erkek vs kadın
-
erkek doğadan kopmuştur; özgürdür, zayıftır.
kadın doğadadır; güçlüdür, bağımlıdır.
kadın * sevişmeye hep hazır, üremeye değil
erkek * üremeye hep hazır, sevişmeye değil.
ikisinin de bir yaptığı, bir asıl işi var denebilir. asıl işleri hep yapmadıkları; erkeğinki sevişmek, kadınınki üremek.
kadınlar anımsayarak, erkekler unutarak yaşamaya çalışırlar diyor; yanlış!
kadınlar unutmaya, erkekler anımsamaya çalışarak yaşarlar..
erkek çocuğu kadın erkek eşit sanır.
kız çocuğu daha baştan mal mülk* ve izan sahibi.
erkek bilmez* doğar, öğrenme adayıdır.
kadın her şeyi biliyor doğar, kolayına öğrenmez.
erkek umuttur, kadın varlık.
erkek kadının bir halidir; unuttuğu hali.
kadın isterse seks, erkek isterse evlilik olur. ama açılmaya muhtaç bu:
kadın isterse erkeğin, erkek isterse kadının istediği olur; kadının istediği evlilik, erkeğin istediği sekstir.
erkeklerin maç/müsabaka ve sanattaki sıralama kalıbı besbellidir: giriş gelişme ve sonuç.
kadınların aynı alanlardaki seçimi bulanık gibi görünür, ama tutarlıdır: gelişme, sonuç ve giriş.
kadın günleri çeşit çeşittir; (bkz: kadın günleri/@ibisile).
erkeklerin ise çok ama basit: babalar günü, kadınlara ayrılmamış tüm günler..
her günün ilk yarısı erkeğin günüdür. her günün ikinci yarısı da kadının günüdür.
öğleden sonra erkeğin kadınla takışması, kavgası daha risklidir. babam söze dökerdi: "oğlum, gün öğlenden sonraya devrildiğinde karıyla ters gidilmez, yoksa gece yatağa almaz."
günlerin bu bölümlenmesi yaşam için de geçerlidir; yaşamın ilk evrelerinde, erken zamanlarında erkeklerin yaşamı yaşanır: koşma, rekabet, üretim araçlarının mülkiyeti vs. ikinci evrede ise kadınların dayanıklılığı, uzun ömrü, çocukların yani üretim araçlarına hükmedeceklerin mülkiyeti biçiminde kadınların boru öttürme, icabında öç alma zamanlarıdır.
kadınlar temelde/genelde allaha inanmazlar; güreşir veveya uzlaşırlar.
bu, erkekler onları şeytanlaştırsın ve düşman olsunlar diye değildir.
kadınları kullanma kılavuzu her zaman yüksek japonca ile yazılır. erkekleri kullanma kılavuzu her zaman en basit çivi yazısıyla.
işi karışıklaştırıp zorlaştıran kadınsı erkekler ve erkeksi kadınlar olmasa dünya sıkıcı bir yer olurdu.
her erkek öksüzler/yetiştirme yurdundaki bir yetimdir. her kadın oraya gelip besleme bakınan bir kısır ailedir.
kadınlar hiç askerden dönmezler. erkekler şöyle bir uğrar. can yücel'in duygu asena'ya karı kuvvetleri komutanı demesi sandığından da fazla yerli yerindedir.
kadın kullanım kılavuzu her zaman yüksek japonca ile yazılır.
erkek kullanım kılavuzu her zaman en basit çivi yazısıyla.
işi karışıklaştırıp zorlaştıran kadınsı erkekler ve erkeksi kadınlar olmasa dünya çok sıkıcı yer olurdu.
her iki cinsiyet de anababasıyla yatmıyor ama.. erkek, annesinden alamadığı belirsiz şeyin peşinde (ulaşılmaz kadın, objet petit a, arzunun o belirsiz nesnesi), kadın ise babasından aldığı, bilindik bir şeyin peşinde (öküz erkekler) denebilir. cinsel organları hedef olarak görecek olursak bu aynı zamanda erkeğin ortada olan organı, kadının gizli, görünmez organı demek. kayıtsız kalamama, otomatik eşleşme bakımından erkek ile kadının olanaksızlık ve çaresizlik biçimlerinde benzerlik var: erkeğin çaresiz kaldığı kadın femme fatale; kadının çaresizliği "her kadının bir faşisti sevmesi".
her yaştaki kadın, denge aleyhinde bile olsa ve görünse, her yaştaki erkeği donunda sallar. iki iki dört eder. bunu bilir, bunu derim. çaresiz, iktidarsız, güçsüz kalan ve olan erkek hemen her zaman toplumun kurulu düzenini de arkasına alıp torpilli şekilde ezer, tecavüz eder, öldürür, vs. bunlar bile asli durumu ele verir.
"kadın erkekten daha iyi anlar çocukları, ama erkek kadından daha çocuktur." friedrich nietzsche - also sprach zarathustra
"ama kadın, hayatının temelini oluşturan hazları, erkeğin kendini en basiretli zannettiği ve üçüncü şahısların kendisini en çok bilgilendirdiği anlarda bile aramayı akıl edemeyeceği bir yerde saklar." marcel proust - la prisonniere
"erkekler kadınları seyreder. kadınlarsa seyredilişlerini seyrederler." john berger
"anne-marie, bağışlanmak için kendini hesapsızca harcadı; meudon'da ve daha sonra paris'te ana-babasının ev işlerini gördü, kahyalık, hastabakıcılık, sofracıbaşılık, nedimelik ve hizmetçilik yaptı, ama annesinin sessiz sıkıcılığının önünü alamadı." jean-paul sartre - les mots
(ilk giri tarihi: 18.2.2016)
(bkz: sıkıcılık), sıkıcılık katsayısı
(bkz: ilişkiler/@ibisile)
(bkz: sevişirken başkasını düşünmek/@ibisile)
(bkz: her kadın bir faşiste aşık olur)
(bkz: every woman adores a fascist)
(bkz: each man kills the thing he loves)
(bkz: camille claudel ve rodin durumu)
(bkz: also sprach zarathustra/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap