• milli gazete'de çalışmış, çok farklı haberlere, yazılara imza atmıştır.
    erbakan'ın başbakanlığı sırasında dış gezilere gazetesi adına gitmiş, çok keyifli gezi yazıları kaleme almıştı.
  • midnight express in yazarı william billy hayes ile yaptığı röportajı bu adresten okunabilir:
    http://www.yenisafak.com.tr/…2004/mayis/03/g03.html
  • şeytan, rock müziğin tam kâlbinde diyerek tüm rock dinleyenlerin silkinip kendilerine gelmesi için bir fırsat sunmuş eşsiz gazeteci. bundan sonraki hayatında kendisine bol bol gidip çay koymasını dilemekteyim.
  • sansasyondan reklam yaratma amacli yazi yazmak icin hic usenmeden ne kadar uyduruk web sitesi varsa gezmis bir gazeteci yazar. anlasilan o donemler isler kesatmis.

    kendisine burdan hemen bir baslik oneriyoruz ki kosesinde yazsin ve canlandirsin hemen, tam bu en son yazdigi yaziya ek olabilecek nitelikte;

    (bkz: frp olduruyor)
  • email adresi alimurat@yenisafak.com.tr olan yeni$afakci.
  • mehmet ali erbil kalitesinde bir yazar

    bu adam yazarlıktan sıkılmış bir adam. sabah kalkınca "ulan dur biraz internette gezeyim, komik videolar izleyeyim sonrada aciiiip sitelere girip ilginç ilginç konular bakayım, o ilginçlikler içindende bi konu seçip bağlaçlarla, bla bla'larla uzatayımda bugünümde böyle eğlenceli geçsin" mantığı ile haber yaptığı açık seçik anlatmıştır bize.

    magazinsel değilde mantıksal haber yapması için şu başlığa göz atsın; (bkz: islam entelektuelleri)

    edit:

    bir de şeytan rock müziğin tam kâlbinde haberi için şu başlığı okuması tavsiye olunur; (bkz: şeytan bunun neresinde)
  • (bkz: #8982708)
  • akıl yaşta değil baştadır sözünün anlamını kavramamış biridir kendisi
  • 10 subat 2006 tarihli yeni safak gaztesinde yayinlanan brokeback mountain ile ilgili makalenin yazari. yaziyi okudukca aklimda olusan soru isaretleri var netekim. sirasiyla gidiyorum, paragraf paragraf.

    "gecenin ilerleyen saatlerinde işten eve dönerken, bazı belli başlı caddelerin kenarlarında eşcinsellerin bedenlerini pazarlayacakları kişileri tedirgin tavırlarla beklediklerini görürsünüz. hele de soğuk kış gecelerinde, üzerlerinde -ayartıcı olmaktan da öte- komik duran dekolte giyim kombinasyonlarıyla, tir tir titrediklerini çevrelerine hissettirmemeye çalışırlar" diyor sayin guven. ayni tarifi heteroseksuel kadinlar icin de yapabilcegimizi animsatmak ve ayni zamanda her escinselin bedenini pazarlamadigini hatirlatmak isterim.

    kendisi "eşcinsellik ve kişinin -onun yarattığı dürtülerle- kendisine allah tarafından armağan edilmiş orijinal bedenini paragöz bir cerraha teslim edip vücudunu paramparça ettirmesi, bunun sonucunda bürünülen yarım yamalak transeksüel kimliği, hem birey hem de devlet olarak üzerinde şimdikinden çok daha fazla ve özenle durmamız gereken bir sosyo-psikolojik sorunu oluşturuyor" derken sosyo-psikolojik durumu cok da net tespit edememis gibi geldi bana. sayin guven sasiracaktir fakat bu escinsellik dedigimiz 'musibet' cinsel bir tercihtir ve heteroseksuellikten gayri var olan tek tercih de degildir. bir erkegin bir diger erkekle cinsel munasebete girmesiyle baslayip, plastik cerrahin odasinda noktalanan bir yolculuk hic degildir. kendisi gibi dusunenler kulaklarini ve gozlerini acarlarsa goreceklerdir ki 7 yasinda son derece heteroseksuel bir ailede yetisen erkek cocugunun kiz cocugu gibi hissetmesinden, erkek dogup ameliyatla kadin olduktan sonra hala daha kadinlarla beraber olan kisilere kadar cesit cesit insan, ve insani tercih vardir. bu neyi ispatlar? sayin guvenin son derece onyargili davrandigi insanlar ile ilgili fikirlerinin ne derece kulaktan dolma bilgilerle olustugunu ispatlar.

