• lisans okudugum donemlerde pek sorgulamadigim ama is akademik kariyer yapma noktasina geldiginde aci icinde yokolmakta oldugunu farkettigim etik anlayisi. ogretim uyelerinin cikar pesinde kosmasi cok aciklidir (ki bu cikar her zaman maddi olmak zorunda degildir). ozgun bir arastirma yapma potansiyeli olan ve ne istedigini bilen kisiler yerine, kendilerine ceviri yapmada, sinav okumada ya da diger bilumum kagit islerini halletmede yardimci olabilecek ogrencileri secmektedirler. birtakim fakultelerde yuksek lisans veya doktora yapan bazi kisilerin ozel sektorde yuksek mevkilerde olduklarina ve calistiklari sirketlerle fakulte arasinda bazi “alisverisler” olduguna dikkat etmeniz yeterlidir. hadi bu tip faaliyetler icin “okulun yararina calismalar” diyelim; ama is iliskileri ve iktidari kisisel cikarlara alet etmeye gelince, iste orda durmak ve ilgililere akademik etigin ayaklar altina alinmamasi gerektigini hatirlatmak gereklidir.
  • türk akademisine muhtıra.

    ülkemizin pek çok kurumunda gerçekleşen yozlaşmanın baştan ayağa olduğunun göstergelerinden biri olan akademi kurumlarına uyarıdır. bugün itibariyle anladım ki, gerçekten yatacak yeriniz yok! ülke sorunların içinde debelenirken akademik teşviklerin peşine düşüp araştırma görevlilerini birlikte(!) iş yapmak için sıkıştırmaya devam eden sevgili meslektaşlarım, araştırma görevlisinin yazdığı makalenin yanına adınızın yazılması etik olmadığı gibi, yazının yayımlanması için kendisine yardım(!) etmeniz makalede size yazarlık hakkı tanımaz. düzeltmeler yapmanız, verilerin toplanmasına yardım etmeniz, istatistiksel analizler yapmanız makalenin yazarlığını size sağlamaz. değil birinci isim, ikinci isim olmanız mümkün değildir bu yolla.
    daha önce birlikte çeşitli kurullarda iş yaptığınız araştırma görevlisine ya da yüksek lisans/doktora öğrencinize yıktığınız işler sizin notunuzu vermiştir. birlikte proje yürütmek istediğinizi ısrarla söylemeniz bir şeyi değiştirmez. proje yapmanın çok kolay olduğunu söylemeniz o projeyi kolay yapmamaktadır, ancak size kolay olacağını göstermektedir.

    akademik etiğin ne olduğunu öğrenmek için lütfen (bak lütfen diyorum) şu yazıyı okuyun.
    rezilsiniz.

    saygılarımla.

    edit: imla.
  • adalet dağıtıyor reis fakat bir karşılığı yok yani çabuk unutulur asıl işin devlet tarafından bir kurul oluşturularak yapılmasıdır. kardeşim intihal yapmışsın çaat kovuldun. evet böyle bir mahkeme olayı falan var da pek işlemiyor bu kurullar zaten adamların ahbapları tarafından oluşturuluyor uyarı falan geçiştiriliyor. yav birisi boş sayfaya atıf yapmıştı buraya taşıdık bizi lanetleyeceklerdi neredeyese.

    tanım: akademinin yapamadığını yapan twitter hesabı.
  • tanım: twitter'da bir hesap

    intihallerin filan bulunması iyi güzel, etik konusunun takipçisi olunması çok iyi ama bu hesabın kullandığı dilde bir sorun var. racon kesiyor, kendisinden (lerinden) överek, göklere çıkararak bahsediyor filan. açıkçası klasik göklere çıkmış akademisyen egosunu fazlasıyla hissediyorsunuz. ayrıca isim vermesi, hedef göstermesi beraberinde bazı sorunları da getirir.

    bunu bir mobbing aracı olarak, tehdit şantaj aracı olarak kullanmadığı-kullanmayacagi ne malum?

