• hakkında: bu yazı çocuğumuza kitap alırken nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlatıyor.
    tanım: o kadar da zor olmayan, çok engin bir düşünsel beceri gerektirmeyen eylem.
    bir kitabın tırt olduğunu anlama yöntemleri başlığını görünce dedim ki, tırtlıkta yetişkin kitabı piyasası çocuk kitabı piyasasıyla yarışamaz, ne haddine! bir şeyler yazayım bari dedim.
    içinde olmayan biri için çocuk kitabı seçmek zor olabilir, haklısınız. ama temel birkaç noktaya dikkat ederseniz çocuklarınıza çok kaliteli kitaplar alabilirsiniz. belirtmeliyim, aşağıya yazdığım kriterler normalde de çocuk kitabı seçerken dikkat edilen kriterlerdir. ama ben birazcık düzene soktum, öğrencilerimden yola çıkarak birkaç detay ekledim. (biraz bokunu çıkarmış da olabilirim.)
    bu kriterleri -hiç başarabileceğimi sanmıyorum ama- kısaca yazmaya çalışayım.
    (çok fazla kitap adı anmıyorum çünkü nitelikli çocuk kitapları için başka bir başlık açacağım.)

    <birinci kriter: öykü>

    çocuğun direkt beslendiği nokta olduğu için en önemli kriteriniz öykünün/metnin niteliği olmalı. metinle ilgili öne çıkan unsurlara dair 6 madde sıraladım. bu maddelerden ilk ikisi çok önemli, diğerleri tercihe kalmış. yazayım:

    * cinsiyetçi mi değil mi?

    ne demek bu? kadını ev işleri yaparken, erkeği televizyon seyrederken ya da kız çocuğu annesine yardım ederken, erkek çocuğu arkadaşlarıyla oyun oynarken sunmuşsa ve bunu öykü boyunca devam ettirmişse o metin cinsiyetçidir. cinsiyetçi olmayan öykü nasıl olur, iki örnek vereyim:
    örneğin kumkurdu'nda anne işe gider, baba evde kalır, zackarina ile vakit geçirir, yemek yapar vs. evde her işin üstesinden birlikte gelinen bir ortam, atmosfer vardır öykülerde.
    gergedanlar krep yemez'de baba karakterini çamaşır sepetini taşırken görürüz.
    örnekler artırılabilir ama gerek yok. ne demek istediğimi anlamışsınızdır siz.

    * didaktik mi değil mi?

    bir çocuk kitabında en olmaması gereken özelliktir bu. kitap çocuğa tepeden bakmamalı, bir şey öğretme kaygısı gütmemeli. eğer "küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak" tarzında bir dili varsa, derdini çocuğa parmak sallar bir şekilde anlatmaya çalışıyorsa o kitap didaktiktir. kaliteli bir çocuk kitabının hiç böyle dertleri olmaz. o sadece öyküyü sunar, çocuk ondan düşünsel becerilerine göre birtakım dersler çıkarır, sonuçlara varır, gerçekleşen olaylarla ilgili sebep sonuç ilişkileri kurar. hiçbir ders çıkarmayabilir de, böyle olmak zorunda da değil. sadece okurken zevk alması bile yeter.
    örneğin; köpekler bale yapmaz, mutlu kaplumbağa, eyvah okula geç kaldım vs.

    bundan sonraki kriterler olsa da olur olmasa da olur kriterlerdir. aşağıdaki kriterlerin bir kitapta olmaması o kitabı niteliksiz yapmaz. ama bir kitap yukarıdaki iki kriteri (cinsiyetçi ve didaktik olmaması) karşılamıyorsa o kitap niteliksiz bir kitaptır.

