• $u anda kapali bulunan, tekrar acilmasi icin turkiye'nin yillardir ce$itli uluslararasi baskilara maruz kaldigi, tarihi hristiyan din okulu.
  • azinliklara yonelik cikartilan yeni yasalarla tekrar acilmasi umulan tarihi okul.
  • mevcut yasalar (tevhid-i tedrisat ilkesi) gereği açılması istanbul(marmara'dan daha büyük bir ihtimalle) ilahiyat fakültesine bağlanması formülüyle mümkün olan, ama bu durumun da cemaatin ve devletin okul üzerinde iktidar kavgası yapmasına sebep olacağı da aşikar olan, kapalı olduğu için rum din adamlarının selanik'te eğitim görmek durumunda kaldıkları okul.

    tevhid-i tedrisat(eğitim birliği) pek çok cemaat tarafından delinmiştir, kendi okullarında normal müfredat eğitimi verir gözükmek bu durum için yeterdir, ancak ruhban okulu kimliği sebebiyle üstü örtülü din eğitimi veremez, siyasi iklim de imam hatip okullarının varlığının normal karşılanmasına karşın ruhban okullarının olamamasının mantığını tartışmaya pek imkan vermez.
  • eğitim verdiği 1844 - 1971 yılları arasında bine yakın mezun vermiştir. mezunlarının oniki tanesi istanbul rum patriği, ikisi iskenderiye patriği, üçü antakya patriği, dördü otosefal atina başpiskoposu, bir tanesi de otosefal arnavutluk başpiskoposu olmuş başarılı okul.
  • "'ruhban okulu, vakiflar' diye bik bik bik kafa siken zihniyetin" yani sira "polis, iskence, demokrasi" diye bik bik bik kafa siken zihniyetler oldukca yuce turk milleti asla layik oldugu 'dunyanin hakimi' statusune ulasamayacaktir. o yuzden bu tur vatan hainliklerini birakip hepimiz gayrimuslim, demokrat vb. turu turklugun ozune aykiri insanlara karsi birlesmeliyiz.
  • ruhban okulu’nun yeniden açılmasını sindiremeyen zihniyet, osmanlı’nın yüzyıllarca büyük bir saygıyla koruduğu aziz theodorus kilise camii’nin fresklerini sıvayla kapatan “yirmibirinciyüzyıl imamı”nın zihniyetinden farksızdır. aklını hezeyanlara kurban vermiş, insan sevgisinden zerre nasip almamış insanımsıların “en kahraman vatansever” kesildikleri bir memlekette yaşıyor olduğumuzu bir kez daha hatırlamamıza yol açmıştır.

    tarih çok güzel göstermiştir ki açlık ve yoksulluk köleleşmeyle gelir. özgürlüğün olmadığı, en temel insanlık haklarının bile kademelendirmelere göre lütfedildiği diyarlarda yaşayanlar sefalete mahkumdur. sefalet dayanılmaz boyutlara ulaşınca, aç midelerin gurultusu avrupa birliği kapılarından yankılanarak “sen 3000 ruma tahammül edemedin, ben senin 70 milyon sefiline nasıl tahamül edeyim” diye döner. amma ki insan korkusuyla dolu yüreciği adrenalin fazlasıyla dakikada binbeşyüz atan organik oluşumlardan, paranoyalarını aşıp da “karşılılık ilkesini” idrak etmelerini bekleyemeyiz, o ayrı.
  • turkiye cumhuriyeti anayasasi'nin degi$mez maddelerinden biri uyarinca, turkiye cumhuriyeti laik bir devlettir. bu, turkiye cumhuriyeti'nin herhangi bir platformda bir dini digerinden ustun tutmadigini, dinler konusundaki kararlarda tarafsiz oldugunu ve olmasi gerektigini, yasama, yurutme ve yargi organlarinin "din" olgusu tarafindan yonlendirilemeyecegini vurgular. ote yandan turkiye cumhuriyeti, devlet rejimi olarak (ne kadar oldugu tarti$ilabilir olsa da) demokrasi ilkesini belirlemi$tir ki, bu da bireyin cogunluga ihtiyac duymadan hakki (yasal cerceveler icinde) olani alabilecegi bir yonetim bicimi olarak yorumlanabilir.

    eldeki tum bu bilgiler i$iginda, kanunsal bir durumda e$it olmalarina ragmen, turkiye cumhuriyeti vatanda$larini "fakir/zengin" ve "musluman/gayrimuslim" gibi siniflara ayirmak, bu siniflara farkli davranmak, ideal olandan, olmasi gerekenden sapkin, tarafli, ve topraklari uzerinde ya$anilan devletin temellerine ters du$en bir tavirdir. ha isteyen istedigi gibi du$unmekte serbest midir, istedigini soylemekte serbest midir? elbette oyledir, yalniz bunu yaparken de belli ba$li bir takim gorgu kurallarina riayet etmek zorundadir, aksi takdirde bir zumrenin digeri uzerinde baskisi olan bir toplum ortaya cikacak, bu da naho$ geli$melere meydan verebilecektir.

