• 2005 ortasına doğru piyasaya çıkacak olan meshuggah albümü.
  • (bkz: catch 22)
  • albümün ilk single'ı shed'dir.
  • insanı rahatlatan yapısıyla, konsept tanımını drone kavramıyla tamamlayan deneysel meshuggah albümü.
  • hak etmediği şekilde, meshuggah diskografisinin gölgede kalan ürünlerindendir.
  • 33’ü yakala bobi.
    -------------------

    catch 22¨ diye bir paradoks (çatışkı) vardır. tanıma girmeden direkt örnekle açıklamak istiyorum. diyelim ki üniversiteden mezun oldunuz ve işe gireceksiniz. başvurunuzu yaptınız. sizde muhtemelen iş tecrübesi arayacaklardır. ama daha yeni iş hayatına atılacaksınız ki nasıl olacak bu? işte buna catch 22 paradoksu denir. yani bir nevi tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar hesabı. şimdi, albüm kapağına dikkatlice bakarsak eğer, her bir yılanın ağzının içinde diğerinin kuyruğunun olduğunu görüyoruz. yani 3’lü bir kısır döngüyü mü anlatmak istiyorlar bilmiyorum ama catch 22’ya gönderme olarak bu kapağı seçtikleri kesin. zaten meshuggah’nın bir 333 takıntısı var. mesela “chaosphere” albümünü plak olarak sadece 333 adet çıkarmaları, fredrik thordendal’ın solo projesi “sol niger within”in parçalara bölünmüş halinin versiyon no’sunun 3.33 olması gibi örnekler verilebilir.

    şimdi biraz albüme geçiş yapalım. albüm fikir olarak, tek bir şarkının 13 parçaya bölünmesinden oluşuyor. benzerini, daha önce f.thordendal’ın solo projesi “sol niger within”de yaptığı gibi. ilk 2-3 şarkı, aynı ritmin küçük farklarla icra edilmesinden dolayı albümün hep bu şekilde ilerleyeceği hissini veriyor ki bu bence, albümü pek çok kişinin yarıda bırakma ihtimalini doğuruyor. halbuki bu önyargı aşıldığında geride kalan şarkıların, özellikle sondakilerin gayet doyurucu olduğunu görebiliyoruz.

    albümde en dikkat çekici noktalardan biri, davulların sadece tomas haake değil, tüm grup elemanları tarafından “drumkit from hell” adında bir davul programı yardımıyla yapılmış olması. bu noktada, gerçeğini aratmayacak bir davul sound’u duyduğumuzu söyleyebilirim. vokaller konusundaysa, jens kidman’ın vokallerinin kimi yerlerde efektlerle desteklendiğini ve bu şekilde vokal sürelerinin uzatıldığını, genel olarak vokal rengini pek sevmesem de kidman’ın bu albümde iyi bir iş çıkardığını söylemeliyim. “nothing” albümünde başlayan, thrash riflerin azalıp, heavy groove ve djent riflerin yoğunlaşan etkisi bu albümde de sürüyor. yine, önceki albümlerdeki caz-fusion öğelerinin, albümdeki clean tonlu gitarlarda kendine yer bulduğunu belirtelim. meshuggah’nın diğer albümlerine nazaran daha deneysel olan bu albümünde öne çıkan bir başka konuysa, albümün sahip olduğu o kaotik hava. bunda, zaman zaman kullanılan atonalliğin büyük bir etkisi var.

    albümün klip parçasıysa shed. şarkının atmosferini çok iyi yansıtan, harika bir klip olduğunu düşünüyorum. mesela “obzen” albümündeki bleed’e çekilen klibi beğenmemiştim. kliplerin, günümüzde video izleme alışkanlığının yoğun olduğu bir dönemi yaşadığımız için, grubun dinleyici topluluğunu arttırabilecek bir unsur olduğunu düşünürsek, meshuggah, shed ve new millenium cyanide christ ile iyi bir şansa sahip.

    albümün doruk noktasıysa bence, personae non grataedehumanizationsum üçlüsünden oluşan 7:23'lük bölüm. hele o dehumanization’daki sayko melodi nedir öyle? kıyamet günü israfil sûru üflediğinde bu şarkılar çalarsa kimse şaşırmasın. kesinlikle meshuggah diskografisinde en keyif aldığım kısımlardan bir tanesi.

    yavaş yavaş kritiği sonlandırırken, bu albümün genelde “nothing”den daha az sevildiği kanısındayım ama ben bu albümü “nothing”den daha çok seviyorum. nothing albümü bana daha mekanik gelirken, bu albüm bana çok daha delişmen, manyak ve vurucu geliyor. bunda kaotik filmleri, oyunları, hikayeleri sevmemin de sebebi olabilir. ama tabii ki “nothing” albümünün grubun gideceği yön açısından daha devrimsel yaklaşımlar barındırdığını da unutmayalım. “nothing”i de severim yanlış anlaşılmasın. sonuç olarak bu albüme 8’le 8,5 arası bir puan düşünüyorum, her ne kadar grup adına zayıf bir albüm olarak görülse de. metal dünyasında tek bir meshuggah’nın var olduğunu bilmem, muhtemelen albüm puanımı da 8,5 olarak yansıtacağımı işaret ediyor.

    jens kidman: vokal, gitar, bas, davul programlama
    marten hagström: gitar, bas, davul programlama, şarkı sözleri
    fredrik thordendal: gitar, bas, davul programlama
    tomas haake: geri vokal, davul programlama, kapak tasarımı, şarkı sözleri

    puan (8,5/10)
hesabın var mı? giriş yap