*

  • (bkz: hashasiyun)
  • dokuzuncu nesil çaylak.
  • hasan sabbah'ın müridlerine verilen isim.
  • "haşhaşi"nin tarzancası.

    (bkz: haşhaşi)
    (bkz: assassin) (bkz: assasin)
  • ablasıyla sıkı aile bağları olan yazar. bir de kibar ve naif biri... kendisiyle sözlüğün 11. yıl dönümü zirvesinde tanıştık;

    aylardan şubat, sözlüğün 11. yıl dönümü zirvesindeyiz. yanımda mahalleden bir arkadaş,
    fotoğraf filan çeksin diye +1 yaptık zat-ı muhteremi. geldik zirveye, gelirken yolda üç-beş kişiyle daha tanıştık,
    onların üç beş arkadaşı karşıladı bizi. tam bir "zirveye giderken yolda oluşmuş sözlükçü kolonisi" gibi geldik mekana.
    ardından başka şehirlerden, başka ortamlarda tanıştığım insanlara rastlamaya başladık mekanda...
    ortam oluştu, sözlük sen ne büyük bir şeysin diye düşünmeye filan başladım....

    mekana girdikten kısa bir süre sonra, benim +1, şurada-burada fotoğraf çekeceğim diye kayboldu.
    arıyorum, arıyorum gelmiyor. geliyorum diyor, yine gelmiyor. telefonu açmıyor. açınca seni duymuyorum diyor.
    evet tahminde edeceğiniz gibi kendisi, bildiğiniz fırlama. ben de malımı bilmez değilim, eminim kendisinden,
    eğlenmek varken şu güzel ortamda karı kız muhabbetleri şeklinde çeviriyordur bir şeyler... sonra ben saldım kendimi ortama
    eğleniyoruz. coşuyoruz. yanımda steam var. orada tanıştık. marmara bilgisayar mühendisliği okuyormuş. sağlam çocuk.
    bir de saatinde gizli kamera var o kalmış aklımda.

    bir ara ben sahne önü coşkusundan bitap düşmüş bir halde, bizim telefona cevap vermez, zirve hayırsızını aramaya başladım.
    üst katta. yanında tanımadığım, belki sözlükten belki de artı bir kişiler. ama ilginçtir altını çizelim, bu kişilerin hepsi hatun.
    neyse muhabbet hoş beş, ben milletin fotoğrafını çekiyorum yukarıdan. filan fıstık derken. haşhaşin ve ablası geliyor.
    ikisi de sakın, masum insanlar. hani muhabbetleri yalın olan insanlar vardır. öyle işte.

    sonra tanışıyoruz.. meğersem bizim zirve hayırsıızının yanındaki hatunlardan (takıldığı hatun) biri bu abla-kardeşin arkadaşıymış.
    elamana "ne hayrını gördük" diyemiyorum bu yüzden.

    bir yerden sonra, evlere dağılma vakti geldi. gece saat 4. ben her şeyi kafamda kurmuşum, sözlüğün tahsis ettiği servislerle taksim yapacağız,
    oradan saat başı seferi olan havalimanı hattından faydalanacağız. oh mis işte sabahın ilk ışıklarında evdeyiz.
    hayırsız sahne alıyor yine gecenin kör vakti. bir içmiş ama nasıl içmiş anlatamam. kusuyor filan, o halde kıza asılmaya çalışıyor.
    ağızda, üstü başta kusmuklar. leş yani... neyse o hengamede baktım, karar almışız, hep beraber gideceğiz!
    arabası olduğu için hashasin bizi zincirlikuyu'ya bırakacak(bizim hayırsız oradan da izmir'den gelen sevgilisini karşılayacak) ama herkes sarhoş.
    arabayı kullanacak kimse yok. kahve içmek için yer ardık, o da yok. çorbacı aradık, tabii ki o da yok. benzinlikler bile kapalıydı!
    o derece yani, öyle çaresiziz! arada bir bizim hayırsız artı bir " ben arabayı kullanırım"diyor.
    "yohh olmaz" diyorum. arda bir ben de "ne yapıyorum ben" diyorum. değişik bir durum yani.

    arabayı almaya park yerine gidiyoruz. kırmızı bir şeydi ama hatırlamıyorum. sonra ablamız
    (yanlış hatırlamıyorsam "turk sanat muzigi" kulağı iyi diyorlardı) başlıyor fenalaşmaya.
    hashasin'de bir telaş! akıllara zarar derle ya, tamam işte, tasviri bu; akıllara zarar!
    panik olunuyor filan ablamız daha kötü oluyor. bizim hayırsız mekanda tanıştığı hatuna asılmanın yollarını arıyor.
    duruma tespitim"koyun et derdinde kuzu can". artından, bu kadar güçlü abla-kardeş bağı görmenin şaşkınlığıyla gözlem yapıyorum.
    ben hiç alkol almadım ama niye böyleyim bilmiyorum.

    ablamızı hafif bir baygınlık alıyor. hashasin'nin "daha iyiyim" demesinin verdiği güvenle çıkıyoruz yola,
    biraz gittikten sonra, açık benzinlik buluyoruz. iniyoruz bir şeyler almaya. ben poşet alıyorum dönüyorum.
    bakıyorum kusacağı kadar kusmuş herkes, millet aslında ayılma peşinde. benzinlik yolu görünüyor bir daha bana. kahve yok,
    limonata alıyorum. iyi gelmesini umuyorum. o ara bizim hayırsız giriyor içeri. "sana bir şey söyleyeceğim ama sonra" diyor.
    bu bana ne söyleye bilir? en fazla hatundan randevu almıştır ya da hatunla ilgili başka bir şey! ben de öyle düşünüyorum "tamam" diyorum.
    sonra hashasin'nin adını geçiriyor. ben de aklımdan "sıçtığımın resmidir." diyorum. ben malımı bilmez miyim!?

