• sundance film festivalinde en iyi senaryo ödülü dahil bir çok festivalden ödülle dönmüş bir yossi madmoni filmi.

    film eski bir antika tamircisi olan fidelman'ın 40 yıllık ortağının ölümü ve onun ölümüyle birlikte içine düştüğü ekonomik sıkıntılar alt zemininde, oğlu ve hayatına aniden girmiş genç bir adam etrafında gelişiyor. yaşadığı bu sıkıntı ve buhran fidelman'nın aile oğul ve bağlılık kavramlarını sorgulamasına, öz oğlun mu yoksa bir yabancının mı insana daha yakın olabileceği sorusunun izinden, kendine cevaplar bulmaya çalışan bir film günaydın bay fidelman.

    filmi gerçekten çok beğendiğimi söylemem gerek. ufak tefek eksiklikleri, arada kurgusal boşlukları saymazsak oldukça başarılı bir filmdi. bir yabancının fidelman üzerinde adeta kendini bir oğul gibi kodlaması, aileye müdahaleleri, gerçek oğlun sahip olduğu "her şeyi" kendine istemesi aslında filmde işlendiğinden daha derin bir anlatımı ve psikolojik altyapıyı gerektiriyordu ama yine de bu eksikliğe rağmen yarattığı atmosfer o kadar başarılıydı ki, bu önemli detayı bir nebze hafifletmeyi de başarmıştı.

    yabancının hareketlerinin temelindeki güdünün ne olduğu veya neden niçin yaptığı belirsiz kalmış olsa da, diğer planda bir yabancı üzerinden aile ilişkilerinin sorgulanması ve baba ve oğul arasındaki gerilimin aile olmayı nasıl engellediğine dair söz söylemesi bakımından kayda değer bir çalışmaydı. evet daha güzel ve vurucu olabilirdi; yabancının nedenlerine, bunun üzerinden konumlandırılmış arka plana çok değil biraz girmiş olsaydı yönetmen bence akıllarda çok daha başarılı bir film olarak yer edecekti. ama bu haliyle bile sınıfını geçmiş bir çalışma olduğunu da rahatlıkla söyleyebilirim.
  • 2011'de kristal küre'yi kazanmış filmdir.
hesabın var mı? giriş yap