    * şiirsel bir dil

    bayağı bildiğiniz şiir gibi olur böyle öyküler. ritmik bir dili vardır ve akıcıdır. çocuklar da bu akıcılığı sever. örnek vereyim:

    "annesi sevgiyle baktı yavrusuna
    küçük kurdu oturttu kucağına
    endişesini gizleyerek
    şöyle fısıldadı kulağına..."

    kim korkar kırmızı başlıklı kızdan kitabından alıntıdır.

    başka bir örnek:

    "ama tam hazırlanırken
    ziyafet sofrasına oturmaya
    yanı başındaki hendekten
    müthiş bir canavar çıktı ortaya
    boyu uzundu, kapkaraydı teni, yapış yapıştı
    tüylü tüylü tuhaf bir postla kaplıydı"

    uçan süpürge iyi yürekli cadı ve 4 kafadar kitabından alıntıdır. (eski adıyla süpürgede yer var mı?)

    * tekrarlayan ifadeler

    çocuklar öykü içinde geçen tekrarlayan ifadeleri severler, özellikle de ritmik bir akışı olan ifadeleri. okumaya yeni başlayan çocuklar açısından da öyküde belli aralıklarla bazı ifadelerin tekrarlı olması okuma kolaylığı, okuduğunu hatırlama, kitapta ilerliyor olma hissi, daha önce karşısına çıktığı için daha hızlı okuma vb durumlardan dolayı çok çok olumlu bir şeydir. kitaptaki bu tekrarlayan ifadeler 1-2 cümleden de oluşabilir, bir paragraf da olabilir. iki örnek vereyim:

    "ay ne iyi fikir" demiş zogi. havalanmış uçmuş yeniden,
    ....................................................................... o mavi gökte fırr fırr diye dolanırken.

    bu ifade kitabın tamamında belli aralıklarla tekrarlanır. ifadede sadece noktalarla belirttiğim kısım değişir.

    zogi kitabından alıntıdır.

    "bizi yakalayamazsın!
    bizim gibi hoplayıp zıplayamazsın!
    el ele tutuşuruz ve asla bırakmayız.
    hiçbir şeyden korkmayız!
    herkes bilir, bizim ne kadar
    cesur olduğumuzu.
    şaşkın taşkın, hülya ile fulya, iki burunlu
    can ile fiyonklu canan'ın çok akıllı
    olduğunu!"

    öyküdeki bu paragraf kitap boyunca belli aralıklarla çıkar küçük okurun karşısına.

    kağıt bebekler kitabından alıntıdır.

    * finalin belirsizliği

    bu şu demek: yazar finali belirgin bir olayla bitirmemiş, sonuca tam olarak bağlamamış, soru işaretleri bırakmış, öykünün sonunu çocuğun hayal gücüne emanet etmiş. bu, çocuğunuzla birlikte o kitabın finaline dair binbir türlü hikaye oluşturabilirsiniz demek oluyor. kitabın finali böyle olmasa da bir sürü hikaye oluşturabilirsiniz, alternatif finaller kurgularsınız, o öyküyü o finale getiren kritik noktayı belirlersiniz vs, ama finalde tatlı bir belirsizlik varsa o öykünün tadından yenmez. tam bitti derken yeniden başlar kitap, o kitaba aşık olursunuz. iki tanesini örnek vereyim:

    görsel
    görsel

    bu öyküde kahramanın bahçede fark ettiği bir delikten söz ediliyor. öykü boyunca deliğin ucunda ne olduğu, orada hangi canlının yaşıyor olabileceği konuşuluyor. ama kitabın sonunda içinde yaşayan canlıya dair hiçbir şey söylenmiyor. gizemli bir şekilde bitiyor öykü.
    kimin yuvası kitabından alıntıdır.

    görsel
    görsel

    bu kitapta bir koyun tesadüfen bir kral tacı bulur ve kendini kral ilan eder. ama günün birinde rüzgar tacını uçuruverir. son sayfada bir tilkiyi o tacı başına takıp koyunlara doğru ilerlerken görürüz.

    koyunlar kralı i. louis kitabından alıntıdır.

