kaygı

• anksiyete ya da endise yerine kullanilabilecek bir kelime. saclarin beyazlamasi veya dokulmesi, tirnaklarda deformasyon, uykusuzluk, iletisim eksikligi seklinde belirtileri vardir. fazlasi icin (bkz: evham)
• istenmeyen bir hali/olayı yaşamaktan korkmak.
• insani icten ice yiyen bitiren du$unceler toplulugu
• güzel çalan bir türkçe pop-caz grubu. çaldıkları barlarda kendi bestelerini ve cover parçaları çalıyorlar. klavyecileri yavuz darıdere.
• (bkz: tasa)
• artık bornova sokağı'ndaki eski puntada çalmayan grup. grubun beyni de gitarcı armağan. o da bağdat caddesi'nde hi fi dükkanı açmış. perküsyoncuları kardeşimdi. şimdi o da çalmıyor grupla. klavyeci-trompetçi yavuz da ayrıldı, izmir'e döndü, şimdi kybele'den ayrılan cats'le çalıyor, mavi'de... basçı uğur da artık onlarla değil, hilton'un 31. katında mı ne çalıyor her gece...
• yaklasmakta oldugu sanılan bir tehlikeden tedirginlik duyma durumudur. fizyolojik bir degisiklik yaratmaz .
  bunaltı bu durumun bir ust mertebesi olup fizyolojik olarak da insanı yıpratır .
• korkuya verdiğimiz modern isim. kaygı korkunun ta kendisidir.
• kaygı, korkunun içe yerleşmiş, içselleşmiş halidir.. korku denilen "bilinç" ile ilgili seyin "duygu"ya duhul etmis halidir...
  
  kaygı tehlikelidir...
  
  kaygı bize, bize ait olmayan birşeyler yaptırır... kaygı hayatımızı elimizden alır...
  
  kaygı sadece olabileceklerinden korktuklarımızı şimdileştirir ve şimdisine yana yıkıla yalvardığınız seyi size yaşattırmaz, sadece ileride dönüşeceği şeyi düşündürür, hissettirir..
  
  kaygı bizi mi korur? yaşanabilecek zamanlarınızı, güzel zamanlarınızı çalar..
  
  kaygı kişinin kendisiyle ilgilidir, kaygılı insan, bir başkasına objektif bakamaz, kendi yaşanmışlıklarını düşünür, bunu diğerine yükler...
  
  kaygı taşınması, umut taşınmasından çok daha zordur oysa... ancak bir kere bilinçten yüreğe işlemis ise, siz bunları biliyor olsanız bile hersey cok zordur...
  cunku umutlar kaygılardan çok daha kolay silinir...
  
  sabır kaygının tek ilacıdır.. sabırlı olupta, haksız çıkmayı düşleyerek yaşayabilmek yine umut ister... oyle ruzgardaki poset gibi olursunuz sonra... umut ile kaygi arasinda donup dolanip duran...
• parça parça olmak ..