füze

• carpma anında ya da onceden ayarlanmıs bir mekanizmanın yardımıyla carpmadan once patlayan bir savas baslıgıyla donatılmıs, ozitmeli, ozgudumlu ya da radyo kumandalı silah.
  gogusleri tas gibi hatunların uzuvlarına da denilir.
• "feza" dan geldiğini düşünmekteyim ama hadi hayırlısı.
• (bkz: roket) (bkz: saturn v)
• (bkz: fuze yolu)
• (bkz: kosuyoluna füze atmak)
• çocukken torpilden ve kızkaçırandan önce gelen bir numaralı eğlence.
  dikersin füzeyi, onun plastikten kendi rampası falan da vardır zaten, ateşler birisi, lan lan lan kaçın lan sesleri içinde herkes uzaklaşır yanından, çünkü alet dümdüz yukarı çıkmaz nereye gitçeği hiç belli değildir, ıslık sesi gibi bi ses çıkararak havalanır yukarı ve havadayken patlar, hatta markası da fezadır...
• torpil ve kızkaçıranın toplamından daha pahalı ve aynı şekilde daha eğlenceli bi bomba şekliydi..bir keresinde yaktığımız füze 6. katta ki bi dairenin penceresinden girmiş, ardından da mahallemizde ki çocuklarda carl lewis potansiyeli olduğunu göstermişti.
  (bkz: tabanları yağlamak)
• sık sık roketle karıştırılan makinedir. roket, bir motor cinsi olmakla birlikte (bkz: roket motoru) sıklıkla güdümsüz füzeler için kullanılan bir tabirdir. füzeyse, roket motorlu olabileceği gibi, jet motorlu da olabilir (bkz: cruise füzesi). roket motorlu füzeler roket şeklinde de adlandırılabilir, ne var ki, cruise füzesi sadece ve sadece bir füzedir.
  
  roket, motorunun çalışması için gereken oksijeni sıkıştırılmış olarak yanında taşıdığından, atmosfer dışında da işlev görebilir. her ne kadar elma ile armutu karşılaştırıyor gibi olsak da, füzenin atmosfer dışına çıkabilen versiyonları olmakla birlikte, atmosfer dahilinde kalmaya mahkum türleri de vardır.
  
  (bkz: roket)
• şu ara başımdan geçen fırtına sesi.
  (ara: çıkartma*)
• asmis cocukluk eglence araci. boyle altindan yakarsin, kalkar ucar 4-5 metre, zevkten kudurursun - ne oluyosa. ama asil eglence varyasyonlar ile gelir; mesela fuzenin etrafina 3-5 tane kizkaciran baglarsin ki uncertainty artsin, veya fuzenin etrafina bir de torpil yapistirirsin ki havada infilak etsin (bkz: challenger faciasinin 80'ler kusagi uzerindeki onarilmaz etkileri).