camış

• bir aracı kurum: camış menkul değerler
• buyukbas hayvanlarin takma adlarindan biri
• manda, su sığırı, kömüş anlamına gelen camız sözünün farklı şivelerde söyleniş biçimi.
• huysuz hayvan...
  (bkz: ermenek turkcesi)
• hayvan gibi yemek yiyen insan modelidir. yemek masasindaki herseyi 5 dakika icinde silip supurur kimseye bisey birakmazlar. yemek yerken burunlarindan nefes alirlar cunku agiz surekli doludur.
  bunlarla yemek yerken dikkat etmek gerekir. ozellikle ayni masada 2 camis birden varsa digerlerinin kollarini isirma ihtimalleri vardir. catalinizdaki yiyecek, agziniza girene kadar guvende degildir. cataliniza bi saldiri oldugunda
  
  - 'bi dur mna godumun ya'
  
  denilerek uyarilmasi onerilir.
  
  genelde ogrenci evlerinde birer tane bulunur. bunlar doydugunu bilmezler. lokantada herkes gibi 1 porsiyon iskerderle doyarlar ama eve gelince 10 kisinin yiyecegini tek basina yerler.
  
  cekilmezler.
• camis inek ve mandadan biraz farklidir. boynuzlari kalin, genis ve daha meyillidir. saclarini bir kutu jole surup ortadan ayırmıs tiplere benzer. zaten bu tiplerin diger adı da " camis " tir.
• su inegi
• bütün gün göbeğini kaşıyıp, gerinip uyuklayan, vaktinin büyük bölümünü miskin miskin oturmaya ayıran insanımsı organizma
• ikinci bahar'da vakkas'ın oğlu medet'e hitabet şekli.
• guzelligin ve zerafetin sembolu olan hayvan turu, uyurken mutlaka izlenilmelilerdir.
  mesela ben gece gece sokakta bi camis gorsem evime davet eder bi kahve cay ister miymis diye sorarim, hatta benim kucukken bir tavsanim vardi, ama asagi dustu sonra.