• uzunköprü köftesi sanatçılarından biriydi, belki de en büyüğüydü. sabit bir lokantası yoktu. seyyar arabasında yapardı köfteyi. zaten lokantalar kapandıktan sonra, gecenin ilerleyen satlerinde heykelin orda açardı tezgahı. kim ne derse desin bence gelmiş geçmiş en güzel uzunköprü köftesini yapan adamdı. bütün gece bi yandan da piizlenirdi. gece biterken gönlübol'da köfte yemek o günün tarihine not düşmek gibi bişeydi, aksatırsanız takvim akmazdı sanki.
    ayrıca tezgahı otobüs terminali ile kasaba arasında olduğu için, memlekete inen uzunköprü'lü toprağı öper gibi, daha evine gitmeden köfteyi kaktırarak toprağına dönmenin tadını yaşardı.
    ters bi adamdı gönlübol, bir çok sanatçı gibi. kafayı yeterince çekemediği zaman söylenirdi gençlere, ama baba adamdı. kutsal bi yanı vardı uzunköprü gençleri için.
    picasso barselonalı bir gence ne ifade ediyorsa onu ifade ederdi bize.
    arasıra keyfi yerinde olduğu zaman ekmee ekstra salça buladığı, fazladan bi köfte attığı da olurdu.

    unutamadığım anım şudur:
    her gece babaların arabalarıyla uzunköprü'de tura çıkılır, sonra da gönlübol'da köfte yenirdi. bi gece para çıkışmadı, 'gönlübol be, 20 lira eksik olsa olur mu' dedim. bi terslendi, 'her gece başka arabayla geliyonuz bi de bana 20 lira takmaya çalışıyonuz' diye.
    kafa iyi tabie. büyük usta bi de. kalkıp laf edemezsin, nerde?

    sonra bi gün haber geldi. 'gönlübol öldü' dediler. o an damağıma bir köfte tadı geldi. ustayı bir kez daha hatırladım kilmometrelerce ötede.
    'nasıl yaşatırız anısını' diye baya bi kafa yorduk.
    tam atatürk heykelinin karşısına kıyma harcından bir heykelini dikelim dedik. ki seyyar arabası da orada dururdu zaten.
    gönlübol, böyle çeyrek ekmeğin içine üç köfte koymuş, sanki ata'ya hazırlamış gibi. diğer eli tezgahın altındaki rakı bardağında.
    atatürk ise parmağıyla yandaki soğan kabını gösterip adeta 'biraz daha soğan ekle, çocuk' diyor sanki.
    atam gönlübol'un köftesini yese, bayılırdı kesin.

    olmadı tabi heykel olayı.
    göçtü gitti gönlübol. ama gönlübol'un tezgahı, yani seyyar köftecisi sahipsiz kalmadı, son yıllarında yanında yetiştirdiği damadı bayrağı taşımaya devam etti. hala da devam ediyor. ama artık seyyar köfteciler (niyeyse) yasaklandığı için parkın ordaki dükkanda yapıyor köfteyi. tabi ki gönlübol gibi değil damadının köftesi, ama yine de işi ustanın tezgahında öğrenmiş olmanın getirdiği bir lezzet var, kesin. bugün uzunköprü'nün kalburüstü köftesi dendiğinde gönlübol'un damadının köftesi gene ilk sıralarda gelir bence. ustanın mirası bile yetti kısacası.
  • istanbul'un dünyası karışık ve yalan gelir uzunköprü'ye adım attığımda...

    kış gecelerinde çarşıdan heykele inen yürüyüşler gönlübol'dan çeyrek ekmek içi köfte yemek içindi...

    trakya'nın kuru ayazı eğer yanlız yürüyor ve uzunca zaman konuşmak için oynatmıyorsanız, çenenizin kilitlenmesine bile neden olur.

    atatürk heykelinin oradaki el arabası ile gecenin ilerleyen saatlerinde tıkınma ihtiyacının yegane adresidir gönlübol köftecisi.

    lezzetinin sırrı gerek kullandığı et, gerekse baharat vede tabi ki köfte ekmeği yanlız yememek ve illaki bir iki dost ile muhabbet ile tüketmektir.

    soğuk gecelerde soluğunuzun hava ile buluştuğunda ortaya çıkan su buharının havada donup her an buz kristallerine dönüşeceğini düşünürdüm uzunköprü'de...

    aklımda kalan soğuğu, gönlübol köftecisi, çakır ustanın lokantası ve de köprüsüdür en çok, uzunköprü'nün...
  • antalya'nın en iyi kebap yapan yeridir. dönerciler çarşısından ışıklar yönüne giderken hemen sağdaki sokağa girildiğinde görülür. nar ekşili soğanı inanılmaz olan. soğanın nasıl o kadar güzel olabileceğini insana düşündürendir. fiyat/performans açısından da gayet iyidir. çalışanları inanılmaz derecede cana yakındır.

    antalya' ya her gittiğimde kesinlikle uğrarım. hem adana dürüm ve nar ekşili soğan ikilisinden yemek için. hem de eski günleri hatırlayabilmek için.

    o'nla beraber gittiğimizde nar ekşili soğan için kavgalar ederdik...
  • son çarenin tahtını sallayan mekan. kaleiçinde gecenin sonunu getirmiş, üniversite gençliğinin uğrak yeri. her nekadar akdeniz üniversiteliler tarafından pek beğenilmese de biz antalyalıların, tatillerde boş bırakmadığı mekan.

    araba yoksa özellikle, kumrucu iso'ya kasılamayacak durumda ise bünyeler, her zaman bir gönlübol akar. özledim be.
  • uzunköprü nün artık olmayan köftecisidir. bugün tesadüfen bomboş, terkedilmiş ama unutulmamış arabasını hükümet konağı karşısında gördüm, seyyar tezgahların emekçilerin sembolü olduğunu düşünerek üç çeyrek yemiş gibi oldum, hikayesini ekşisözlük te okudum, hüzünlendim.
hesabın var mı? giriş yap