akışkanlık ^*

• (bkz: akiskanlar mekanigi)
• (bkz: viskozite)
• açık radyo'da salı günleri yayınlanan program. ya$ar çabuklu sunuyor.
• iki kişilik ise çok hoş bir dinamizmi beraberinde getirir. iki kişi beraber, görünmez/işitilmez bir müzik eşliğinde hareket eder, değişir, yer değiştirir, birbirine ve birbiri dışındakine akar. eğer ritim yakalanmışsa, uyum müthiştir. hareketler, düşünceler, beden dili birbirini tamamlar. denklik hoş bir sinerji sağlar. roller, kelimeler, bakışlar birbirini tamamlarken bazen şaşırtıcı bir şekilde birinden diğerinie geçer. belki benzeşmedir, belki birbirini büyütüp çoğaltmaktır, belki birbirinin yerine geçmektir ama kat'i olarak iki ayrı kişiden daha çok olmaktır.
• (bkz: zygmunt bauman)
• rutini, alışkanlığın akışkanlığını okuma ile yakalamaya çalışıyorum.
• birşeyin tanımını vermek o şeyin zihinde tam olarak kavranmasini gerektirir. bu kavrayış esas olarak o şeyin anlamı haline-gelir. artık anlam tanımını vermek istediğimiz şeyin sınırını çizer. kavrayamadigimiz takdirde tanımını veremesek bile muhatabımıza bunu tasvir edebiliriz. bu betimlemedir. ama her halükarda tanımını verebildiğimiz şeyin (sınırını çizdiğimiz şeyin) anlamı değişkenlik gösterir. yani tanım betime, betim tanıma sürekli bir dönüşüm halindedir. buna akışkanlık deriz; fluctuation. bu ise sadece kendiliğinden bir süreç değil zira biz anlamla "oynarız''. aynı oyun hamuru ile oynadığımız gibi, anlamı yoğurup dururuz. bunu bazen can sıkıntısı halinde bazen hırs bazen merakımızı gidermek için yaparız. akışkanlık içinde akışı kesme edimine (bu oyuna) anlam veya tanım vermek deriz.
• (bkz: #126088807)
  
  deleuze bir akışkanlık, süreklilik atfediyor özneye ama burjuva öznenin akışkan yapısı bir mekana hapsedilmek üzere ve o mekanı koruma adına bir dayanma, direnme planı çerçevesinde hareket etmektir. o bakımdan sabit olmayan bir öznenin hareket imkanıyla, o imkanı bir mekana, bi alışkanlık kompozisyonuna indirgeyen öznenin imkanı eşit sayılamaz..
  
  kaçmak; gizemli hale gelmek, bir tür yeraltı şebekesi oluşturmak ve o topografi içinde bir çeşit görünmezlik ve ele gelmezlik, ele geçmezlik (kayganlık) içinde yaşamayı sürdürmektir. bu bakımdan o coğrafyada yapılan her eylem aynı görünmezlik ve yorumlanmazlık düzleminde kalır. zira bunun bir mistifikasyon olduğunu anlamak gerekir. arzu'nun anlamlarının gizemli hale gelmesi arzusuyla özdeş hale gelen öznenin de gizemli oluşunu ve ele geçmezliğini gösterir. aksi takdirde arzu gerek özne gerek papaz tarafından ele geçirildiğinde sapkınlaşacak
  
  calhoun evrenindeki gibi fareler sınırlandığı anda nasıl sapkınlaşıyorlarsa, öyle.. kaynağın sınırsız olmasıyla mekanın sınırlı olmasının yarattığı tezatlık ilişkisi bu tür bir sapkınlığı yada semptomu doğuran şeydir. çünkü orada da gördüğümüz şu, yamyamlık. yok etme meydana getiren bir sapma.. daha izole kalanlarınsa türüne yabancılaşarak salt bi kendine dönüşü söz konusu ama döndüğü şey de aslında yabancı bir şey. fareden beklenmedik bir şekilde temizlenme, güzelleşme, çiftleşmeme durumu.
  
  öyleyse sabit bir yapıyı ve onun imlediği sınırı (daima devlet tarafından kurulu bulunan sınırları) aşındırma girişiminin biricik yolu akışkanlıktan ve çoklaşmaktan geçer.