• ahmet hamdi, saatleri ayarlama enstitüsü adlı romanında işler bu sözü.
    enstitütünün kurucusu halit ayarcı beyefendi'nin tabiridir. o'na göre bazı kişiler kendilerini zamanın ilerisinde görmektedirler.
  • gülümseyerek susmak olarak da kendini gösterebilen olgu*
  • kitapta heyecanli psikanalist doktor ramiz zikreder bu ibareyi, "entelektuel gururu" olarak.. hatta sonrasinda "azizim, bir insan butun hakikatleri bilmez, bilemez" gibi keskin bir seyler soyler. sae yazildiginda, "entelektuel" (ve dahi kirpilmis formu "entel") o kadar kirlenmediginden, bu cumleyi simdi, anlaminin oldukca disinda okumak, ona yanlis seyleri gondermek pek mumkundur. bunu duzeltme ihtiyaci zorunlulugu sendromundan mutevellit devam edersek; burada "butun hakikatleri bilmek"ten kasit, "muspet bilime o kadar gonul koymak ki bes duyunun sana yukledikleri ve ondan cikardigin / cikarabilecegin mantikli sonuclar disinda hicbir seyi hakikat saymamak" turunden bir sey.. yani ornegin beyaz kale'deki venedikli kahramanin, kendinden "kendimden onceki sanatcilarin, bilim adamlarinin calismalarini butunuyle benimsemis ve artik burun kivirmaya baslamis bir insandim" olarak bahsettigi durumdaki gurur, degil. ama artik bu kullanim da yayginlastigindan, yapacak bir sey yok. hulasa, sae'deki entel gururu, artik bize sevimli gozuken, oyle olmak zorunda kalmis bir gururdur. sanildiginin aksine, bir "kendini begenmislik durumu" degildir.
    aht'yi aciklama enstitusyonu, izmir.
  • ismini bulamadığım bir akademisyene ait olduğu söylenen şu yazı belki bunu bastırabilir.

    "üniversitede, en çok sevdiğim hocanın odasındaydım.
    bana, “ne olmak istiyorsun? “dedi.
    “entelektüel olmak istiyorum.” dedim.
    “senden entelektüel olmaz” dedi.
    şaşırmıştım, sonra, kırılgan bir ses tonuyla;
    “dersinizi geçmeme rağmen sürekli dersinizdeyim. okulda en çok okuyan, araştıran ve tartışmalara giren hep benim?" dedim.
    “senden entelektüel olmaz”dedi.
    çok kızmıştım!
    "doç. tezlerin konularını bile ben öneriyorum" dedim.
    prof. gülümseyerek geriye yaslandı.
    "senden çok iyi bir araştırmacı olur. ama entelektüel olmaz. nedenine gelince, sana entelektüel olamazsın dediğimde, bana bir entelektüel gibi “niçin olmaz?" diye sormadın, aksine alındın ve hiddetlendin. yazarlık bilgi işidir. entelektüellik bilgi değil, davranış biçimidir. bir insanın entelektüel olması için en az 3 kuşak ailesinin okuması gerekir. okulun önüne bak. hepsi son model araç dolu ve hocalara ait. her sene model yenilerler. gerçekten böyle bir yenilenmeye ihtiyaçları var mı? niçin bu şekilde yaşıyorlar. çünkü o unvanlarla gördüğün hocalarının kariyerleri ne kadar yüksek olursa olsun, ruhları feodal bir köylü. güçlerini topluma kabul ettirmek için böyle hava atmak zorundalar. gerçek bir entelektüel asla bu güdüyle hareket etmez.
    entel feodal köylülere artık diploma ve unvan da yetmez.
    tıpkı paranın yetmediği gibi."
hesabın var mı? giriş yap