    * hayal gücü odaklı

    bu aslında kitabın resimlenmesiyle de alakalı bir özellik. kaliteli her çocuk kitabı hayal dünyasına hitap eder ama bazı kitaplar bunu daha iyi yapar. nasıl? metinde anlatılan her olayı, her detayı çizimlere yansıtmayarak, bazı detayları çocuğun hayal gücüne emanet ederek yapar.

    <<ikinci kriter: imla, noktalama ve kavramsal yeterlilik>>

    bu kriterdeki imla ve noktalama kısmını açıklamama gerek yok, ne demek istediğimi anlamışsınızdır zaten. kavramsal yeterlilik derken de öyküde geçen kavramların bağlamından kopuk olup olmamasını kastediyorum. öykü, değindiği kavramın altını doldurmalı, o kavramın metnin bütünü içinde bir yeri olmalı, çocuk öyküyü birkaç kez okuduktan sonra o kavram pasif sözcük dağarcığında bir yer edinebilmeli. yer edinmesi için çocuğun öyküde karşılaştığı o kavram(lar)ın bağlamdan kopuk olmaması gerekir. (buna çok kafa yormayın, kitap paylaşımı da yapacağım, ayrıca sizin kavramsal açıdan iyi mi değil mi diye düşünmenize gerek yok.)

    <<<üçüncü kriter: font ya da yazı tipi>>>

    kimi kitaplar/yazarlar tek tip, kimi kitaplar/yazarlar ise çoklu font kullanır öykülerde. ikisinin de avantajları-dezavantajları var. (avantaj/dezavantaj diyorum ama büyütmeyin gözünüzde, çok ciddi şeyler değil sözünü edeceklerim.)

    tek tip font:

    + çocuğun dikkatini asıl unsura, yani öyküye odaklar. farklı yazı tipleriyle kafa karışıklığı yaratmaz.
    - spesifik bir olayda (örneğin kitapta geçen bir öfke, üzüntü ya da aşırı mutluluk hali) o olayın karakterde yarattığı etkiyi okuyucuya yeterince anlatamayabilir. (-abilir dedim çünkü o duygunun okuyucuda karşılığını bulması küçük okurun bilişsel becerileri ve duygusal durumuyla da yakından ilgilidir. kimi çocuk o etkiyi şıp diye alır, font gibi ekstra bir şeye ihtiyaç duymaz, kimi çocuk için yazı tipi bile yetmez, canlandırma yapmak gerekebilir.)

    görsel
    mamut yıkama rehberi kitabından alıntıdır.

    görsel
    benden bir tane daha olsa kitabından alıntıdır.

    çoklu font:

    + öyküde yansıtılmak istenen duyguyu kullandığı farklı yazı tipi sayesinde çok iyi verebilir.
    - kitaptaki yazı tipi çeşidinde aşırıya kaçılmışsa çocuğun dikkatini asıl odaklanması gereken yerden, yani öyküden kaçırabilir ve bazı özel çocukları da yorabilir. (yine -abilir yazdım çünkü bu da çocuktan çocuğa değişkenlik gösterir tek tip font maddesinde yazdığım sebeplerden ötürü.)

    görsel
    görsel

    mutluluk bir tilkidir kitabından alıntıdır.

    görsel

    hayır adlı kitaptan alıntıdır.

    <<<<dördüncü kriter: punto ya da harf büyüklüğü>>>>

    kimi öykülerde tek tip, kimi öykülerde ise çoklu punto ile karşılaşırız. bunun da küçücük, minicik avantajları-dezavantajları vardır. bunu tek tek yazmayacağım, font için yazdıklarım punto için de geçerli.

    tek tip punto

    görsel
    acıkmadım ki adlı kitaptan alıntıdır.

    görsel
    yayazula adlı kitaptan alıntıdır.

