*

  • turk dil kurumu sozlugu der ki:

    muğlak
    sıfat (muğlâk) arapça mu¦la®

    anlaşılması güç, anlaşılmaz, karışık, çapraşık:
    "son günlerin karşı, muğlak vakalarını tahlil edemedi."- p. safa.

    sevan nisanyan'in sozlerin soyagaci isimli etimolojik sozlugu de der ki:

    ar muglaq [iv mef.] kapalı, anlaşılmaz, hermetik iglaq: kapatma, kilitleme

    yani neymis efendim? muglak kisaca "anlasilmasi guc, kavranmasi zor" demekmis.

    cumle icinde kullanalim: "bana boyle muglak kavramlarla gelmeyin"

    belki yardimi olur diye ingilizcesi: ambiguous, imprecise, vague, fuzzy.

    gelelim muallak'a:

    turk dil kurumu sozlugu der ki:

    muallak
    sıfat, eskimiş (muallâk) arapça mu¤alla®

    1 . asılmış, asılı.
    2 . mecaz sonuca bağlanmamış, sürüncemede kalmış:
    "komite mahkemesince verilip de nasılsa icra olunmayan muallak kararları yerine getirirdi."- ö. seyfettin.

    sevan nisanyan 'in sozlerin soyagaci isimli etimolojik sozlugu de der ki:

    ar muallaq [ii mef.] sarkık, asılı < taliq [ii msd.] asma, sarkıtma < lq sarkma alaka

    yani efendim bir isi suruncemede birakmak, bir turlu sonuclandirmamak, kesinlestirmemek, ucunu acik birakmak gibi durumlar "muallakta kalmak", "muallakta birakmak", "muallakta olmak" olarak tarif edilir.

    bi de surdan aklinizda kalsin, bu kelime "ta" ekini almadan cok nadiren kullanilir.

    gene cumle icinde: "maas odemelerinin muallakta birakilmis olmasindan dolayi borclandim"

    ingilizcesi: suspended, pending,

    not: bu basligin altina "muvaffak bu mutfak cok ufak" filan yazmazsaniz sevinirim...
  • ferit devellioğlu da osmanlıca-türkçe lûgatında nişanyan ile benzer şekilde çözümlemiş:
    muğlak: (galak'den)
    1. kapalı, kilitli
    2. çapraşık, anlaşılmaz [arapçadaki asıl manası: "kapanmış, kapalı" demektir].

    muallâk: (alâka'dan)
    1. ta'lîk edilmiş, asılmış, asılı
    2. havada, boşta duran [bir yere dayanmadan]
    3. sürüncemede kalmış [iş]
    4. bağlı

    muğlak ile muallak arasındaki fark belli de işin içine müphem (mübhem) de girince karışabilir. devellioğlu'na göre, mübhem, mübheme: (behm'den)
    1. ibhâm olunmuş, belirsiz, örtülü, kapalı, anlaşılmaz

    hemen ibhâm'a da bakalım:
    1. kapalı bırakma, açıklamama, belli etmeme, gizli kapaklı tutma

    demek ki müphem ile muğlak'ın aynı anlama geldiği yerler var ama bunun dışında müphem belirsiz anlamında da kullanılıyor. belirsiz her zaman anlaşılmaz değil çünküsü.
    öte yandan muallak'ın sürüncemede kalmış-lığıyla müphemin belirsiz-liği benzeşebilir. herhalde kontekse göre değişir.
hesabın var mı? giriş yap