    ne diyorum, ısrar ediyorum söylemiyor, "sonra" diyor. abi ne olabilir diyorum aklıma bir şey gelmiyor.
    bizimki tuvalete gidiyor. çıkışını bekliyorum. önünü kesiyor, sert bir ısrarla yeniliyorum, söyle diyorum.
    ne dese? "çok önemli oğlum ama sen kızarsın" diyor. "eyvah eyvaaaahhhh! sıçtığımın ilanıdır!"
    adam ne yapsa iyi! bu bizim ablasından ötürü aklı çıkmış! yarı sarhoş hashasin'nin verdiği,
    100 liralık benzin parasının 20 sine benzin koyduruyor. 80'nini cebe atıyor.
    "parayı vereceksin, ayıp" diyorum. tabii, o da malını biliyor. hemen
    "tamam abi vereceğim, zaten çocuk istemedi, unuttu. arabada veririm"diyor. ben de yiyorum. neden kendim alıp vermiyorsam?
    belki, utanç belki saflık ama bu sefer malı mı bilemiyorum?!

    ben başlıyorum ne yapacağımı düşünmeye, o ara siktir ediyorum her şeyi. zincirlikuyu'yu geçiyoruz. umurumda değil.
    köprüyü geçiyoruz, ben halen "adamda ki cesarete bak" tiriplerindeyim. sonra bir şey yapamayacağımı anlıyorum-kabulleniyorum.
    köprüyü biraz geçtikten sonra, hayırsız artı birin, ardında (bir an önce sevgiliye kavuşma beklentisi olan) ısrarı ile iniyoruz.
    metrobüsteyiz, bu yine beni ikna ediyor. "oğlum tamamlan ne olacak, o yanlarındaki hatunun numarasını aldım zaten,
    bilmem nerede, şöyle bulucağız... ona veririm" diyor. ben de tamam diyorum.
    ertesi gün tamam kızı arıyorum diye arıyor iki üç-kere yanımda bir yerleri...

    sonra ben eskişehir'e geçiyorum. yaşamıma normal devam ediyorum.... kimse korkmasın o hayırsızıın geldiği ilk ve son zirveydi o.

    en son istanbul'a gittiğimde yine gördüm o hayırsızı. yaklaşık iki ay önce. bahçelievler-air port alışveriş merkezinde,
    arkadaşlarla gidecek film ararken geldi yanıma, elinde sevgilisi. merhabalaştık. sonrasında, kızın konuştuklarından,
    herifin o geceyi kıza da anlatığını öğreniyorum. parayı anlatmış mıdır bilmiyorum ama o gece asıldığı hatunu anlatmış!?
    ilginç !? durum değil ilişki ilginç!

    sonra parayı sordum bir ara, "evet abi verdim, hatta o kıza verdim onunla gönderdim..." gibi bir şeyler söyledi.
    "o kız" dediğimiz arkadaşı zan altında bırakmak istemem. sizinde tahmin edebileceğiniz gibi herife boşuna hayırsız demiyoruz!

    bu entry vesilesi ile, bu macerada rol paylaştığımı ve tanımadığım üç arkadaştan, o gece durum rezaletken
    daha da rezalet hale getirmemek adına sustuğum, rezillikten çekindiğim için. ve birazda
    yanlış anlaşılabilme ihtimalinin utancıyla, bir şeyler yapamadığım için özür dilerim.

    inşallah aradan bu kadar zaman geçtikten sonra, abla-kardeş, bunları değersiz görecek kadar mutlu ve şensinizdir.
    hüzün size uğramasın, sağlam aile bağlarınıza saygılarımla...

    bazen bazı şeyler, akılda kalır. niye olduğunu anlamazsınız. bu da öyle bir şeydi...
  • patates kızartmalarına hallendiğim yazar. kusura kalmasın gari.
  • salvarin yurukenki surtunme sesinin yazilimidir.
  • garışık guruşuk yazıp hepimizi günaha sokan entel dantel yazar kişisi.
    ablası ayrı kardeşi ayrı bohem. hayır teker teker gelseler ikisini de yerim de ikisi bir olunca sözlükte on kaplan gücünde oluyo afacanlar.

    haa bir de az evvelki nikaltı ziyaretinden alacağımız mesaj "ben fahriye evcen'i sadece insan olarak beğeniyorum" şeklinde olsa gerek.

    o değil de gördüğüm en maço adamdır kendisi. sözlük hatunlarına duyurulur.

    edit: kendisinin cinsellik anlayışı bi tuhaf. kendisinin cinsellikle ilgili bulduğu *başlıklar:

    (bkz: sözlükçülerin cevap aradıkları sorular)
    (bkz: zeytin ağaçları neden kesilmeli)
    (bkz: zengin zeki yakışıklı ahlaklı dürüst sadık erkek)
    (bkz: eski sevgilinin yeniden sevgili olması)
    (bkz: ulusalcı psikolojisi)
    (bkz: balık lokantasında doyasıya balık yiyeyemek)
    (bkz: firefox)
    (bkz: çocuğunun justin bieber'a benzemesini isteyen kız)
    (bkz: katı meyve sıkacağı alacaklara tavsiyeler)
    (bkz: gelmiş geçmiş en iyi türkçe dizeler)
    *
  • eczanede alıp egzama için kullandığım krem markası, tavsiye etmem. bende işe yaramadı
hesabın var mı? giriş yap