• adlarından biri mehmet; soyadı da doğan olduğu için yazar olmak zorunda kalmış mustariplerden biri (daha). şair.*

    bu manyakça oluşumun rastgele seçtiğim diğer iki üyesi için:
    (bkz: mehmet h doğan)
    (bkz: d mehmet doğan)

    böyle bir kader kurbanı küme daha var > (ara: ömer faruk)

    *ukteyi verene pek yarar bilgiler değil ama farklı bir bakış açısı oldu.
  • şair, yazar, düşünür.... az konuşur ...
    ankaradan vazgeçmeyecek gibi görünüyor ...
  • üçüncü şiir kitabı "şaman",yky'den çıkan şaman.
  • aynı yıl içinde (2005'te) şiiraze, şiirin iç dikişi üzerine yazılar adında bir deneme ve eleştiri ile, boyunca adlı yeni bir şiir kitabı daha çıkaran şair.
  • yapı kredi yayınları'nın, bastıkları son kitabı şair sözü'nün tanıtımlarında, "türkiye'nin önde gelen şiir eleştirmenlerinden" diye bahsettiği şair, eleştirmen.
  • az ve öz konuşan şiir düşünürü/ düşkünü...gazi üniversitesinde öğretim görevlisi. beş şair beş poetika adlı çalışmasıyla 1993 milliyet edebiyat ödülünü almıştır. mart, 2005'te şiiraze'de şiirin iç dikişi üzerine yazılarını kaleme aldı. ardından şair sözü'nü söyledi. şiirlerini mene tekel feres (1993), törenler ve komplolar (1997), boyunca (2005) ve şaman(2005)'da toplamıştır. kitaplardan bir kitap(2002) ve a'dan z'ye asaf halet çelebi(2003) ustanın diğer kitaplarıdır. kitap-lık dergisinin 2004 / 74. sayısında koyun abdal'dır.ve şöyle der bir dörtlüğünde:
    .......

    ______ bööööyle bir çizgi çekiyorum
    kilit içinde kırılan anahtar yalan
    kaç dünya kurdum içinde ben kalan
    dışında ben çilingir arayan..

    .......
  • türkiye de son yüzyılda yayımlanmış bütün şiir dergilerine ilişkin değerli bilgilere yer veren derleme kitabı, türkiye de şiir dergileri şairler mezarlığı hayal yayınlarından çıkan yazardır. kitapta okuyucuyu 110 mezar taşı karşılamaktadır.
  • "....

    hayır atları değil adamları da vururlar belki başında belki sonunda
    kaba bir şehvetle ya kurşunla olur yahut küfürle
    geçerler üstünden daima evet daima haklı bir mazeretle
    sevişmenin mazereti vardır olduğu gibi ayrılmanın
    acımanın kan dökmenin lâkin dalgalanmanın ve durulmanın
    denize iyi geldiğini kim söyleyebilir dahası kim kime ne söyleyebilir
    hangi söz kimin elinden tutar ve kimi sözün söz olduğuna ikna edebilir

    .... "

    şiirin tamamı şöyle sözlük. okurken dinlersin diye azığıda bu. ii geceler.

    üçkâğıtçı şaman

    ben içimden bakıp sesleniyorken ona hatta seslenirken onunla
    yazdığım her sözcük efsun ve tütsü bıraktı bana
    bir armağan diye inleyişten – her inleyiş bir armağandır ya-
    dağılsın diye dağa vurulan kalp gibi bir yurttan
    ayrı düştüm ben sözün büyüsüyle efsunlanmışken
    yaklaştığım da oldu inkâr edemem mağarasında yatıp kalktığım
    ateş yaktığım kemik attığım geleceği açtığım o dağın
    evet o dağın uçurumuna kuş saldığım kurduna ağladığım
    kartal uçtu kurt öldü kartaldır uçar gerçi ama kurt
    neden ölsün hem de neden ölsün yalnızlıktı tek bildiği
    yerinde kaldı hepsi yazıklanmalı mıyım hayıflanmalı mıyım
    kim kimde ne bıraktığını nerden bilebilir
    ve kişi kendisinden ne kaldığını ve dahi ne kalacağını
    yoklar belki hatırlamasa da kimden aldığını
    ağrılarını iç sızılarını yıkılışın şerhettiği mânâyı

