• mart 2006'da boy göstermesi beklenen, şu sıralar tony doogan prodüktörlüğünde castle of doom studio'da kayıt edilen mogwai albümü. matador records etiketli.

    muhtemel ilk single friend of the night ve albümün muhtemel parçaları:
    glower of a cat (aka glasgow megasnake)
    we're no' here
    misery
    black keys
    friend of the night
    robocop vs. the orange walk
  • stuart braithwaite'in "bilinçli olarak daha gürültülü bir sound yakalamaya çalıştık." şeklinde özetlediği yeni mogwai albümü. dinlemek için mart 2006'yı bekleyemeyip dcplusplus'a hücum eden biri olarak söyleyebilirim ki, stuart'ın da dediği gibi, bu albümü daha öncekilerden ayıran en önemli özellik, şarkılardaki sessiz çığlıkların yerini yükses sesli haykırışlara bırakmış olması. daha önceki albümlerle benzeşen yegane özelliği ise, sözlerin her zamanki gibi bir fazlalık olarak görülmesi. tek tek şarkıları irdelemek gerekirse:*

    auto rock
    albümün açılış parçası. piyano motifleriyle süslenmiş, saniyeler geçtikçe yükselen gitar riffleri ve bateri beatleriyle bezenmiş geleneksel mogwai depresifliği.

    manâsı: canınızı almaya geldik.

    glasgow mega-snake
    albümün en göze batan parçalarından, bir nevi albümün özeti niteliğinde. sert gitar riffleriyle ve gürültülü soundun bir yükselip bir alçalmasıyla sizi oracıkta içine çekmeyi başarıyor.

    manâsı: titre ve kendine gel.

    acid food
    yüce stuart nihayet o depresif sesini bizlere bahşediyor. drum machine ve pedal steel gitarın da tadından yenmiyor değil.

    manâsı: dibe vurmak isteyenlere itinayla tavsiye sunulur (vol. 1).

    travel is dangerous
    aman tanrım, bu adama bir şeyler oluyor! hem çalıyor hem de söylüyor, hayırdır inşallah?

    manâsı: dibe vurmak isteyenlere itinayla tavsiye sunulur (vol. 2).

    team handed
    klasik dingin mogwai şarkılarından, enstrümantal.

    manâsı: bu kadar söz size kâfi.

    friend of the night
    yeni bir mogwai mucizesi. işin içine piyanoyu iyiden iyiye sokup ruhumuzu kestirmeden çökertmeyi planlamışlar bu sefer de. e bravo!

    manâsı: tavsiye felan yok bu sefer, derhal dibe vurun!

    emergency trap
    adından da anlaşılabileceği üzere acil yardım tuzağı. eğer kendinizi kötü hissediyorsanız, sakın "emergency" ibaresine aldanıp kendisinden yardım istemeyin, tuzağa düşersiniz. naçizane fikrimce albümün en güzel parçalarından biri, depresyon başlatıcı.

    manâsı: biraz da özümüze dönelim.

    folk death 95
    dinlerken katatoni yaşama olasılığı oldukça yüksek, şimdiden tedbirinizi alın.

    manâsı: alternatif çin işkencesi metodlarımız mevcuttur.

    i chose horses
    dial revenge gibi galler dilinde yazılmış sözleri olduğunu tahmin ediyorum. zira sözlerden hiçbir şey anlaşılmıyor, lakin sound insanın içine işliyor.

    manâsı: "söz istiyorum ulan!" diye kıçınızı yırtmayın.

    we're no here
    albümün en depresif parçası. ama bu depresiflik, daha önceki mogwai depresifliğinden çok farklı. bir take me somewhere nice gibi değil veyahut da bir cody gibi. sessiz çığlıklar yok bu şarkıda, sözler de yok. tam aksine haykırışlar var, acı dolu haykırışlar. ağlayan gitar riffleriyle ve drum beatleriyle bezenmiş muazzam bir outro.

    manâsı: işkence tamamlandı.

    edit: i chose horses'ın galler dilinde yazılmış olabileceğini belirtmiştim. götünden sallamanın en güzel örneğini vermişim, halt etmişim. şarkı gallerce değil, japonca yazılıp söylenmiş. ayrıca vokalde tetsuya fukagawa, klavyede ise craig armstrong bulunmakta efenim.
  • yapılan previewlar ile mogwai'ın japon rock grubu olduğu kanısına varılmıştır.
    preview sonrası sonra. (post view)
  • dinlemekte oldukça geciktiğim, kendimden utandığım, beklediğimi fazlasıyla bulduğum ve 2 sarki sayesinde alışıldık mogwaiden az daha sert albüm. glasgow mega snake ile sert dokuyu işlemiş abilerimiz. oldukça gaz, oldukça hüzünlü ve oldukça güzel bir şarkı. albüm yine çok güzel, her şarkı ayrı ayrı binlerce kez dinlenesi, yanında içilesi, uzaklara dalınası.. sırf bu adamların şarkılarını soundtrack yapmak için yönetmen olası geliyor insanın. travel is dangerous nadir sözlü mogwai şarkılarından biri olarak oldukça başarılı, i choose horsesın ismini cok sevdim, we're no here gitarla insanın içini kanatırcasına tırmalıyor, ve acid food ile sabah kahvaltısı sonrası gazete okuma huzuru yakalıyor ruhumuz. her ne kadar şarkıların kısalığı konusu gece gece sinirlerimi bozmuş olsa da friend of the night önce sakinleştirdi beni, sonra moralimi bozdu, herşeyi yüzüme vurdu, canımı sıktı, içimi burktu, gözlerimi doldurdu, sabahı beklerken bana eşlik etti sağolsun.

    sanırım birazdan mogwai'in dönemin en iyi müzik gurubu olduğunu idda edeceğim. evet
  • uzun gece yolculuklarına mükemmel eşlik eden bir albüm. bir mogwai şaheseri.
  • hayatım boyunca dinlediğim en iyi albümlerden biri. son kullanma tarihi geçmeyecek mogwai şaheseri.
  • bir albüm ki, "sanat eseri" olarak anılmaya kapak tasarımıyla başlanıp son saniyelerine dek devam edilebilir.

    şu kapağı ne vakit görsem, içim, karşıma çıkan ilk fayansı tuval olarak kullanma şevkiyle doluyor. elime geçirdiğim keçeli kalemlerle ve seri darbelerle, ne kadar iç sıkan mavili-beyazlı mutfak-banyo-tuvalet fayansı varsa, hepsine bu kapaktaki görseli nakşetmek istiyorum. böyle 9 kare, 9 kare, 9 kare şeklinde...

    günün birinde çocuğum olursa, ve ben o "günün biri"nde "ben" olursam, junior'ın bir eline kalemleri, bir eline de albüm kapağını tutuşturup «git fayanslara bunu çiz» diyeceğim. hem çocuk sanatsal etkinlik yapmış olacak, hem duvarlar salt çizilmiş olsun diye çizilmiş düz çizgilerle, anlamsız dairelerle dolmamış olacak, hem de ev renklenecek, şenlenecek.

    mutfak fayanslarına bu, banyo fayanslarına bu...
  • çok eğlenceli, insanlara türlü yollarla resmen para dağıtan (milyonlarca dolar) youtube kanalı.
  • şuan clubhouse’da kendisinin ırkçılık yaptığı iddaa edilmedekte.

    olayı yaşayan kişinin özet anlatımı burda.

    edit: link düzeltildi.
  • beş para etmez, kimseye para falan dağıtmayan, athırsızı bir youtube kanalı. rubbish.
hesabın var mı? giriş yap