• ümit hassan'ın ödüllü ve bu ödülü gani gani hak eden eseri. nasıl olmuş da şimdiye kadar hakkında bilgi verilmemiş, şaşırdım. onyedi yıldır kütüphanemde durup da nasıl şimdiye kadar okumadığıma da eseflendim tabii. eğer tarih, antropoloji alanlarına ilgi duyuyorsanız lütfen siz benim gibi geç kalmayın, hem doğu batı yeni baskı da yapmış, bendeki verso yayınlarındandı. bu da kitabın tanıtım bülteninden:
    "şamanlık inanç sistemi, kökeni ve temel özellikleriyle, tek tek kandaş topluluklar bakımından ve hayat tarzı olarak kandaş toplum bakımından arkaik bir asla dayanır; dünya gelişimi bakımından tarihöncesi’ne aittir; yeryüzünde hiçbir uygarlığın (medeniyet) mevcut olmadığı dönemin ürünüdür ve societas’la bütünleşir. hattâ, şamanlığın oluşum serüveni, takvimsel zaman bakımından, uygarlığın doğuşundan (mezopotamya-sümer) en az 20.000 ilâ 25.000 yıl öncesinde başlar.
    orta asya şamanlığı, bütün ilkel toplulukların inançlarıyla aynı temellere dayanan; uyguladığı “teknik”ler itibariyle kuzey amerika, güney amerika, avustralya ve dünyanın bütün yörelerine yayılmış ilkel-kandaş topluluklardaki pratiklerle örtüşen; özel olarak coğrafya üretici gücü doğrultusunda oluşmuş bulunan; avcılığın geçim tarzıyla köklenmiş; gelişimi itibariyle avcılığın manevî mirasını devralmış olan asya göçebeliğinin ayrılmaz bir tamamlayıcısı olmuş; kandaşlığın toplu eylemini simgeleştirerek bir tarih gücü hâline getirmiş temel inanç sistemidir.
    eski türk toplumu üzerine incelemeler, türkçede bu alanda üretilmiş az sayıdaki telif çalışmalardan biridir. yapıt boyunca, orta asya ve eski türk toplumunun gelişim-değişim dinamikleri çok canlı biçimde ele alınırken, antropoloji ve siyaset biliminin zengin örneklerine de tanıklık edilmektedir.
    anahan (anaerkil) örgütlenmenin esasları, şamanlığın toplum yapısındaki yeri ve bugüne uzanan etkileri, türklerde inanç, eylem ve davranış biçimlerinin kökenleri, türk toplumu hakkında kanıksanmış kimi tezlerin çürütülmesi ve bazı yeni tezlerin değerlendirilmesi “han/hakan” terim-kavram’ının gerisinde yatan toplumsal gerçekliğin zaman içindeki değişimi, kitapta işlenen bazı konular arasındadır.
    sedat simavi sosyal bilimler ödülü’nü almış bulunan eser, özellikle, “devlet” konusu ile ilgili olarak, çeşitli tarih-dışı eğilimleri sergilemesi ve eleştirmesiyle de dikkat çekicidir."
  • bu arada doğu-batı'nın kitap için seçtiği kapak olmamış... yani çok hoş bir kapak da, bu kitaba hiç uymamış. "kim korkar hain kurttan" oyunu için mükemmel bir afiş olabilirmiş mesela. ayrıca "eski türk" deyince akla hemen kurt imgesinin gelmesi kolaycılığına düşmüş. oysa kitabı okuyanlar görecektir ki neredeyse kurdun esamesi okunmuyor orada, ayı olan bir kapak bile daha uygun düşerdi.
  • (bkz: yiyen)
    (bkz: dayı)
    (bkz: yenge)
    (bkz: rakı)
    (bkz: şamanizm)
    (bkz: ümit hassan)
    (bkz: döl almak)
  • eski türk toplumu üzerine incelemeler adlı kitabında (ilk baskı 1985) ümit hassan ( 1943- ), eski türk kültürünü (islam öncesine) farklı bir yaklaşımla ele almıştır. ona göre, her somut gelişmenin tarihsel anlamı, toplumun ilk örgütlenişiyle ilişkili (hassan 2000, 11) olduğundan, örgütlü yapıyı taşıyan temel unsurların neler olduklarını ve hangi değerlerden hareket edildiği ortaya konulmalıdır.

