• (bkz: türkiye imar bankası)
    edit: üstteki arkadaşın entry giriş tarihi ve düzeltme tarihine bakıldığında ispiyonlanacak bir şey olmadığını, insan gibi "üstteki mesajı değiştirmiş sen de sil veya düzelt" denebileceğini hatırlatmak istiyorum.

    tanım: bir banka.
  • doksanli yillarin basiydi. ilkokuldan sonra kazandigim anadolu lisesinde aradigimi bulamamis ve ilk yilin ardindan gerisin geri memlekete donmustum. sacma sapan okul yasantisini daha da sacma sapan olan ev sartlarimiza tercih etsem de bir turlu barinamamistim okulda. memleketteki merkez ortaokula kaydimi aldirdigimizin bir yil sonrasiydi sanirim. bizim mahallede yeni bir kiz peyda olmustu. bir yaz gunuydu onu ilk gorusum.

    ablam, teyzemin oglu ve ben carsiya gitmis ve aksama dogru eve donmustuk. ablam sigara almak icin bakkala ugradiginda gorduk onu. cicekli, yazlik bir elbise vardi uzerinde. kumral saclari, yemyesil gozleri vardi. simdi otuz kusur yasinda bir adam olarak ilkokulun sonlarindaki bir kizi anlatirken kulaga sapik gibi geldigimin farkindayim ama o zaman aramizda iki yas vardi sadece. iste onu gordugumuz o ilk gun, ablam ile kuzenim sigara almak icin bakkala girerken o da tam cikiyordu. yanimizdan saclarini sallaya sallaya oyle bir gecisi vardi ki ucumuz birden donup bir kez daha baktik ardindan. iste o an, teyzemin oglu tarafindan koyuluverdi adi: imar bankasi!

    televizyonda 'dolariniza, markiniza yuksek faiz! imar bankasi...' reklamlarinin dondugu zamanlardi. kizin gelecek icin cok iyi bir yatirim olacagi dusuncesine herkes katilmisti sanirim ki mahallede herkes onu imar bankasi diye bilir oldu. art niyetli olmasa dahi kizin bu sekilde adlandirilmasina benimse epey bir kafam bozuluyordu. cunku benim titrek yuregimde ilk ask heyecani coktan dogmus ve ilk adimlarini atar hale gelmisti. bizim evin hemen ilerisindeki bakkala gelirdi her sabah ekmek almak icin. ben de bisikletimin uzerinde onun gelisini gozlerdim surekli. hic konusmasak da onu gormek yeterdi bana.

    yaz sonunda okullar acilinca beni baska bir mutluluk sardi. kiz da bizim okula baslamis ve her sabah ayni saatlerde okula gider olmustuk. ben cogunlukla daha ucuz olmasindan mutevellit belediye otobusune binerken o genelde dolmusa binerdi. dolmuslar her yerde durabildigi icinse gelip benle durakta beklemezdi. yine de ben durakta beklerken elli metre ilerde onun bekledigini gormekten buyuk keyif alirdim. bir sure sonra hic aliskanligim olmamasina ragmen bizimkilerden bir ricada bulundum ve ben de dolmus ile gelip gitmeye basladim. koca bir yil boyunca varliginin verdigi mutluluk ile evdeki tum sorunlari, hastaligimi, her seyi unutmustum. mevsimler hizla degismis ve dolmuslarda gecen mutlu gunler bitmisti.

    birkac ay sonra ondan yuzlerce kilometre uzakta ama onun capcanli hayali ile basbasa bir sekilde kalakaldim. ellerime dusen kar tanelerinde eriyip gitti askim da onun hayali varligi da! birkac gun once aklima dustu. google'da arattim adini. az rastlanir bir soyadi vardi. direkt onun facebook hesabi cikti karsima. ne tuhafdir ki imar bankasi adina yakisir bir sekilde o da yatirimcisini hayal kirikligina ugratacak bir sona ulasmisti gercekten. onu telefon ile aradigim o karli doksan dort kasimi geldi aklima. yasadigim hayal kirikligi ile uzerime hicbir sey almadan disari atmistim kendimi. karlar dusmeye baslarken okulun bahcesinde ic parcalayan bir ciglik kopartmistim.
  • dolara %12,5 faiz veriyormuş.

    https://www.youtube.com/watch?v=exqbh5g8z5c
  • "dölarınıza ve markınıza... "
  • klişesi "çok kazandıran banka" olan banka(idi).
  • tek hatırladığım beygirli bir logosu vardı
hesabın var mı? giriş yap