• bassani adli italyan yahudisi olan ve cok ovulen bir yazarin en meshur kitabi. henuz turkceye cevrilmeyen, ama tum dunyada methini duydugum bu kitabi italya´dan getirttim, 260 sayfasinin 100 sayfasini da okudum, hala neresine iyi dediler acaba dusunuyorum. cevherini benim anlamadigim, ya da yazari sadece yahudi oldugu icin meshur olmus bir kitap.
  • de sica'nın yavşak bir tinto brass görselliğiyle çektiği holokost öncesi yahudi ahvali janrındaki filmi.
  • bassani bu kitapta kendi gecmisini inceler. asik oldugu micol'un ailesi olan finzi-contini'lerin hikayesidir. kitabin asil onemi bassani'nin kendini ideallestirmemesinden kaynaklanir. micol ile olan iliskisinde kendisini elestirir, zaman zaman micol'e zarar verecek kadar israrci tavrini irdeler. kitap boyunca bir cok ressam ve sair'e gonderme yapar giorgio bassani. cok unlu olmasina ragmen bassani bu hikayeyi takinti haline getirip kitabi tekrar tekrar en az seksen kere yazmistir. her seferinde kucuk bir kelime, bir virgul, bir isim degisir. bu durum bassani'nin finzi contini ailesiyle birlikte micol'u fazlasiyla sevdigini gosterir. kitabin dili dusunce akimi gibidir. zaman zaman bassani'nin gondermelerini anlamak zor olsa da basit bir ask hikayesi diye degil de kendini taslayan bir hatirlatma gibi dusunulurse pek icerikli, guzel bir kitaptir.
  • vittorio de sica'nın 1971'de altın ayı kazanmış filmidir.
  • 1971'in en iyi yabancı film oscar'ı'nı kazandığı gibi aynı yılın david di donatello 'en iyi film ödülü'nü il conformist ve waterloo ile paylaşmış filmdir.
  • ilk kez 1973'te "kararan bahçeler" adıyla hürriyet yayınları tarafından türkçe olarak yayımlanan giorgio bassani romanı. 2015 yılı itibariyle roman, yapı kredi yayınları tarafından "finzi-contini'lerin bahçesi" adıyla yeniden türkçeye kazandırıldı.
  • "...ama sana birazcık da imreniyorum, biliyor musun? hayatta insan anlamak isterse, bu dünyanın işlerinin nasıl yürüdüğünü cidden anlamak isterse, en az bir kez ölmek zorundadır. öyleyse, mademki yasası böyle, gençken, insanın önünde toparlanıp yeniden doğmak için dünya kadar vakti varken ölmek daha iyi..."
  • https://kitap.ykykultur.com.tr/…ntinilerin-bahcesi#

    ""giorgio bassani’nin proustvari bir titizlikle yazdığı, “yitik zamanın” izini süren bellek romanı “finzi-contini’lerin bahçesi” yky’den çıktı...

    şair, romancı, senaryo yazarı, çevirmen ve önemli bir faşizm karşıtı olan giorgio bassani’nin (1916-2000) savaş sonrası italyan yazınının başyapıtları arasında yer alan “finzi-contini"lerin bahçesi” romanı 1962’de yayımlandığında büyük bir ilgi ve beğeniyle karşılanmış, viareggio ödülü’nü kazanmıştır.

    “finzi-contini’lerin bahçesi”, “yitik zamanın” izini süren bir bellek romanıdır: hallice orta sınıftan gelme, aşk ve cinsellik işlerinde acemi “iyi aile çocuğu”, adı belirtilmeyen anlatıcı, malikânesine kapanmış, kendi âleminde, topluluktan kopuk bir yaşantı süren soyluluk heveslisi, zengin ve seçkin bir ailenin gözbebeği olan çok zeki, kültürlü, afacan, değişken huylu, züppe kızı micòl’e tutulur. ve bunlar, uğursuz 1938 yılında olur: ırk yasaları yeni çıkarılmış, kent halkı arasına açılan uçurum giderek genişlemektedir.

    yazarın romanda proustvari bir titizlikle betimlediği ortam, doğasından mimarisine kadar bütün kültürel zenginliğiyle, tarihin getirdiği acıların anılarıyla işlenen, surlarının içine kapanmış yaşayan sessiz, suskun ferrara kentidir. birinci kişi olarak beliren anlatıcısının adı hiç açıklanmayan “finzi-contini’lerin bahçesi” birçok özyaşamsal öğe içerir.

