*

  • 1937-1950 arasi ikinci dunya savasi ve great depression nedeni ile gelisimi yavaslayan sinemanin karsisina cikan serkili sozlu, melodram ve kader ile yogrulmus sinema.

    kendisi bir turk tiyatrocu olan vedat orfi bengu tarafindan kurulmus sinema.
    (bkz: yesilcam)
  • türk sineması özellikle 1938-44 yılları arasında ciddi bir şekilde mısır filmlerinin etkisi altında kalmıştır. bunun nedeni 2. dünya savaşı sırasında avrupa sinemasının milliyetçi ve propaganda yapan filmlere ağırlık vermesiyle, türk sinemasının izleyici çekmek için amerikan sinemasına yönelmesidir. tabii amerika’dan gelen filmlerin avrupa üzerinden gelmesi savaş dolayısıyla imkansız olduğundan filmler mısır üzerinden türkiye’ye gelmeye başlamıştır.

    bu sırada gelen her amerikan filminin yanında birkaç tane de mısır filmi gelmeye başlamıştır. türk seyircisi zaten yerli filme hasret kalmıştır, fesli erkekleri, örtülü kadınları ezan sesi duyulan filmleri gördüğünde bu filmlere olağanüstü ilgi göstermiştir. ilk gösterime giren mısır filmi aşkın gözyaşları (damu al-hubb), şehzadebaşı sinemasında gösterime girdiği zaman gece yarısından itibaren insanlar bilet almak için gişelerin önünde kuyruklar oluşturmuşlar, trafiği kilitlemişlerdir.

    tabii bu büyük ilgiyi gören yapımcı ve yönetmenler hemen kolları sıvayarak mısır filmlerini taklit edip bol müzikli filmler çekmeye başlamışlardır. bazen de ünlü müzisyenler mısır filmlerinde sadece şarkılı kısımlara türkçe söz yazmışlardır. böylece türkçe sözlü şarkıları olan mısır filmleri oluşmuştur ve bu filmler isimleri ve konularından çok bu şarkılarıyla bilinir olmuşlardır. böylece türk sineması, arabesk adı verilen ve günümüze kadar süren, arap etkisindeki filmlerle tanışmıştır.

    dönemin en meşhur filmleri: sahra güzeli, lekeli kadın, leyla ile mecnun, harun reşid’in gözdesi, selahaddin eyyubi, damgalı adam.
  • siraa fil-wadi gibi klişelerine ve mantık hatalarına rağmen akılda kalıcı, kendisini izleten bir suç melodramı barındıran sinema. youssef chahine'nin ivme kazanışı bu filmle başlar derler. nasır dönemiyle beraber sovyet rotasına kaymaya başlayan ve sosyal politikalar izleyen mısır, aynı hassasiyetleri sinemasına da mutlaka belli oranlarda yansıtmış olmalı. filmin kimi kısımlarında toprak reformuna dair yoklayışlar gözlemlense de, çok da üzerinde durulmaz. tabii yine de bir kıvılcımdır.

    --- spoiler ---
    sömürücü zenginlere set çeken din adamı karakteri, tam da o yıllar islamın ekonomik ayağını sosyal adalet lafzında kuramlaştıran seyyid kutub'u ve benzerlerini cisimleştirir gibidir. bir cinayete kurban gidişiyse halkta müthiş infial yaratır. menfur cinayet, filmin kalan tüm akışına belirleyicilik eder.
    --- spoiler ---
  • sanat dallarından tiyatro ortadoğu'da pek etkili olmadığı halde, sinema oldukça etkili olmuştur. 1897'de italya'dan mısır'a sessiz film getirilmiştir. ortadoğu, 1. dünya savaşı sırasında müttefik askerlerin izlediği filmler sayesinde yeni bir iletişim aracını tanımıştı. 1917'de mısır'da yerel filmler çekilmeye başlamış, 1927'de de ilk uzun metrajlı film gösterilmiştir. bu tarih, ortadoğu'da sinema sanayisinin başlangıcı olmuştur. günümüzde sinema sanayisi sıralamasında abd ve hindistan'dan sonra üçüncü sırada mısır yer alır.

    (bkz: ortadoğu)
    (bkz: bernard lewis)
  • saçma sapan yapımların yanı sıra, the promise (2008) ve reaction (2011) gibi güzel örnekleri de var meraklısına.

    https://www.imdb.com/title/tt6832730/

    https://www.imdb.com/title/tt1795681/
  • recep ivedik tadında komedi filmleri içerir.
  • ya aşk ya da suç üzerine neredeyse bütün filmleri.
  • orta dogu'nun en eski sinema gelenegine sahiptir.
  • özellikle türkiye'de arabesk müzik ve filmlerin hayat bulmasında ve yayılmasında 1930’lardan itibaren türkiye’de gösterime giren mısır filmlerinin oldukça etkili olduğu söylenir.
    1935-1950 yılları arasında türkiye genelinde mısır filmleri haftalarca gösterilmiş ve bu filmler yoğun ilgiye sahne olmuş. anadolu insanı, dramatik öğeler ve özellikle de müziğin ön plana çıktığı mısır filmlerine ailece gitmeye başlamış ve bu filmlerden etkilenmiş. arabesk müzik de ilk olarak bu filmlerde yer alan şarkıların türkçe’ye uyarlanması ile ortaya çıkmış, türk izleyicilerin bu filmlere ve özellikle de filmlerdeki şarkılara yoğun ilgi göstermesi arabeskin hem yeni bir müzik hem de yeni bir sinema türü olarak doğmasına sebep olmuş.
hesabın var mı? giriş yap