363 entry daha
  • balkondaki kumru yavrularinin uctugunu, zeytinyagli fasulyenin nasil yapildigini, bir uzuntunuzu veya bir sevincinizi paylasmak, halini hatirini sormak icin telefona elinizi uzattiginizda artik ayni dunyayi paylasmadiginiz akliniza her geldiginde insanin bogazinda bir dugum birakip gozlerini dolduran melek.

    bir suru guzel aniniz varken artik "olmadigi" akliniza geldiginde gozunuzun onune nedense annenizi hep en son gordugunuz zaman gelir. baba evinizin kapisinin agzinda sizi 14 yildir ayri kaldiginiz sehre ugurlarken aglayan yuz ifadesi. nedense akliniza bu geldiginde aynaya bakarsaniz ayni yuz ifadesini kendinizde de gorursunuz. "$u anda ne yapiyor acaba" diye icgudusel olarak dusundugunuzde ise bir mezarlik ve gunlerce basucuna gidip agladiginiz mezarindan baska bir sey gelmez gozunuzun onune. cep telefonununuzu kapali biraktiginiz, haberi aldiginizda havaalanina yetismek icin kendinizi paraladiginiz, kapisini kapatmis ucaga binmek icin gorevlilere yalvardiginiz ama biricik annenizi son kez gorme sansinizi kacirdiginiz o gune tekrar tekrar lanet edersiniz.

    artik babanizda bulunan numarasinin cep telefonunuzdan ismini degistiremezsiniz. babaniz her aradiginda yureginiz hop eder. tipki annenizin salonunuzda bulunan resmine her baktiginizda heyecanlandiginiz gibi. daha onceleri gayet dogal gelen guvenlik sorusu (annenizin kizlik soyadi) artik sizin nefret ettiginiz sorulardan biri haline gelmistir. kim tahmin eder ki o guvenlik sorusunun sizin akliniza kapinin agzinda aglayan annenizi getirecegini? banan dunyanin en derin golunun derinligini sorun ama annemin kizlik soyadini sormayin diyemezsiniz, yutkunup cevabinizi verirsiniz. kapinin agzinda aglayan kadinin gozyaslarina sizin gozyaslariniz kari$ir.

    sizinle ayni aski yasayan kardesleriniz ve babanizla her konusmanizin uzerinde ister istemez bir huzun girer, kar$inizdakinin de en az sizin kadar uzuldugunu bilirsiniz. artik her baki$ta, her sozde bir teselli etme istegi bulunur. bilirsiniz cunku o da sizin gibi hic dayanamamistir bir daha annenizi hic goremeyeceginiz fikrine. 45 yillik hayat arkadasini, biricik askini kaybetmi$ babanizla her konustugunuzda cektigi aciyi hafifletememenin agrisi coker gogsunuzun sol tarafina. i$te o zaman anlarsiniz sevdiginizin ardindan aglamanin, geride kalmanin ne kadar aci verici oldugunu.

    en kotusu ise sokakta gordugunuz baska bir teyzenin annenize benzeme ihtimalidir. iciniz daglanir, bogazinizda bir seyler dugumlenir. gidip sarilmak istediginiz teyze bir koseden donerken pesinde sizin cocuklugunuzu da beraber goturur. annenizin sizi cagirirken kullandigi cocukluk adinizi* baska kimsenin agzindan duymak istemezsiniz. o ismi de karadenizde bir mezara annenizle birlikte gommu$sunuzdur cunku. hep "daha cok erkendi" diye du$unursunuz. zira bu dunyadan vakitli giden hic bir anne yoktur. annelerin hic bir cocugunun buyumedigi gibi.
  • 2 yıl oldu. 730 gün boyunca her aklıma geldiğinde gözlerim sulandı, burnumun kemiği sızladı. her sıkıldığımda, güzel olan şeyi paylaşmak istediğimde, anneler gününde, doğumgününde, doğumgünümde başkalarının önemli günlerinde senden telefon bekledim. bazı akşamlar rüyama girdiğinde dünyanın en mutlu insanı oldum.

    önemli toplantılarıma hayır duanı almadan girmeye hala alışamadım. tıpkı kandillerde evin telefonunu çevirdiğimde babamın sesini duymaya alışamadığım gibi. karadeniz’e bilet almaya elim bile varmıyor, seni büyüdüğüm evin kapısında görmek istiyorum çünkü hala. soğuk bir mermerle çevrili bir toprak parçasında değil.

    o çok sevdiğim ıspanaklı börekler senin elinden olmayınca birer kor parçasına dönüşüyor. ipek eşarplar bile canımı acıtan birer nesneye dönüştü . “annem beğenir” diyerek alamayacağımı biliyorum artık hayatım boyunca.
    bendeki sarı kafalı , çırpı bacaklı çocuk seninle beraber toprağa girdi.üstünden iki sene geçti acın küllenmedi , küllenmeyecek.

    seni hala çok seviyorum.
  • tanıdığım armut kafalı bir ufaklık okula başladı bugün.

    günlerdir bir koşuşturma gidiyor ailesinde. bugün o da benim 28 yıl önce girdiğim gibi sıraya girecek. sınıfına girdiğinde annesi kapıdan bakacak ona.

    düşündüğümde 28 yıl önce zift, susam ve toz kokan ilkokulum geliyor aklıma. ilk sıraya girişim , öğlenci olduğumu öğrendiğimizde senin ve ablamın sevinci geliyor. sahi niye sevinmiştik o zaman?

    sınıfın kapısında gururla ve gülerek en ön sıradakı cılız çocuğa bakman geliyor aklıma. elimle "git artık" işareti yapmıştım sana. belliydi ki biraz daha bakmak istiyordun o halime.çoğu çocuk salya sümüktü. anneleri 1 hafta yanlarında oturdular.

    3 yılı geçti sen bu dünyanın kapısından gideli. sadece bazen rüyalarımda gülüyorsun öyle bana.

    bu sefer ben gelsem, başucunda dursam saatlerce salya sümük, güzel anıları beraber gözden geçiririz değil mi birlikte?
  • artık kaç yıl oldu saymıyorum. gittin gideli her şey o kadar çok değişti ki hayatımda. aile bir sürü parçaya bölündü kimsenin kimseden haberi yok. insanların acımı anlamasını beklemediğim gibi artık dalga geçen bile oluyor. kızgınlık ne fayda. kim bilebilir ki annesini kaybetmenin acısını arkada kalandan başka?

    bu yıldönümünde de senden çok uzakta ama bir o kadar yakındım. anadolu'da baska bir sehirde seninle aynı adı taşıyan bir mezar taşının başında ağlayabildim. akşam seni seven diğerleri ile dertleşerek acımı biraz hafifletebildim.

    kişinin artık kötü bir insan olduğunu bilmesi de en acısı. sen yanımda olsan yapmayacağım bir sürü şeyi yaptım ve kendime bile kötü bir insan olduğumu itiraf edebiliyorum kolayca. ama bununla yaşaması da en zor olanı.

    her yılın bizi bulusmamıza biraz daha yaklaştırdığını bilmek ve bütün acılarından arındığını düşünmek tek tesellim. mümkün olduğunca kısa sürede buluşabilmek dileğiyle.
4098 entry daha
hesabın var mı? giriş yap