gözdağı vermek

• korkutmak amaciyla tehdit vaabinda bir eylemde bulunmak...
• (bkz: topugundan vurmak)
• (bkz: höt)
• hazirlik maclarinda kazanan takimlarin yaptiklari sey.
• spor basınımız çok sık kullanır bunu:
  
  "aragones alex'e gözdağı verdi"
  "yönetim'den skibbe'ye gözdağı bıdıbıdı"
• "tehdit, infazdan daha etkilidir." düşüncesiyle hareket etmek
• arkadaşları maden sahibi tarafından hapse atıldığı için maden işçileri gandhi önderliğinde toplanır ve yürüyüşe geçerler. tam o sırada maden sahibi sinirli bir şekilde gelir ve direniş lideri ganhdhi'ye gözdağı vermek ister.
  
  maden sahibi:
  - "bu adamlar sözleşmeli işçi. madene aitler.
  
  gandhi:
  - "arkadaşlarını hapse attınız. bırakırsanız işe geri dönecekler."
  
  maden sahibi:
  - "seni uyardım."
  
  gandhi:
  - "birbirimizi uyardık."
  (bkz: gandhi)
• tehditin kibarcısı. genelde korkakların başvurduğu yöntem. direkt söyleyemezler, lafı dolandırırlar.
• güzel yurdumuzdaki necip insanlarımızın en kadim geleneklerinden biridir.
  ve çoğunlukla; ’’sen benim kim olduğumu biliyor musun’’
  kelime grubuyla açılım sağlayıp eylem kademesini belirlerler.
• bu günlerde şu cümleler ile maruz kaldığım durumdur. %100 gerçektir gram abartı yoktur belki bazılarını yazmamış bile olabilirim.
  "milletvekili tanıdıklarım var"
  "tayyip erdoğanın danışmanının bıdı bıdısıyım"
  "bana bak ben rizeliyim haa"
  "sosyal medya hesabım var seni rezil edebilirim."
  "binali yıldırım benim sınıf arkadaşım"
  "şimdi sağlık bakanı geliyor"
  "benim avukat oğlum var"
  "ben muhtarın ablasının görümcesiyim"
  "bizim de gücümüz var biz de boş değiliz rusya ya sürdürürüm seni"