• neye göre olduğunu anlayamadığım bir kurum.adamın biri ferrarinin kapısına dayanıp ben pişlot olacam mı diyo?
    nerden yetişiyolar ki bunlar?
    anladığım kadarıyla hiç bir yol gösterici olmadığından dünyanın en zopr mesleklerinden biri.
  • mesela jacques villeneuve indycardan yetişme.
    sanırım böyle oluyo bunların olayı. diger yarışlardan formula 1 e geçis yapıyolar başarılılarsa takımlar tarafından keşfedilip.
  • iyi de indycar a nası katılıyosun? diye yine aklımı kurcalayan soru.(işareti olmasada soru)
  • mutlaka indycar ın standartlarının altında olan bi yarış vardır ona da ordan katılıyosundur. o düşük standartlı yarışa da daha düşük standartlı bi yarıştan katılıyosun. mesela karting sporundan yetişiyosun. karting olayına da babanın falan destegiyle başlıyosun küçük yaşta. başlaman için de bu işlere meraklı olman gerekiyo. türkiyeden f1 pilotu çıkmamıştır.
  • dünyada olmus olabilecek en keyifli, en parali, en heyecanli, en mutesem, en en en en en bi meslek!
  • f1 pilotu olmak icin cizilmesi gereken yol, ilk basta yaklasik bi 5-6 sene karting yapilir, orda avrupa sampiyonu, ulke sampiyonu, dunya sampiyonu filan olunur, sonra 16-20 yas arasi ingiltere, fransa, almanya ya da italyada formula 3 yarislarina baslanir orda da basarili olduktan sonra f3000'e gecilir ve bi formula 1 takiminda test suruculugune baslanir, eger f3000'de de basarili olabilirseniz ve formula 1 testlerinde iyi dereceler yaparsaniz formula 1 pilotu olabilirsiniz. prosedur budur yani baska bi sekil olmaz indy cardan cikma elemanlar cok istisnadir.
  • her yarista ortalama 3 kilo kaybeden kisiler, surekli titreyen bir araba, saatte 350 km hiz, 1 sampiyon.
  • dakikada on yedi bin devir* ceviren, yuz kilometre hıza iki saniyede cıkan bir otomobili, on be$ kilogramlık bir agırlıgı havada tutmaya e$deger kuvvete tabi olan direksiyon ve panik fren halinde sekiz yuz derece sıcaklıga cıkan fren diskleri yardımıyla kullanmakla e$ anlamlı cumle.
  • saatte 150 kilometreyle keskin virajlar donerken boyunlarinin kirilmamasi ichin boyun kaslarini guchlendirilmesi gerektigini okumushtum. ve bunu gerchekleshtirmek ichinde yere uzanip ayaginizin dibine koydugunuz 37 ekran bir televizyonda sadece kafanizi yerden kaldirarak saatlerce film izlemeniz gerekiyormush.
    (bkz: bunu yapan insan olamaz)
  • formula1 pilotu sözü nerden türemiş bilemiyorum. sanırım inanılmaz arabaları kullanan çok yetenekli insanları sıradan sürücülerden ayırmak için uydurulmuş. şahsi kanaatim formula 1 pilotu değil formula 1 sürücüsü olunduğu yönünde.

    f1'de yarışabilmek için fia tarafından verilen superlicence'a sahip olmak gerekir. sürücüler, fia gözetmenleri kontrolünde çeşitli pistlerde deneme sürüşlerine tabi tutulur, dereceleri halen daha yarışmakta olan sürücüler ile karşılaştırılır, yarışabileceklerine kanaat getirilirse lisnansları verilir.. genelde yarış kariyeri ve geçmiş başarılar da önemli bir kriterdir lakin olmazsa olmaz değildir; zira raikkonen insanı pek de tecrübesi olmamasına rağmen kapmıştır lisansı.

    formula 1 sürücüsü olmak için şunları yapmak gerekir diye net kurallar yok. alman schumacher f3'den gelme mesela, kolombiyalı montoya ise cart'dan.

    avrupalı sürücüler genellikle küçük yaşlardan itibaren kart ile ilgilenerek başlıyorlar motor sporlarına. daha sonra markaların düzenledikleri şampiyonalar ve f3000 basamak teşkil ediyor; buralarda başarı gösteren kendini kanıtlayan sürücüler formula1'e geçme şansı elde ediyorlar. teori önce bir kaç sene test pilotluğu yapıldığını söylese de bu da çokça ihlal edilmiş bir kural. iyi bir menejerin de etkisi gözardı edilemez tabii ki.

    avrupa dışı ülkelerin sporcuları ise ya avrupa'daki yarışlara katılıyorlar ya da indy car ya da cart'dan geçiyorlar f1'e. bunların tamamı daha önemsiz ve yerel yarışlarda başarı göstermekten marka şampiyonlarına ve uluslararası yarışlara kadar uzanan bir başarı sürecinin öyküsü.

    schumacher f3'den gelme mesela. 1989'da halen daha menejerliğini yapan willi ile anlaşmış. menejeri 1989 ve 1990 yılları için alman f3'e katılım ücretlerini ödemiş. o da paranın boşa gitmeyeceğini daha ilk sene ikinci olarak ispatlamış. 1990'da mercedes adına katıldığı yarışı kazanmış ve 1991'de jordan ile belçika gp'de yarışarak f1'e girmiş.

    montoya ise 1992'de kolombiya'da formula renault'da yarışıyormuş. 1993'de swift gti marka şampiyonasında şampiyon olmuş. 1994 ve 1995'de iki yerek şampiyonada üçüncülüğü elde etmiş. 1996'da zandvoort marlboro masters diye yerel bir yarışta yine üçüncü olurken british f3'e katılarak çeşitli yarışları kazanmış. formula 3000'de 1997'de ikinci 1998'de birinci olmuş. 1999'da cart'ı kazanmış. 2000'de cart'da dördüncü olmuş ama indy500'ü kazanmış. 2001'de bmw williams'da f1 kariyerine başlamış.
hesabın var mı? giriş yap