    ümit hassan’a göre, asıl olan, gelişim-değişmedir, teori bu değişimin incelenmesinin sürekliliğiyle oluşur. herhangi bir olayı tanımlamak için geliştirilmiş olan ölçütler, önermelerin sınanmasıyla varılmış olan sonuçlardır; bu bakımdan teorik-metodolojik bir kapsam içinde yer alırlar. ne var ki, ölçütler belirli bir anda sabittirler; bu kesitsel özellikleriyle teorinin ancak bir ifadesi olurlar. bütün zaman mekanlar için geçerli olan, teorik olan, hareketin, değişkenliğinin bütünselliğidir (hassan 2000, 11). bu teorik açıklamada, teorinin olgulara bağlı olduğunu ve olguların her zaman yönlendirici olduğunu kabul etmektedir. başka bir deyişle tarihsel açıklamalar geçicidir; her kuşak yeni açıklamalar getirmek durumundadır. hassan bu anlayış çerçevesinde eski türk toplumu hakkındaki düşüncelerini oluşturmuştur.

    çalışmada, ilk toplum örgütlenişiyle ilgili iki ölçüt kullanılmıştır. ilki, eşitlik/ eşitsizlik ikincisi, babahanlık / anahanlık (babaerkil, anaerkil). ilk toplumsal örgütlenmenin, birinci ölçüt açısından, eşitlikçi-sınıfsızlıktan başlayarak çözüldüğünü; ikinci ölçüt açısından da anaerkil karakteristikten babaerkiliğe doğru olduğunu önerme olarak kabul etmiştir (hassan 2000, 11-12). ilk topluluklarda görülen eşitlikçi yapıların nasıl ele alındığı ve hangi değerler üzerinde durulduğuna değinmiştir. ilk örgütlenme biçimi olarak kandaşlık, üretimin ön şartı kabul edilmiş, toplayıcılık, avcılık, devşiricilik, gelgeç tarım, çobanlık ve tarımın araştırılması belirleyicidir. insanın değişmesi ve değiştirdiği unsurları açıklarken, özellikle tekniğin göz önüne alınması lazımdır (hassan 2000, 12). devlete yaklaştıkça, önceleri ayrılmaz bir bütün olan kandaşlık ve örgütlenme, ayrılmaya- hatta bir bakıma ayrışmaya başlar. kandaşlığı sürdüren örgütlenme, onu ortadan kaldıracak gelişmenin ta kendisidir (hassan 2000, 13). yazar, antropolojik verileri göz önünde tutarak, anaerkil ve babaerkil tartışmaları, kandaşlığın kökenlerine dayanan ilk örgütlenmelerin teorik bir temellendirilmesini yapma çabasındadır (hassan 2000, 13-18). bu teorik temellendirmeden hareketle türklerin ilk toplumsal yapılarını açıklamayı denemiştir (hassan 2000, 18). kitap, dar anlamda bir iktisadi ve sosyal araştırma değil, bir siyaset teorisi denemesi (hassan 2000, 19) olarak tanıtılmıştır.