    "eşcinseliğin bu acınası boyutunun yanısıra, benim de sık sık yüzleşmek ve savaşmak zorunda kaldığım bir de 'yayılgan' boyutu var. işte, ona karşı zerre kadar hoşgörüm yok! kimi eşcinseller çevrelerine karşı 'propagandacı' bir tavrı benimsemekten ısrarla kaçınıp kendi dünyalarında yaşayıp giderken, kimileri de bu sapkınlığı hem dünya hem de türkiye çapında yaygınlaştırmak, dahası alenîleştirmek için son derece agresif bir çaba içindeler" derken sayin guven, sirf kendisi onaylamadigi icin sinrilenmis sanirim. cunku kendisinin sempati besledigi ideoloji de ayni organlari ayni agresiflikle kullaniyor.

    yine eklemek gerekir ki, heteroseksuelligi mutlak iliski bicimi olarak dayatan uygarlik da kendisinin o herseyin sorumlusu saydigi bati uygarligidir. somurge tarihine bakmasi olaylari kafasinda netlestirecektir. hasir alti edilmis bazi gercekler de bizim tarihimizde varlardir. escinselligin suc, sapkinlik olarak gorulmeye basladigi tarihlere bir bakilmasinda fayda vardir.
    kendisi "malûmunuz, hollywood'un neredeyse dörtte üçü eşcinsel ya da lezbiyen" diyor ve oscar adaylilarini buna bagliyor filmin. oncelikle escinsel kelimesinin lezbiyenligi de bunyesinde barindirdigini belirtiyor ve ardindan ekliyorum: hollywood'un boyle bir filmi yapmasi kacta kacinin escinsel oldugu ile alakasizdir. hollywood para makinesidir, duygusal kararlar verilmez efendim orada.

    "ancak kendisi de sağlam ayakkabı olmayan ang lee" cumlesini ise ali murat guven klasikleri arasina girecek tadda* bir cumle olarak goruyor, ang lee nin evli ve 2 cocuk babasi oldugunu, filmin orjinal hikayesinin heteroseksuel bir kadin* tarafindan yazildigini, her iki kisinin de homoseksuel olmasi durumunda bile cumlenin tadindan birsey kaybetmeyecegini ekliyorum.

    yaziya takip eden adresten ulasilabilir:
    http://www.yenisafak.com.tr/…6/subat/10/aguven.html
  • insanlik denen mayinli arazide dolasirken dusen cici cocuk. escinsellerin kendisinin hosgorusune hele merhametine ihtiyac duyduklarini zanneden ululardan kendini bilmez bir ulu. haydi diyelim ki brokeback mountain nam film escinsellik progandasi yapmis, bu ali murat guven'in escinselleri, escinsel iliskileri asagilayan bir yazi dosenmesine, bu yazinin basligini 'savulun 'homo kovboylar' geliyor!' yapmasina nasil izin verir? butunuyle izin veriyormus demek ki, zira hosgorusu belirli olculerde olanlar ozgur olmanin kistaslarini da boylece belirleyivermis olur.

    heryerinden irinli bir ikiyuzluluk akan bir yazi bu http://www.yenisafak.com.tr/…6/subat/10/aguven.html sogukta titresip musteri bekleyen escinsellere aciyan, musterisinden dayak yiyip kan icinde karakolda (hastane degil karakol) tutulan travestiye acidigini dile getirip okuyucularina 'bakin aslinda ne kadar iyi bir insanim aslinda' derken kendisinden once kesilen butun ahkami yalanlayan tehditkar bir amayla devam ediyor: '...böyle bir film gösterime girdiği takdirde "önüne konulan her şeyi entelektüellik ve sanat adına kabullenen" cici bir çocuk olmayacağım. aksine, bu sayfada kitlesel protestoları bizat yönlendirip organize edeceğim.' sahaya inseydiniz, sayfadan organize etmek cok pasif degil mi? ayh, pardon pasif deyince insan sey zannediyor, pardon.

    gercekten de dunya kirli bir yer, ustelik bu dunyayi kirleten guven'in tercih ettigi yollari secmeyenler degil.
hesabın var mı? giriş yap