• rushın 1989 yılında çıkan presto albümünden the professor*un insanı altüst eden saptamalarından biri daha. büyük konuşmanın ruha zararları konusunda bir bilgeden yaklaşık 4 dakikada alınacak bir ders...

    hand over fist
    paper around the stone
    scissors cut the paper
    cut the paper to the bone
    hand over fist
    paper around the stone
    scissors cut the paper
    and the rock must stand alone

    i could disappear into the crowd
    but not if i keep my head in the clouds
    i could walk away so proud
    it's easy enough if you don't laugh too loud

    i thought i was okay alone
    wait for the postman and the telephone
    lost in a world of my own
    i thought i could run alone
    thought i could run through the night alone

    hand over hand
    doesn't seem so much
    hand over hand
    is the strength of the common touch

    you talk as we walk along
    you never imagined i could be so wrong
    humming your favorite song
    you know i've hated that song for so long

    how can we ever agree?
    like the rest of the world
    we grow farther apart
    i swear you don't listen to me
    holding my hand to my heart
    holding my fist to my racing heart

    take a walk outside myself
    in some exotic land
    greet a passing stranger
    feel the strength in his hand
    feel the world expand

    i feel my spirit resist
    but i open up my fist
    lay hand over hand over
    hand over fist
  • ilk duyduğunuzda sizleri şaşırtabilecek ingilizce bir deyim. manası çok hızlı para kazanmak ya da kaybetmektir.

    şimdi hepinizin aklında değişik şekiller oluştu, belki de daha da karıştı. karışmasın. para ne alaka? el ne alaka? yumruk ne alaka? anlatmak için buradayız.

    pek ilginc olmayan şekilde ilk olarak bu terim denizcilerden gelme. biliyorum aklınız iyice karıştı, az sabır lütfen. hayal edin bir gemidesiniz ve halat çekiyorsunuz. olayın kökeni bu.

    başlarda bu terim hand over hand imiş esasen ve düzgün bir gelir kaynağını anlamına geliyormuş. şimdi bir yelkenlidesiniz ve halat çekiyorsunuz. önce bir elinizle halatı kavrıyorsunuz, halatı aşagı çekiyorsunuz sonra öbür elinizle halatı yukardan kavrıyorsunuz ve aşagı çekiyorsunuz. sabit şekilde bir eliniz öbür elinizin üzerinde (hand over hand)
    görsel

    sonradan bu arkadaşlar 1900’ler civarında iyi para yapmaya başlayınca kavramda değişmiş. daha hızlı yapılan bir eylem olan hand over fist’e dönmüş. yine hayali teknemizde, hayali halatımızı çekiyoruz. aradaki fark şu ki daha hızlı çekmemiz lazım. onun için halatı yumruğumuzla kavrayıp, üzerine elimizi bastırıp çekiyoruz.
    görsel başka bir örnek daha var da yanlış anlaşılır. durum budur.
hesabın var mı? giriş yap