    hassan, türklerin örgütlenmesinin kökenlerini, abdulkadir inan ve sadri maksudi arsal’ın makaleleri çerçevesinde ele almış, kandaşlık temelli örgütlenmeyi adları belirtilen kişilerin nasıl ele aldıklarını tartışmıştır (hassan 2000, 25). anaerkillik ve kabile örgütlenmesinde metot sorununu, öncelikle konularla ilgili bilgilerin elde edilmesinde yaşanan zorluklar çerçevesinde çıktığını, inan’ın görüşleri doğrultusunda vermiştir (hassan 2000, 26-27). gens örgütü ve türkler başlığı altında arsal’ın makalesi tartışılmıştır. soy-oymak ile devlet arasındaki ilişkiler incelenmiştir (hassan 2000, 32-35). inan’ın türk etnolojisini ilgilendiren terimler üzerine adlı makalesi ele alınmış, soya ilişkin terimler tanımlanmış ve kandaşlıkla ilişkilerine işaret edilmiştir (hassan 2000, 35-39). örgüt-inanç ilişkisi açısından eski türklerde şamanlığı, kökenleri ve değişimi, göçebe hayat tarzı, şamanlığın tarihsel gelişimi, türklerde ve asya kandaşlığında şaman inanç sistemi, şamanlığın genel nitelikleri, hayat tarzının kavimler arası genelliği, şaman tiplerini, anaerkil kökenlerini, efsaneleri, yer ve gök kavrayışı, örgüt kutsallığının temelleri, orman kültünün inanç temelleri ve boyutları, dağ kültü, geleneklerin görenekleşmesi, çağdaş kalıntıların tarihsel anlamı (hassan 2000, 42-106) bağlamlarında ele alıp incelemiştir.

    devletleşme süreci, töre ve törenin kökenleri, inanç- örgüt ilişkisi, eski inanç sisteminin değişik biçimlerde yeniden canlanışı, değişimin boyutları, töz ve tör(e), totem- kökencilik, babaerkilliğin ön şartları, töre “ceddi ata “ile soy kültünün örgütsel sonuçları, göçebe fetihçiliğin simgesel değerleri, yönetim tekniklerinin temelleri, eski geleneklerden yararlanma, ant ve kargış, kandaşlık töreninde örgütsellik, örgüt kişisi olan alp tipi, kandaşlığın askeri alametleri, uran, şiar, töre ve uran, kabile toplumunda toplu eylem simgesi (hassan 2000, 108-156) gibi konularla temellendirilmeye çalışılmıştır.

    ümit hassan, han (khan) başlığı altında, han’ı önce dilsel temellerden hareketle açıklamaya çalışmıştır. bu bağlamda, dilsel özelliklerin teorik boyutları, lehçelerin yayılma tarzı ve tasnifi, metodolojik konum sorunlarını ele almıştır (hassan 2000, 158-167). sonra han’ın, anahanlık (anaerkil) temelleri, örgütsellik, değişkenlik çerçevesinde incelemiştir (hassan 2000, 167-173). han’ın mahiyetini, hayat tarzı ve manevi esasları açısından tartışmıştır (hassan 2000, 173-178). ayrıca kültler ve örgüt, kavramsal düzey açılarından da konu irdelenmiştir (hassan 2000, 179-186). konfederatif devlet yapısı ile han teriminin yorumlarını tartışmıştır (hassan 2000, 186- 238). böylelikle, türk düşüncesinin temel unsurlarından biri olan devletin kavramsal bir çerçevesi çizilmiştir.

    ümit hassan’ın ortaya koyduğu bu çalışma, iki açıdan önemlidir. ilki, yöntem açısından, islam öncesi türk toplumunu teşkilat yapısını, türkçe terminolojinin kök anlamlarından (etimolojisinden) hareketle temellendirme çabasıdır. ikincisi, türkleri, diğer toplumları da içine alan tarihsel süreçte baskın olan anaerkil, eşitlik, eşitsizlik, babaerkil, gens, göçebe gibi tarihsel kavramlarla açıklamasıdır. her iki yaklaşım tarzının oluşturduğu kitap, türklerin islam öncesine ilişkin düşünce yapılarını bütünlüklü bir tarzda açıklayan iyi bir temellendirme denemesidir.

    ***hassan, ü. (2000). eski türk toplumu üzerine incelemeler. alan yayıncılık, istanbul.
hesabın var mı? giriş yap