• g verdi'nin ucuncu operasi ve ilk buyuk basarisi..dort perdedir..konusu asur lideri nabucco ve onun israillilerle olan savasini ve bu arada kizlari fenena ve entrikaci abigaille'in israil lideri ishmael'in aski icin cekismelerini anlatir..ibrani kolelerin korosu oldukca bilinen ve leziz bir parcadir..
  • bariton ve bas aryalarının ön planda olduğu bir operadır.
  • (bkz: va pensiero)
  • operadaki baslardan biri de zacharias'tir (zaccaria, zekeriya), boris christoff'dan dinlemeli.
  • verdi'nin kara talihini yendiği opera.(bkz: #4092153)
    bu operada abigail rolünü oynayan giuseppina strepponi ile evlenmiştir
  • dobgm tarafından 3 perde olarak sahnelenen oyun (teknik imkanlardan dolayı diye duydum ben). özellikle üçüncü perdenin açılışında babil nedimesinin* taç giyme töreni göz kamaştırıcıdır.

    edit: bu hafta dikkat çeken entrylerim hep belden aşağı oldu lan. seviyeyi toplayım diye girmiştiim bunu itiraf ediyorum. oyuna gittim ama, valla.*
  • kalabalık sahneleri ile oynanması zor olan operalardan biri olduğu için ankara'da yeni oynanmaya başlanmış olan nabucco; temsilde ufak tefek aksaklıklara rağmen ihtişamından hiçbir şey kaybetmedi, kaybedemez de sanıyorum çünkü şu zamana kadar izlediğim görsel olarak en "ağır" dekorlara sahip operaydı (selimin sarayından bile daha ışıltılıydı bazı yerlerde).
    ayrıca abigaille, opera literatürünün en zor icra edilebilecek rollerinden birisi olmasına rağmen (öyle ki maria callas 1949 yılında ve 1 defacık söylediği temsilden sonra "bu rol insan sesini ve duygularını zorluyor" diye bir daha söylemeyeceğini belirtmiş) gayet başarılıydı.
    kısacası farklı bir konuya sahip, çok doyurucu (hatta muhteşem görsellikte) bir operadır nabucco. gidip görmekte fayda var.
  • giuseppe verdi nin üç perdelik, en iyi kadroyla da izlense de sıkıcı olmaktan birtürlü kurtulamayan operasıdır.. birinci döneminde,( aida, 2. travatore, la traviata gibi harika eserleri yazdığı en verimli dönemden bahsediyorum) nasıl olmuş da böyle berbat bir opera yazmış hala aklım almıyo..
    izlediğim akşam beni heyecanlandıran sadece 2 şey vardı; biri esirler korosunun çıktığı sahne ( gerçekten harikuladeydi) diğeri de operanın bittiği andı.. doğuda operayı tanıtmak için selman ada'nın yazdığı aşk-ı memnu, ali baba ve kırk haramiler gibi harika operalar yerine bu sahnelenmiş pes artık.. adamlar daha operayla tanışmadan nefret etmişlerdir.
    1. perdeden sonra ''hanım kalk gidelim lo'' diye terk etmişlerdir. uçmuşlardır. kaçmışlardır.
hesabın var mı? giriş yap