• birey ya da grupların kendi öz benlik ya da etnik kökenlerine bağlı olarak geliştirdikleri milliyetçilik anlayışı.
  • türk ulus devletinin oluşturulmasındaki esas esin kaynağı.
    son yılların malum en popüler konusu, türklük etnik kimliktir ve bu tanım değiştirilip türkiyelilik diye olmalı mı olmamalı mı..
    hani ülkenin sanki bütün meseleleri hallolmuş da milli ve güçlü bir ülke olmuşuz da geriye bir tek evrilmeyen bu anlayış kalmış..
    bazen şaşıyorum gerçekten, oturmuş bir sik üretmeyen adamlar vır vır konuşuyorlar. efendim işte anayasada yer alan milliyetçilik şoven milliyetçilik ve ırkçılıktır falan filan.

    öyleki bunu akademisyen olmuş insanlar bile sarfedebiliyor. artık cahilliğine mi vermeli, güzel yurdumu gezmediğine insanlarını tanımadan oturduğu yerden ahkam kesmesine mi vermeli bilemiyorum.

    ama bir gerçek var ki, türk ulus devletinden kültürel milliyetçilik anlayışını çektiğiniz anda, esas o zaman ırkçı, hamasi, şoven ve bölüne bölüne bölgeselleşen milliyetçilik türleriyle karşılaşmak işten bile olmaz.
    zaten art niyetle bu anlayışı oyanların istediği tablo bu da. saf gibi "ya nolur kaldırsak" diyenler bu gerçeği görmediklerinden bilmediklerinden biraz boş konuşmaktalar.

    cumhuriyet bütün bu kültürün adına "türk" adını vermiştir. türkiye cumhuriyetini kuranlara "türk" demiştir.
    ve bu türklük çatısını seçmesinin nedeni; türklerin kültür yaratıp, kültürlerden etkilenmiş olması özelliğidir.
    tarih boyunca pek çok kültürle olan etkileşimi ve onu sentezlemesi ile çerkesin disiplinini, kürdün ölesiye dostluğunu, karadeniz insanının civanlığını, arnavutun inadını, bulgarın tutumluluğunu, romanın neşesini, ermeninin zekası ve işbilirliğini, aleviliğin sazını sözünü dürüstlüğünü birbiriyle entegre hale getirmiştir.

    ve bu kültürün adına "türk" konmuştur. nasıl ki isimsiz çocuk bir şeye benzemez, isimsiz vatan da buna mukabildir.
    ve bu vatanın evladını dışarıdaki nasıl ki türk olarak biliyorsa, ben de bir çerkes evladıyım ama bu harmanlanmış kültürden gurur duyduğum için, tüm sadakatimle ben de kendimi "türk" olarak görüyorum.

    geçelim bugün kültür milliyetçiliğinin aksamasına ve şoven-popülist kültürün yaygınlaşmasına.
    zaten bütün sorunların başlangıcında da bu yatmaktadır. bu sorunu çözmek ben de dahil bütün vatan evlatlarının da yükümlülüğüdür.

    bu popülist kültür adamın kanına öyle bir giriyor, öyle bir okşuyor ki insanlığın şoven ve fanatik yanlarını. herkes kendini bi akıma kaptırıp, çıkarlarını ön plana getirirken, asıl gerçek şey olan sadakat borçlu olduğumuz vatan ve ülke kavramlarının içini boşaltır hale geliyor.
    sonra da diyoruz ki bu devlet için yaşanmaz ben utanıyorum. halbuki içini boşaltanlardan biri de sensin bu kavramların. göz yumuyorsun, kültür ithal ediyorsun, şovenleşiyorsun, zıtlaşmayı hayatının asıl meselesi haline getiriyorsun, birileri burjuva hayatına geçiş yaptı, sen hala yok adı şu bu olsun, adını siktir et, o adla doğru düzgün bir birey ol önce.

    bunu yapamıyoruz, yapıcılık zaten sıfır. kültür yaratamaz olduk. tıkandı.
    ve kültür yaratmayanların her geçen gün çamura yatar oluşu arttı.
    ermeni kini resmi politikanın ürünüdür tandanslı seviyesizlikler ve saldırılar ortaya çıktı.
    olmayan şeyler bir kültüre hakaret sonucu peydah edilmek isteniyor. bir kişide çıkıp anadolu halkının adı neden türktür, neyi ifade eder diyemiyor.
    yok türkiyelilik yok bilmem nelik tarzı içi gayet boş, gereksiz, gerilimi arzulayan söylemlerin içinde boğulup kaldık.

    artık bir kültür yaratamıyoruz. en çok özendiğimiz isviçre isveç gibi ülkelerin hali bile ortadayken, demokrasi dersinden sınıfta kalanlar kendileriyken, ari ırk anlayışını savunanlar kendileri iken, biz kalkıyoruz onlara özeniyoruz. amerikaya özeniyoruz, eyalet fikirleri bilmem neler. hepten sapıtır olduk.
    yarattığımız tek şey; içi boş konuları tartışıp duran nesiller ve akademisyen kimliğini sadece kendi çıkarı için kullanan mandacı dürrükler.

    her şeyin ithaline alıştık. her şeyin fanatizmi var.

