• paris'in en kalabalik suburb'lerinden birisidir. 9 numarali paris metrosu hattiyla gidilebilir ve bu yolculuk yaklasik 45 dakika surer. paris gibi ihtisamli olmasa da sirindir, insanlari guleryuzlu ve yardimseverdir ve hepsinden onemlisi sehir paris'ten ucuzdur. hem kira fiyatlari bu sekilde hem de oteller. ben 2 odali bi evde kaldigim oda icin 25 gunlugune 450 euro vermistim ki paris standartlari icin cok iyi bir rakam. otele gelince 2 kisi buyuk yatakta dusu lavabosu olan bir yerde oda temizligi de dahil, internet yok gunluk 32 euro vermistim. evet 2 kisi 32 euro gunluk. eger metroda 45 dakikayi goze alirim ben derseniz paris'e o kadar para bayilmayin ve montreuil'de kalin. cafesinden restoranina herseyi var. hayatimda yedigim en igrenc adana kebabi buradaki bi turk lokantasinda yedim bu da bir ek bilgi.
  • yaklaşık 2 aydır yaşadığım paris banliyösü. banliyö deyince aklınıza la haine filmi gelmesin.
    iki metro hattıyla * paris'in her noktasına kolayca gidebilirsiniz.
    burada kiralar paris merkezine göre dolasıyla ucuz ve en önemlisi evler m2 olarak daha büyük. misal bizim oturduğumuz ev 2 oda mutfak banyo ayrı ve kocaman bahçesi olan bir ev ve kirası 630 euro *
    gerek barları gerekse park bahçe olarak gayet sosyal. nüfus olarak yeni işe başlamış genç fransızlar ve paris'ten daha büyük evde yasamak isteyen çocuklu çiftler de çoğunlukta, yabancı olarak afrika, arap ve tabiki türkler mevcut.
    edit: noktalama.
  • vallahi artik colocation yada ev sahibinin de yasadigi evin bir odasini kiralamak seklinde olmadikca yeni ise baslamis genc nufusun da elini yakan banliyodur. yine de diger banliyoler arasinda sinifin serseri ama akilli cocugudur. sevilir!
  • 3 günlük paris gezimizde konakladığımız kenar mahalle. siyahi vatandaşların ve ortadoğulu göçmenlerin yoğun şekilde yaşadığı, türkiye’dekilere benzer pazarların kurulduğu, kendinizi zaman zaman güvende hissetmeyebileceğiniz bir atmosfere sahip bir bölge olarak niteleyebilirim. paris’in birçok yerinde rastladığımız gibi burada da her köşe başında insan idrarı görebiliyorsunuz. gündüz gözü insanların bir duvara tuvaletlerini yaptıklarına şahit olabiliyorsunuz. kesinlikle pis ve yaşamak istemeyeceğim bir yer. ulaşım noktasında 1 ve 9 numaralı metro hatları ve bunlara ek t3 isimli tramvay ve otobüslerle çok beklemeden istediğiniz her yere 1 saat içerisinde gidebiliyorsunuz. bunun dışında çok fazla türk lokantası var. sahibi bingöl’lü olan lokma isimli restoranda bir döner yedik, yediğim en kötü dönerdi sanırım. genel olarak olumsuz izlenim ve deneyimlerim olsa da üçüncü gelişimde paris’in arka sokaklarında nasıl bir hayat olduğunu bana öğretmesi açısından burada kaldığımız için pişman olduğumu söyleyemem. sahiden, birkaç kilometrelik bir mesafede yaşam standartlarının bu kadar farklılaştığı çok az yer vardır avrupa’da. bir tarafta ışıltılı, lüks mağazaların olduğu, dünya’nın dört bir yanından insanların görmeye geldiği caddeler diğer tarafta sadece birkaç kilometre ötede insan dışkısına basmadan yürümek için çok dikkatli olmanız gereken, ağırlıklı olarak siyahilerin yaşadığı, kötü kokulardan dolayı maske takmak zorunda kaldığınız banliyöler. üzücü bence.
hesabın var mı? giriş yap