniş gerçekleştiği takdirde devrim.
    faz 4: devletin çözülmesiyle beraber içinde hala devletçiler barındıracak olan agorist topluma geçiş.

    manifesto "agora, anarchy, action" mottosu ile biter.
hesabın var mı? giriş yap