    türk-islam safsataları bir yandan, kürt bağımsızlığı gibi temel dayanakları olmayan şeyler üzerinden prim yapma gayretkeşliği bir yandan, kültür milliyetçiliği filan anlamam o da ırkçılık diyen tatlı su solcuları bir yandan, üretmeden liberalleşmeyi savunan küçük amerika özentileri, değerimizden koptuk diyenlerin diyalog miyalog adı altında yarattığı sanal muhafazakarlık, sipariş politikalar, artık bir anlamı kalmamış halk türkülerimiz, entellektüelliği her siki eleştirip ama çözüm önerisi sunmamak olarak gören yıkıcı cenah, gayri-resmi ve karı kız konusu dışında hayata bakışı olmayan zibidi yeni nesil, türbanla yeşil parkayla badem bıyıkla che tişörtüyle siyasi görüşünü belli eden ama sorsan o şekile bürünmesinin nedeni olan siyasal akımlar hakkında elinde hiç bir bilgisi olmayanların varlığının gitgide artışı, tutarsızlıkların paçadan aktığı, devleti soymayı iyi bilen sonra da devlet çok hantal yeaa diyen karaktersizliklerin ısrarla prim yaptığı, ulus devletlerin devri bitti sınırların kalktığı bir küreselleşme hakim artık ve onun dili ingilizce diye pes etmeye dünden razı kafa yapısı, ota boka statükocusun diyen resmi ideoloji papağanısın diyen kendine kalsa bir büfe yönetemeyecek kadar beceriksiz olan zıtlaşmacılığın prim yaptığı, her şeyin kopyasına alışmış, hazırı seven, tüketim toplumunun bütün değerleri tüketen, ne olursa olsun popüler kültürle yönlendirilen vs vs.

    bu fecaatlerin hepsi ithal yaklaşımlar sonucu gelmiştir. önü de alınamıyor ne yazıkki.
    türk kültürel milliyetçiliğinin en ana unsuru olan aile kavramının altını oymak kalmıştır bir tek yabancıya.
    bütün ekonomik krizlerde türk aile yapısı, o masada o sıcak çorbanın etrafında bütünleşebilmiştir.
    aile kavramının da altını oydukları anda her anlamda tam bağımlı hale getirmeleri işten bile değildir.
    ve ben şunu diyorum; benim kuşağım çok büyük sorumluluklar sahibi olmalıdır bu değeri korumak için.
    ben 50 sene sonra utanmamak için, bugün inadına bağımsızlık inadına türk kültürel milliyetçiliği diyorum. ve statükocu diye adlandırılsak da inadına solcu ve devrimciyim, inadına ulusalcıyım, inadına atatürk aşığıyım. bağımsızlık bir karakterse ki öyle, ben karaktersiz ve kültür yaratamamışlardan, kültürünü koruyamamışlardan olmayacağım.
  • kurtlar vadisi senaristlerinden bahadır özdener'in, uğur dündar'ın siyasal yöneliminiz nedir, sorusuna verdiği cevap.
  • 4 kasım 1993'te elleri önden bağlanmış kafasına iki el ateş edilmiş olarak ölüdürülen, ahmet cem ersever'in de mensubu olduğu hatta, (bkz: kürtler pkk ve abdullah öcalan) kitabında da sıkça bahsettiği söylem.

    cem ersever'in bu milliyetçilik tanımı ise, "milliyetçiliğimin temelinde dilde, fikirde, işte birlik vardır. kültür milliyetçiliği esastır. anadolu kültürüne herkes uymak zorundadır. çünkü bu kültür beşbin yıllık turan kültürüdür. laz'ı, çerkez'i, tatar'ı, azeri'si, kürt'ü, türkmen'i bu kültürün içindedir."
  • milletin soyut bir siyasi topluluktan ziyade ayrı bir medeniyet olarak yeniden yaratılmasına vurgu yapan milliyetçilik türüdür. kültürel milliyetçiler devleti, çevresel bir varlık olarak görürler.

    siyasal milliyetçilik rasyonel ve ilkeli iken;

    kültürel milliyetçilik kendi ruhu ile harekete geçirilen eşsiz, tarihsel ve organik bir bütün olarak gördüğü ulusa romantik bir inanç beslemesi bakımından mistik ve gerçek dışıdır(özellikle günümüzün küreselleşen dünyasında).

    tipik olarak elit veya yüksek kültüre dayanmaktan çok "popüler" ritüeller, gelenekler ve efsanelere dayanması bakımından 'aşağıdan yukarı' bir milliyetçilik türüdür.

    karakter olarak genellikle modern karşıtı olmakla beraber kültürel milliyetçilik aynı zamanda halkın kendisini yeniden yaratmasını mümkün kılarak bir modernleşme aracı da olabilir.
  • milleti ortak bir kültür olarak görmesiyle "çok kültürlülük" karşısında konumlanır. türkiye'de toplumda yer etmiş asli milliyetçilik varyantıdır. anayasadaki vatandaşlık tanımına dayanan milleti, ortak bir kültüre sahip olarak görmenin mantığına dayanarak tek partili dönemden itibaren sivil milliyetçilik ile iç içe varolmuş ama ondan daha geniş bir kitlede yer bulmuştur.
  • milliyetçilik bir kültür değil, hastalıktır.
  • kültürü korumak ve milliliği savunmak iyidir ancak milliyetiyle nerede doğduğuyla övünen herkes cidden gerizekalı geliyor bana.

    evrende bir galaksi içinde yer alan bir güneş sisteminin içindeki bir gezegen üzerinde rast gele doğduğu bir yerle övünen insan cidden gerizekalıdır.
  • halil konakçı'ya rahatça arap diyebilmektir.

    hem o, yani karşı taraf da gocunmaz bundan çünkü söz konusu olan eğilim'dir.
hesabın var mı? giriş yap