    bu tür işler şeffaf bir şekilde adil olarak işlemeli. konunun uzmanlarınca yapilmali. ama burada böyle bir durum söz konusu değil.

    yani kisacasi, bilimsel metodu sağlıklı bir şekilde isletmeyenleri hedef alan bu hesabin da metodu yanlış. adında da bulunan etik kavramıyla tezat oluşturuyor.

    yok'un bu denetleme mekanizmasını güçlendirmesi veya böyle bir ekip kurup geçmiş çalışmaları incelemesi gerekiyor. zaten bu mekanizmanın olmaması böyle sağlıksız bir yapilanmaya teveccüh edilmesine sebep oluyor.

    ülkenin genel resmi: sağlıklı işlemeyen kurumsal mekanizmalar yerine yine sağlıksiz olan sosyal medya üzerinden linç yöntemi.
  • şahsen, büyük yanlışlar içinde olduğunu düşündüğüm twitter hesabı. adım adım bazı şeyleri anlatmayı düşünüyorum.

    1. öncelikle akademik etik, ülkemizde çok ihmal edilen bir alan. bu konuya kimsenin itirazı yok. ancak bu hesaba göre ne yaparsanız yapın, suçlusunuz, hırsızsınız ve daha bir sürü şey. örneğin prof. dr. ahmet benuydurdumoğlu'nun kediler diye bir kitabı var. bu kitapta "kedilerin kalbi dakikada 50 kere atar" diye bir bilgi var. siz de kediler üzerine yüksek lisans tezi hazırlıyorsunuz. tezinizde kedilerin kalbinin 50 kere attığı bilinmektedir tarzında bir cümle kurdunuz ve dipnot verdiniz. dipnota da; prof. dr. ahmet benuydurdumoğlu, kediler, istanbul 2008, s. 6 diye yazdınız. işte bu arkadaşa göre alıntıyı değiştirdiniz (ne alaka?) ve etik ihlali yaptınız. kedilerin kalbinin 50 kere attığı bilinmektedir cümlesi yerine kedilerin kalbi dakikada 50 kere atar, kedi kalbi dakikada 50 kere atmaktadır tarzında şeyler yazıp yine dipnot verseniz dahi sizi ihlalci olarak niteliyor.

    örnek verdiklerinin tamamı yüksek lisans tezi. henüz akademik kariyerinin başında olan ve yazım türü deneyen genç akademiklere bu tarzda bir yüklenme ve linç ettirme ne derece doğru? bence hiç doğru değil. üstelik tweetler altına gelen "hocam doğrusu nedir, nasıl yazalım?" sorularının tamamını da cevapsız bırakıyor. yani doğrusunu göstermemek için inat ediyor.

    2. zehra odabaşı olayında tamamen çuvalladı. olayın ne olduğunu zaten takip edenler bilirler. hatta mevzu haber sitelerine kadar düştü. bu arada zehra odabaşı adlı akademisyeni de daha önce ne duydum ne gördüm ne de tanıdım. her neyse. prof. dr. haşim şahin olayın üzerine zehra odabaşı'na ulaşıyor ve olayı soruyor ilgili tweet görseli. zehra odabaşı da kendisine ıslak imzalı bir tutanak fotoğrafı gönderiyor onun görseli de burada. tüm bunların üzerine kendisine herkesin hata yapabileceği, bu görseli hesabında yayınlaması tavsiye ediliyor. ancak kendisi "mail atsın paylaşak" minvalinde bir tweet atıyor ki yanlış tavırda olduğu zaten kendisine belirtiliyor. bunun üzerine kendisi de "hepiniz bir oldunuz ağız birliği yapıyorsunuz" diyor. alakaya maydanoz. ilgili tweetler.

