izin vermek
-
bir kişinin, bir şeyi, bir başka kişi için olabilir kılması.
-
-
milli eğitimin lise son öğrencilerine 9 hazirandan itibaren okula devam etmemeleri konusunda yaptıkları şey..
-
bazen sadece izlemektir. varlığını hissettiğiniz şeyin görünür olmasına yardım etmek, yol açmaktır.
-
heidegger'den apartarak söyleyebiliriz ki özgürlük'e en yakin kavram, izin vermektir. özgürlük bir tür serbest olma değil, serbest birakma eylemiyse eğer, izin vermek onun en güzel açiklamasi olmali. (benim özgürlüğümü ihlal etmene izin veriyorum, benim hayatimi, beni işgal etmene izin veriyorum. evet, çünkü bu "o"nun ortaya çikmasina izin vermek, onu özgür kilmaktir. midir?) müdahale ettiğimiz zaman değil, izin verdiğimiz zaman, özgür oluruz. o halde praksis bazen yapmamaktir. midir? değildir. çünkü bios çipinde iktidar ve egemenlik yazan bu toplumda yapmak gerekir. izin vermek değil, direnmek gerekir. özgürlük yapilir. inşaat yerinde çay her zaman şekerli. şevkat, reçelli, ekmek özgürlük. yakişiyor birbirine. ona izin ver, onlara izin verme. o zaman batsin haydegger. açilsin şu toz duman.
-
istenmediği sürece verilmesinin anlamı yok.
-
izin vermek, paspas edilmek değildir.
-
"bir uçakta uçuyorsam bana bir şey yapılmasına izin veririm. bir parça uyuklarım, pencereden dışarı bakarım ve hayal kurarım. uçuşumun başarısını ya da başarısızlığını tamamen pilot kontrol eder." rollo may - özgürlük ve kader
"kendi kendime izin versem bile izne gerek duyduğum sürece yanlış olan bir şey var demektir." susan sontag - i, etcetera
(bkz: izin ver), izin verme, izin
(bkz: izin almak), izin istemek
(bkz: tecviz), cevaz
(bkz: göz yummak)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap