• hurriyetin en "prodüktif" yazari: serdar turgut'a gore belcika nufusunun artiyor olmasinin yegane nedeni. kiziyla iliskisi, babamla beni andiriyor bir parca (bkz: catlerden tiksinen baba tipi).
    turkceyi yanlis kullandigini iddia ediyorlar, ama olsun komik adam.
  • babasi lise 2deyken onu bruksel'e aile dostlarinin yanin aiki ayligina gondermis, eline de gidis - donus tren biletini sikistirmis, fakat haylaz hadi kapikule'den cikar cikmaz donus biletini yirtmis, 6 yil vatana donmemis.
  • zaten yavuz gokmen le ikisinin yazilari arka arkaya olurdu bir donemde
    ishte o ikisini donek diye suchlayanlarin direk es gechtigi sayfalar olurdu onlar
  • serdar turguta göre her yıl belçikanın en yakışıklı erkeği ünvanını alıyor...
  • zayıf karakterli, hasis muhteris ve de kifayetsiz bir insan
  • köşesinin tepesindeki berbat fotoğrafını nice zaman önce değiştirmiş, kendince daha yakışıklı bir fotoğrafını koymuştur.
    hürriyet'in tirajı dibe vurduğu bir aralık bir reklam çekmişlerdi; tam kadro yazarlar birer kelam ediyordu. hadi: "emeği savunuyorum, bileği savunuyorum" gibi bişey diyodu.
    görsel medyada çok sık yer almayışının nedenini o reklam ile çözmüştüm.
    öyle ya da böyle, her yazar oturur, kendine bir üslüp, bir tarz seçer. zamanla bu tarz oturur.
    ama ulunengin kendine öyle bir biçem yaratmıştır ki, sütununu sonuna dek bitirmeden boğazıma yükselen safra yüzünden ölecek gibi olurum.
    osmanlıca desen değil, türkçe desen değil. postmodern bir osmanlıca denebilir ki, o da ne çeşit bir ucubedir; şahit oluyoruz. (barışperest, dinperest..miş!)
    loser bir kimsesin hadi!
    ...losest bir kimsesin hatta.
  • kizinin olasi "fik-fik" maceralarini bile okurlariyla paylasabilecek raddede acik fikirli bi gazetecimiz.
  • saint joseph lisesinden bir şekilde şutlanmış yazar. saint josephin abidelerinden frere etienne öldüğü zaman frere köpek başlıklı bir yazı yazabilecek kadar sozluk okuyucusunun/ yazarinin takdirine biraktigim kisilik..
  • 1970'lerde aydınlık çevresine yakın olduğunu yazıp durur ve şimdi akıllandığını habire gözümüze sokar. oysa o dönemin önemli isimleri hatıratlarında hadi uluengin'den pek bahsetmezler. eski solculuğu belli ki ertuğrul özkök gibi kerameti kendinden menkul bir solculuk'tur. (kaldı ki aydınlık ne kadar sol sayılmalı, o da başka bir bahis) neyse diyelim ki aydınlık gerçekten solcu. başka bir noktaya dikkat çekmek isterim. hem ertuğrul özkök, hem de hadi uluengin gibi bir zamanlar sol düşünceye yakın olduklarını itiraf eden köşeyazarlarının bunu sık sık vurgulaması da aslında samimiyetten hayli yoksun bir davranış biçimidir. zira asıl maksatları kanımca şudur: "şimdi bu yazdıklarıma solcular muhalefet edecek. kendimin de eskiden solcu olduğunu yazarsam 'biz de sizin o geçtiğiniz yollardan geçtik güzelim' havası yaratırım ki, bu da iyi bir karizma olur".
hesabın var mı? giriş yap