    elbette ah elbette çiçek toplamayı

    ömür bahçesinden uçmaya kararlı
    bir güvercinin boynunu koparmayı düşünürken
    güvercin gerdanlığı’nı ah evet belki bunu için sevdim ben
    ip attım kemend oldu şeytanım boynuma
    dolanmıştı nasılsa çocukluğumda ayağıma
    sen sallayacaksın ipi diyen kimdi mutlaka vardı biri
    kimdi beni bir ipin dişlerine ve kuyruğuna bırakan
    kandır akan izle ve çık yarana yosun sarmayan ormandan
    öyleyse ormanlar kahrolsun kahrolsun çocukluğum
    tarlalar da biçilmiş ekinler de bir yere götüren yollar da

    ah nasıl bir yerler çekti de beni ah nasıl yollarda yoruldum ben
    dağlara da baktım içime eğilirken ama çöllere düştüm erken
    hep erken ama ne diyorum hep erken düştüm çöllere ben
    akrebi gördüm dişisini de gördüm erkeği oldum öldüm
    erkek oldukça hep öldüm hep öldüm
    ne kılıç kullanmak korudu beni ne kalkan tutmak
    yani dünyanın zulmüne ortak olmak baba olmak
    ağıtlar dinledim kimin kimde gömüldüğünü anlamak için
    inanmak için herkesin birbirini aldattığı oyunlar izledim

    ah ne acı herkesin herkes için herkese soyunduğunda
    derinine daldığı denizinde adamın kadının kızıyla boğulduğunda
    boğulduğunda her kuyunun bir uğultuya yurt olduğunda
    ama inanmak için
    dümdüz inanmak için yaşandığını öğrendim sonunda

    salladım ipi şeytanım içinde atlasın atlayabilirse
    coğrafya dersinde kimse ama kimse kalmayınca yanımda
    anladım şeytanın vâkidir ayna olduğu da – çoğalma yakın olma-
    yakın olma diyorum sana ama yine de yine de inandım ona
    inandığım gibi cürüme ve cezaya ve adama ve kadına

    hayır atları değil adamları da vururlar belki başında belki sonunda
    kaba bir şehvetle ya kurşunla olur yahut küfürle
    geçerler üstünden daima evet daima haklı bir mazeretle
    sevişmenin mazereti vardır olduğu gibi ayrılmanın
    acımanın kan dökmenin lâkin dalgalanmanın ve durulmanın
    denize iyi geldiğini kim söyleyebilir dahası kim kime ne söyleyebilir
    hangi söz kimin elinden tutar ve kimi sözün söz olduğuna ikna edebilir

    biri bana kalbi sökülmüşleri hatırlatmasın dağlardan ot toplamaya gidenleri
    gidip de şarkılarıyla geri dönmeyenleri dönemeyenleri
    hayaları burulan atları cübbelere inat merhem yapmayı
    hatırlatmasın inat etmeyi iman etmeyi
    aklımın boğulduğum düğümünü çözüp kırbaç oluyor yoksa yılan
    aktıkça kırbaç aktıkça kan cennet ile cehennemi birleştiriyor arada kalan
    yazık cennetini silahında taşıyana yazık cehennemin eksik olan silahına
    hem de nasıl yazık kendini cennet ile cehennemin birliğinde tanımlayana
    varlığında cenneti ve cehennemi taşıdığı için vurulmayı o hak eder ilkin
    yasını mı tutayım hayır yarasından mı alnından mı öpeyim hayır
    kokmasın çürümesin iğrenilmesin diye mezarını mı kazayım hayır
    ama kışkırtılmış her hayırın bir evet olduğunu nasıl anlatayım

    hayır hayır hayır hayır
  • iki aylık edebiyat ve kültür dergisi olan kurgan'ın genel yayın yönetmeni.
hesabın var mı? giriş yap