• 1970 yılında george akerlof tarafından ortaya konan şeftali ve limon sarmalına (asimetrik enformasyon) joseph stiglitz ile birlikte çözüm önererek 2001 yılında diğer ikisiyle birlikte nobel ödülüne layık görülen ekonomist.

    kendisi aynı zamanda job market signaling (1973) adlı makalesiyle daha sonra sinyal teorisi diyeceğimiz kavramı da ortaya atmış ekonomisttir.
  • bill ackman zorbası ve onu her gün yağlayan ivy league mezunları twitter ana sayfamı son birkaç haftadır vıcık vıcık ettiği için aklıma yine ve yeniden gelen ekonomist ve oyun teorist.

    ne demişti spence? sinyal teorisine göre*, bireyler almak istedikleri eğitimi, sahip oldukları yetenekleri ve potansiyellerini işverenlere göstermek için bir sinyal aracı olarak kullanır. altını çizmekte fayda var, alınan eğitim bir ölçüt olarak değil, bir sinyal aracı olarak kullanılır.

    bu ne anlama geliyor? işverenler, adayları işe almadan önce onların yeteneklerini tam olarak bilemezler. iş piyasasında, işverenler ile adaylar arasında, adayların yetenekleri hakkında bir bilgi açığı vardır*. işverenler de bu açığı kapatmak için adayların daha önce aldıkları eğitime önem gösterirler. işverenlerin, alınan eğitimi yeteneklerin bir göstergesi olarak değerlendirdiklerini bilen bazı adaylar*, yüksek eğitim almaktan çekinmezler; çünkü, bu eğitimi verimli bir şekilde tamamlayabilecek yeteneklere sahiptirler. ancak benzer yeteneklere sahip olmayan bireyler* bu eğilimi göstermezler. burada bahsedilen yetenek bir iş beceresi değil, alınan eğitimi tamamlama becerisidir.

    buradaki sorun ne? tıkır tıkır işleyen bir sistemde, eğitimin amacı bireylerin beceri, bilgi ve potansiyellerini artırmaktır. ancak eğitim bir sinyal aracı olarak kullanıldığında, gerçek amacından sapar, adayları işe hazırlamakta veya yeteneklerine göre işlere uygunluklarını belirlemede kullanılan verimli bir araç olmaktan çıkar. bu durum, bazı işler için gerekli olmasa bile yüksek düzeyde eğitim talebine (eğitim enflasyonu) ve adayların bu eğitimleri almalarına sebep olur. üstelik, yüksek eğitimin pahalı olduğu ülkelerde, adayların ailelerinin varlık durumu ve kurumların öğrenci kabul etme koşullarındaki açıklardan faydalanma becerisi de öğrencilerin yüksek eğitime olan eğilimini etkiler.
hesabın var mı? giriş yap