    çoklu punto

    öykünün akışına, yaşanan duyguya, gerçekleşen olaya vs göre sözcükleri farklı punto büyüklükleriyle (ya da büyük harflerle) kullanır bazı kitaplar/yazarlar. kitap böylece anlatmak istediğini daha iyi anlatabilir ama aşırıya kaçmışsa dikkat dağıtıp yorabilir de.

    görsel
    görsel
    ağaca tırmanan inek kitabından alıntıdır.

    görsel
    görsel
    süper patates ve kaçak bezelye kitabından alıntıdır.

    görsel
    gergedanlar krep yemez kitabından alıntıdır.

    <<<<<beşinci kriter: kitabın çizimleri>>>>>

    çok çok önemli bir konu. ben içerik açısından şunlara dikkat ederim:
    * kesinlikle şiddet içermemeli,
    * çocuğa olumsuz duygular yaşatmamalı,
    * metinle uyumlu olmalı,
    * metinde anlatılan her olaya değinmemeli, bir kısmını da çocuğun hayal gücüne emanet etmeli.

    teknik olarak da şunlara dikkat ederim:
    * tüm sayfayı kaplamamalı
    * yazılar çizimlerle iç içe olmamalı, mümkünse ayrı ayrı konumlandırılmış olmalı
    * renk cümbüşü olmamalı
    * metin görselin bir kısmına dahi olsa denk gelmemeli, yazı resme taşmamalı
    * aşırı detay içermemeli, metnin önüne geçmemeli
    * yukarıda saydığım açılardan sade olmalı (aksi takdirde gözleri yorduğunu düşünüyorum ama bir kitabın tüm bu özelliklere sahip olmaması o kitabı niteliksiz, kalitesiz yapmaz, aslolan her zaman öyküdür).

    olumsuzlara değil ama olumlu bulduklarıma örnek vereyim:
    gökyüzünün rengi
    dünyanın en küçük hediyesi
    nino nerede?
    frederick
    nokta
    öğretmenim bir canavar

    <<<<<<altıncı kriter: sayfa yapısı ve ebatları>>>>>>

    sayfa yapısı derken kastettiğim, bir sayfanın içerdiği cümle sayısı. yaş grubuna göre bu sayıya dikkat ederim. yaş ne kadar küçükse cümle sayısı da o kadar az olmalı. çünkü çocuk, kitabı okuyorsa da dinliyorsa da kitapta ilerliyor olma ve kitabı bitirme hissi önemli. bitirdim ya da bitirdik hazzını yaşaması gerekiyor çocukların kitabı hayatlarının bir parçası yapmaları için. kendinizle kıyaslamayın, sizin için bir çırpıda okunup biten bir şey bir çocuk kitabı. çocuk için öyle değil.
    kitabın ebatlarına da çocuğun yaşını göz önünde bulundurarak dikkat etmemiz gerekiyor. elinde rahat tutabilmeli, sayfalarını kolay çevirebilmeli. bu durum söz konusu yumurcağın motor becerileri ile de ilgili elbette.
    (son olarak şunu mutlaka belirtmem gerekiyor: bir çocuk kitabını incelerken yukarıda yazdığım her maddeye dikkat ederim. ama size en önemli tavsiyem, çocuğunuza kitap alırken sadece kendi çocuğunuzu rehber edinin. 3 yaşındadır ama o yaşa gelene kadar onunla o kadar çok iletişim kurmuşsunuzdur ki dil gelişiminde çağ atlamıştır çocuk. o çocuğa sayfa yapısı, cümle sayısı falan vız gelir. uzun ve devrik cümleleri kolayca anlar, çok cümleli kitap sayfalarını çerez niyetine yer. özellikle son maddede yazdıklarım ortalama bir çocuk için geçerlidir. her çocuk içine doğduğu aileyle, beyin gelişimiyle, düşünsel ve motor becerileriyle vs şahsına münhasırdır. o sebeple çocukla ilgili her şeyde olduğu gibi kitap seçimi konusunda da çocuk takip edilmeli ve ondan yola çıkılmalıdır.)
hesabın var mı? giriş yap