• 5 temmuz 1882- 5 şubat 1927

    sufi müzisyen ve ruhani öğretmen. sufi gelenek içinde "evrensel sufizm" adlı ekolün kurucusudur. hindistan'da yetişmiş olmasına rağmen batı dünyasına ruhaniyeti, ilahi aşkı, sufizmin önemli kavramlarını ve yaşam biçimini onların kültüründe anlaşılabilecek şekilde anlatan ilk ruhani öğretmendir. öğretileri tevhid ( varlığın birliği ), aşk, harmoni ve güzellik üzerine yoğunlaşır.
    hindistan'da doğan hazret inayet han, müslüman tipu sultan'ın torunudur. 1910 yılında batı dünyasına sufizmi anlatmak amacıyla hindistan'dan ayrıldı. başlangıçta müzisyen olarak batı ülkelerini dolaşırken, ruhani yönü ağır basarak, sufizm ile ilgili sayısız konuşma yaptı. bu konuşmalar talebelerince kitaplara dönüştürüldü. üslubu çok açık ve anlaşılır olduğu için olağanüstü ilgi buldu.
    evlenen ve paris yakınlarında yerleşen han, 1926 yılında hindistan'a döndü. delhi şehrinde kendine bir mezar yeri belirleyerek 1927 yılında vefat etti.
    kurucusu olduğu evrensel sufizmin on temel mesajı şöyledir ;

    * mutlak varlık, hangi isimle anılırsa anılsın (allah, tanrı, brahma, god) sonsuz ve tektir. ondan başka varlık yoktur.

    * sadece tek bir mürşit ya da yol gösterici vardır. tüm dinler ve geleneklerdeki ruhani ögretiler (dogma ve rituel değil) tek ögreticiden gelir.

    * kutsal kitap tektir. kutsal kitap yaratılışın kendisidir. kozmos (fiziki, zihinsel, ruhani evrenlerin toplamı) tek olan kutsal kitaptır.

    * din tektir. insanin yaratılış amacına yani özüne (mutlak bilinç) dönme çabasına din denir.

    * kanun tektir. karşılıklı yardım prensibi.

    * insanlar kardeştir. hepimiz aynı ailenin çocuklarıyız.

    * ahlak kuralı tektir. sevgi. yaratılana yaratandan ötürü sevgi.

    * övgü objesi tektir. ilahi güzellik. ilahi güzellik fiziki, zihinsel ve ruhani evrenlerde her aşamada tecelli eder.

    * gerçek tektir. özümüzün (mutlak bilinç) gerçekliği tek gerçekliktir.

    * yol tektir. ego'nun erimesi. okyanusa bırakılmış bir şişe içindeki su gibiyiz. şişe eriyip yok olsa yine okyanusla bir oluruz.

    türkçe'ye çevrilen eserleri:

    * mistik yürek
    * sufizm ve sanat
    * karakter yaratmak
    * gönül gözünüzü açın
    * sufi meditasyonu
    * iç yaşam

    not: daha fazla bilgi edinmek için
    www.the sufi order international adresi tavsiye edilir.
    http://www.sufiorder.org/way_of_heart
  • aurasının neden olduğu ışığın altında yazı okunabilen zatlardanmış.

    http://sufizmveinsan.com/fizik/metafizik2.html
  • müziğin, sesin ve sözün gizemciliği isimli bir kitabı olan sufi (derleme demek daha doğru olur aslında). müzik, ahenk, titreşim vb. konular üzerine konuşur. konulara meraklı kişiler için kitabı güzeldir.

    "müziğimi bıraktım; çünkü ondan edinmem gereken her şeyi edinmiş bulunmaktayım. bir kimsenin tanrı'ya hizmet edebilmesi için en sevdiği şeyi kurban etmesi zorunludur, ben müziğimi kurban ettim, en sevdiğimi.
    şarkılar besteledim, söyledim, vina sazı çaldım. bu müziği yaparak evrenin müziğine dokunduğum bir düzeye ulaştım. daha sonra her bir ruh benim için bir notaya ve tüm yaşamım bir müziğe dönüştü. insanlara bu ilhamla, esinle konuştum, şarkılarımdan daha çok sözlerimi dinlemenin çekiciliğine kapılmış insanlara.
    şimdi, yaptığım bir şey varsa, o da sazlar yerine ruhları uyumlamak; notaların yerine insanları uyumlandırmaktır. eğer yaşam felsefemin içerisinde bir şey varsa, o da ahenk yasasıdır: bir kimse kendisiyle ve de diğerleriyle kendini ahenk içerisine koymak zorundadır.
    her sözcükte belirli bir müziksel değer, her düşüncede bir ezgi, her duyguda bir ahenk buldum ve aynı şeyi müziğimi dinlemekte olan kişilere açık ve yalın sözcüklerle yorumlamaya çalıştım.
    vina sazı çalmaktaydım; ta ki yüreğimin kendisi aynı saza dönüşünceye değin. ardından bu sazı kutsal müzisyen'e sundum, var olan tek müzisyen'e. o günden beri o'nun flütü oldum ve o ne zaman isterse kendi müziğini o zaman çalmaktadır. insanlar bu müzikten ötürü bana güven duymaktalar; gerçeklikte ise bu benden değil onu kendi sazıyla çalan müzisyen'den dolayıdır."
  • müziğin tadı insanda doğuştandır ve kendini ilkin bebekte gösterir. çocuk müziği beşiğinden beri bilir; ancak bu kuruntu dünyasında büyüdükçe zihni ve kalbi o denli dünyevi konuları ve malları özümser ve ciddiye alır ki, ruhunun sahip olduğu müzik için yatkınlığını yitirir .
    ınsan büyüdüğünde bulunduğu evrim aşamasına ve doğup yetiştirildiği çevreye uygun olarak müzikten tad ve zevk alır ve onun değerini bilir. taşra insanı kendi türkülerini, kent insanı da popüler şarkıları
    söyler. insan daha incelikli müzikten tad aldıkça zarifleşir ve incelir .
    her insandaki karakter kendine yakın olan müziğe dönük bir yatkınlık yaratır; başka bir deyişle şen insan hafif müziği beğenir, ağırbaşlı kişi klasik müziği yeğler, bilgili insan müzikteki teknikten tad alırken bön kişi davuluyla doyuma ulaşır.

    müzik sanatının beş değişik tarzı vardır: popüler tarz bedende hareket isteği yaratır; tekniksel tarz akla hitap eder ve onu doyurur , güzellik ve merhamet sanatsal görünümdedir; dokunaklı ve duygulandırıcı tarz ise yüreğin içine işler; yükselten tarz a gelince ruh burada
    evrenin semavi müziğini işitir.

    (bkz: müziğin ve gizemin sesi)
hesabın var mı? giriş yap