*

  • bir firmanın yada oluşumun, sektörel bazlı belli bir alanda uzmanlaşıp, bilinir ve kabul görür duruma yükselmesi. bazı durumlarda markanın, ürünün genel ismi haline geldiği de görülür. jilet kelimesinin kökeni firma ismi olduğu halde, piyasada kullanılan tıraş bıçaklarının hepsine aynı şekilde hitap edilmesi, bu duruma örnektir.
  • insanların pişti olmasını kolaylaştıran kavramdır. giyim üzerine markalaşmış bilinen ve çok tercih edilen x markası diyelim ve tüketicisi genel olarak çok fazla olan bu ürünü, bir de pazardan alınan kıyafetle veya mahmutpaşa'dan alınan kıyafetle mukayese ettiğimizde pazar malı giyen insanların sokakta, okulda, kafede vs. sosyal mekanlarda pişti olması daha azdır.
  • aynı kalite, aynı özellikteki muadil ürünün çok daha üzerinde bir fiyata satılır. bu da, milletin marka düşkünlüğünden. yani, desinlerdir. kaliteli üretim ayrı, markalaşma ayrı. markalaşma daha çok reklama bakıyor. bu milletteki ağzı açık ayran deliliği oldukça daha çok çakarlar ''marka'' diye.
  • hayatımdaki ilk markalaştırma çalışmasına 13-14 yaşlarımda şahit olmuştum.
    memlekette dolmuşta x bakkaliyede ineceğim diyen 2 teyzeyle birlikte indikten sonra şu sözlere kulak misafiri oldum; "her gün eve giderken biraz geride olsa da x bakkaliyede ineceğim diye seslenerek durduruyorum, bir süre sonra tüm yolcular oğlumun bakkalının durak olarak öğrenip onlar da öyle söyleyerek inmeye başlayacak." bakkaliyenin ismine x diyerek paylaştım ama ismi hala aklımda.
  • ülkece başaramadığımız ve geriye gitmemize sebep olan konu. 4-5 tane dünyaya pazarlayacağımız bir marka olsaydı şuan dolar bu halde değildi.
  • markalaşmak dünden bugüne olabilecek bir şey değildir. insanların sizinle olan algılarını sürekli aynı tutmayı ve bu algının sağlam temellere oturtulmuş olması gerekir.

    volvo bundan 30 yıl öncede güvenlik diyordu, hala güvenlik diyor. bizden en büyük bir marka gözüken thy’ye baktığımızda sürekli karışık mesajlar veren bir kurum imajı çiziliyor. hatırladığım çok az reklamı var thy’nin. sanırım en çok mesaj veren “hayal edince” olan çocukların uçağın memleketlerine gelme hikayesiydi. ve şu messi ile kobe’nin birbirlerini takip ettikleri reklam filmi işi güzeldi. ama o kadar.

    ya biz türk olduğumuz için tam olarak ne demek istediklerini anlayamıyoruz ya da demiyorlar.
  • branding.
  • türkiye'de olmayandır. hepsi yapıyorum der ama reklam ajansından öteye gidemezler. kafaları sadece abidik gubidik produksiyonlara çalışır. bu işi adam gibi icra eden sadece üç tane ajans var.
hesabın var mı? giriş yap