    genç bassani de, romanının başkişisi gibi, yazının yanı sıra müzik ve tenis tutkunudur, yüksek öğrenimini yine bologna üniversitesi edebiyat fakültesi’ne günübirlik gidip gelerek yapmış, yahudileri giderek dışlayan ortamın olumsuzluğuna karşın, 1939’da mezun olmayı başarmıştır. ancak ertesi yıl, savaş başlamışken yayımlanan ilk yapıtı “una città di pianura”ya [bir ova kenti] kendi adını koyamamıştır.

    o arada resmî okullara gitmeleri yasaklanan yahudi öğrencilere özel italyanca ve tarih öğretmeni olarak çalışmaya başlamışken, 1943’te faşizme karşıt gizli siyasal etkinliklerinden ötürü tutuklanarak birkaç ay süreyle hapsedilmiştir. ecelin elinden kıl payı kurtulup özgürlüğüne kavuştuktan sonra hayatının yeni bir dönemi açılmıştır: evlenmiş, ferrara’dan uzaklaşmış, kısa bir süre floransa’da kaldıktan sonra, ordularıyla yarımadaya çıkarma yapan müttefiklerin zaferi üzerine roma’ya yerleşmiş, ömrünün sonuna değin orada etkin bir aydın ve yazar olarak çeşitli çalışmalar yapmıştır.

    1944 ve 1947’de şiirleri, 1953’te passeggiata prima di cena [akşam yemeğinden önce gezinti], 1955’te “gli ultimi anni di clelia trotti” [clelia trotti’nin son yılları] romanları yayımlanmış; italya’nın savaş sonrası kültürüne büyük katkıları olan ünlü botteghe oscure dergisinin yayın yönetmenliğini üstlenmiş, aralarında antonioni de bulunan yönetmenlerin filmlerinin senaryolarında çalışmıştır.

    1955’te italya’nın tarihsel ve kültürel mirasını korumayı amaçlayan “ıtalia nostra” derneğini kurmuş, ertesi yıl yayımladığı “cinque storie ferraresi” [beş ferrara öyküsü] ile strega ödülü’nü kazanmıştır. 1957’de “silvio d’amico ulusal dram sanatı akademisi”nde on yıl sürdüreceği tiyatro tarihi hocalığına başlamıştır. 1958’de sonradan ferrara çevrimi’nde yer alacak ve beyazperdeye aktarılacak olan gli occhiali d’oro [altın gözlük] romanı yayımlanacaktır. bassani o arada italya’nın önde gelen feltrinelli yayınevi’nin danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini yapmakta, yanı sıra ülkenin en nitelikli dergi ve gazetelerinde yazıları basılmaktadır.

    1962’de “finzi contini’lerin bahçesi” ile yazarlığının doruk noktasına erişmiştir. büyük beğeni toplayan roman 1971’de vittorio de sica’nın yönetiminde beyazperdeye aktarılmıştır. film, ülkesinde davide di donatello, berlin’de altın ayı ödülleriyle, ertesi yıl abd’de yabancı film oscarı’nı almışsa da, bassani –beğendiği, ancak kitapta yer almaksızın eklenen son sahneler dışında? çekinceli karşılamış, mesafesini hep korumuştur. daha sonraki yıllarda bassani yurtdışında, özellikle de fransa’da ün kazanmış, 1971’de légion d’honneur nişanına layık görülmüştür. bazı abd ve kanada üniversitelerinde dersler vermiş, ülkesinde şiir, roman ve deneme kitaplarının yayımını sürdürmüştür.

    1968’de campiello, 1987’de pirandello ödüllerinden sonra, 1992’de feltrinelli ödülü ile bütün uğraşı değerlendirilmiştir.

    2000 yılında roma’da ölen giorgio bassani, vasiyetnamesi uyarınca, ferrara’da, bu romanında anlattığı musevi mezarlığı’na gömülmüştür. kentin belediyesi, yazarın finzi-contini’lerin aile gömütünü kurguladığı noktada, ona bir anıt diktirmiştir.""
hesabın var mı? giriş yap