    3. kendisinin ağır çuvalladığı bir tweet daha var ki sanırım silmiş. şurada görüldüğü gibi kendisi aynı bildiriyi farklı kongrelere gönderilemeyeceğini kendisinden çok emin şekilde tweetliyor. ancak altına bunun yanlış olduğu ve aynı bildirinin farklı kongrelerde sunulabileceği belirtilmiş. bunun üzerine kendisi hemen makale olarak yayımlanamayacağını söylemiş. ki tweetler altında da makale olarak yayımlanabilir diyen zaten yok, bir tweet örneği. kendisi zaten bu olaylardan sonra tweeti sildi sanırım.

    4. sinan canan popüler bir eser yazmış. orada da wikipedia mı ne vermiş dipnotlarda. akademik etik hesabı bunu paylaşınca bir arkadaş bu olmamış minvalinde bir şeyler yazmış. akademik etik altına bir şey yazmış ve silmiş. başka bir hesap, akademik etik adlı hesabın ne yazdığını şurada gösteriyor. eğer böyle bir tweet atmışsa çok ayıp etmiş demektir.

    5. yukarıda haşim şahin'in bir tweet attığını yazmıştım. haşim hoca, akademik etik adlı hesabı uyarınca akademik etik bu olaydan birkaç gün sonra "akademik etik tarihçileri ifşa edecek bunlara uyuz oluyor" tarzında bir tweet atmıştı. ancak daha sonra sildi. ekran görüntüsü burada.

    bu daha da uzatılabilir. beğenmediği insanlara "ağır ol, trollük yapma, sen öğrencisin anlamazsın" tarzında bir sürü tweet atıyor. şahsen hoş olmadığını düşünüyorum. bununla birlikte duygularıyla hareket ettiği, kendisi hakkında olumsuz tweet atanları "ifşalama" uğraşı içine girdiği açık.

    yukarıda bir entry'de bu hesapla ilgili bazı tereddütler belirtilmiş. bunlara iştirak ediyor, bu tarz hesapların insanlar üzerinde baskı kurmak yerine doğrusunu ve iyisini göstermeyi hedef edinmesini temenni ediyorum.
  • şöyle bir twit serisi atmış. arada bir yerde diyor ki

    "ben yüksek lisansı doktorayı artık ciddiye almıyorum, bunlar bir kişiye gerçek anlamda yetkinlik kazandırmıyor. zaten bilimin senin makalene master doktora tezine ihtiyacı yok. olanları da görüyoruz. proje hazırlayın projelerin ticari getirileri üzerine uzmanlaşın. akademi hikaye"

    "bir projesine patent alan kişi doktora mezunundan daha değerlidir önemlidir ve alanında yetkindir."

    patente bu kadar büyük bir önem atfettiğine göre kendisi sosyal bilimci falan herhalde. güleceğim yoktu iyi geldi. bilmeyenler için not, patentler bir boka yaramaz.

    edit: sosyal bilimci değil, mühendistir. sosyal bilimci ne anlar patentten dediler. valla o da mantıklı.
  • akademiyle ilgili her alanda ahkam kesmeye başlayan hesaplardan biri. kendisi kimdir necidir belli değil bir kere böyle otorite gibi davranıyor. kendi yazdıklarına katılmayan öğretim görevlilerini tehdit ediyor. inceleyeceğiz sizi bakalım göreceğiz vs.

    sen kimsin yahu
  • etikten bahsedip akademisyenlere ‘oğlum’ diye hitap etmekte beis görmeyen akademisyenin twitter hesabı..
  • ergen karakterli ve atarlı bir hesap. genellemeleri de evlere şenlik, zaten ergenlikleri oradan anlaşılıyor. herkesi (dünyayı diye de okuyabilirsiniz) kendileri ya da etrafındakiler gibi sanıp sağa sola tehdit yağdırıyorlar. umarım büyüdükçe olgunlaşırlar.
  • attığı iftiralar yüzüne vurulunca iftira dolu tvitlerini sessizce silen, hatasını kabul etmek, yanlışı düzeltmek gibi etik değerlerden tamamen yoksun hesap.
hesabın var mı? giriş yap