    bir halkin, bir kulturun, bir dini zumrenin kendi kulturunu ve varligini devam ettirecek olanaklari talep etmesi, en dogal hakki, bir devletin bu hakki saglamasi gorevi, bir insan olarak ulkenin vatanda$larinin durumu onaylamasalar bile saygi gostermeleri, geciniz vatanda$ligin, medeni insanligin en temel geregidir. ote yandan, yurtdi$inda muhtelif lobilerce temsil edilen halklarin turkiye cumhuriyeti vatanda$i olan akrabalari, bizim icin dosttur, karde$tir, kom$udur ve hepsinden otede "insan"dir. bazi dalyarak adamlarin yaptigi gibi "yok siz bizim soyumuzu kirdiniz, aha kaniti ararat filmi" veya "siz i$gal ettiginiz izmir'de her genc kiza tecavuz ettiniz" veya "rum-pontus'u yediniz" ve hattizatinda "siz de bati trakya'da bizimkilerin imanini gevrettiniz" gibi kontr ve surkontr ciki$larla hareket edilir ise, o zaman "kuyruk acisi diplomasisi" denilen fasit dairede dunyaya tur bindirmi$ oluruz ati$tigimiz kazmalar ile beraber. sayisi 30 da olsa, 3000 de olsa, eger bu insanlar yuz yil kadar surdurdukleri geleneklerini devam ettirmek isterse, turkiye cumhuriyeti devleti, ona guvenen ve vatanda$i olanlarin demokratik isteklerini yerine getirmek ile yukumludur. size bize de, onaylamasak bile saygi gostermek du$er.

    heybeliada ruhban okulu, acilmasi ve en az bir imam hatip lisesi kadar saygi gormesi gereken bir okuldur. binasi, guzelligi, kalitesi ile standartlarin cok uzerinde bir yapi olan okul, umariz ki acilirsa eger, moda'daki guvenlik yuzunden etrafi citlerle, demir perdeler ile cevrili aramyan-uncuyan ilkogretim okulu'na benzemez.
  • turk milleti'nin gecmi$te ve gunumuzde ya$adigi bir takim (ve kesinlikle azimsanmayacak kadar korkunc) badirelerin neden hedefi oldugunu cozemedigim okul. bir istanbul erkek lisesi mezunu olarak, okulun rengindeki siyahin anlami ile buyumu$ bir insan olarak, canakkale sava$i'nda ailesinden 5 insani $ehit veren bir aileden gelerek, tum bunlarin projeksiyonunu vizyonumda bir filtre olarak kullanmayarak meger ne buyuk vatan haini, meger ne buyuk millet du$mani imi$im, onu da ogrendim.

    bunun yaninda, bu memleketi kurtaran mustafa kemal ataturk de pis yunanli venizelos ile dostluk ederken kurtardigi, emrinde olume gonderdigi tum anadolu cocuklarina hiyanet ediyormu$, buna da uyandik hep beraber. eh, ata'm bile bunu yapmi$ ise, birbirleri ile girtlak girtlaga gelen japonya/amerika, almanya/amerika, fransa/almanya da zaten gavurdur, bunlar kuffardir, zaten yanli$lardir.

    turk halkina yapilmi$ haksizliklarin, turk halkinin haksiz yere suclanmasinin gercekten $ahane orgutlenmelerine tanik oldugumuz gunlerde, ba$ka ulkelerin politikalarina dayanarak kendi vatanda$larimizi yargilamak yanli$tir; ama bu haksizliklarda gorev alan dumbuklerin de hakkini vermek lazimdir, o apayri. bizim ulkemizin havasini soluyan, pasaportunu ta$iyan, vergisini veren insanlarina "bak senin soyundan gelenler bizim devletimize, bizim halkimiza neler yapiyorlar, biz bunlari unutmuyoruz ve ayni killiklari size yapacagiz" gibi goze goz bir politika ile yakla$mak, belki yunanlilar'in bati trakya'da, veya neo-nazi'lerin almanya'da yaptigi gibi belli bir etnik gruba mensup (ki onlar bizim vatanda$/soyda$larimiz) insanlari bastirmak konusunda bize cok mesafe katettirir, ama ustun olmanin yolu, buyuk olmanin yolu, ilkelle ilkel olmak degil, ilkele kar$i medeni olmaktan gecer.

    devletlerle insanlari kari$tirmak bir yanli$ degil, bir bilincli hareket ise (ki zannetmiyorum oyle olsun), o zaman en yakin foto$op insanina turk kafatasi'nin 3d profilinin yaptirilmasina ve hemen kafanin o profile oturup oturmadigina bakilmasina gerek vardir.

    bu kadar laf salatasina gerek olmadan, unutmayin, mustafa kemal pa$a $unlari soylemi$:
    "bu memlekette kanlarını döken kahramanlar;

    burada bir dost ülkenin topraklarındasınız. huzur ve sükun içinde uyuyunuz. siz mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar: göz yaşlarınızı dindiriniz.

    evlatlarınız bizim bağrımızdadır. huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. onlar, bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim de evlatlarımız olmuşlardır."

    peki ya bu topraklarda dogup buyuyenler? onlar da bizden olmasi icin illa kanlarini mi dokelim, kan almadan hak vermeyelim mi?
  • aslen normal bir dini okul olarak tarihte yerini almasi gerekirken, yabancilar tarafindan sembolik bir anlam yuklenmis okul. (bkz: istanbul not constantinapole)
hesabın var mı? giriş yap