*

  • bu çizgiyi ihlal ettiğimizde alacağımız sıfat, çizgiyi aşmış olmanın verdiği manevi huzrun yanında bir katma değer midir? diye düşündürmüştür inceden.

    -seni sevmiyorum
    -doğumgünüm ama bugün?
    -o zaman seviyorum.
  • sıkça aşıldığına şahit olduğumuz çizgi. bir de şirin görünmek için denyoluk yapanlar var ki, ya yanlarından hızla kaçın, ya da kafalarını kırmadan önce hızla kaçmaları için zaman tanıyın.
  • yapılan hareket, işin sonucuna göre bu iki isimden birini alır. bir nevi etki-tepki meselesidir. söylediğiniz söz yada yaptığınız hareket sizi ortamlarda delikanlı da kılabilir, kafanıza bişi yemenize de yol açabilir. sona tabii bi de bunun mazeretleri de vardır: bak ben çok açık sözlüyüm, başkasından duyucağına benden duy, dost acı söyler, bunu öğrenmek senin de hakkın vs.
  • aciksozluluk,patavatsizlik ve ukalalik uclemesinin arasindaki sinirlardan biri.
  • 1. usluptur. soylediginiz hersey icin dogru bir zaman ve yer ve duzgun bir uslup lazim, o zaman “dobrayim ben”in arkasina da siginmaniza gerek kalmaz, patavatsizlikla da suclanmazsiniz.

    2. usluba bir ek, mimikler ve ses tonudur.

    3. haddini bilmek. birsey soylemeden once, dogru uslup ve duzgun mimikle soyleseniz dahi, once bi kendi kendinize sormaniz lazim, “bunu soylemek benim haddime mi?” diye.

    yukaridaki 3 maddenin kisa ozeti: once dusunup, sonra konusmak gerek.
hesabın var mı? giriş yap