• an itibarıyla eşleşmelerin hepsi kesinleşmese de 1. turda özellikle batıda ilginç maçlara gebe organizasyon.

    san antonio-denver ve houston-utah eşleşmelerinin çekişmeli olması muhtemel, bu sene hem hidayet hem de mehmet okur playoff oynayacak.

    doğuda washington arenasın sakatlığından sonra bir türlü kazanamıyor, ilk turda pek şansları yok gibi.

    edit: ilk tur eşleşmeleri şöyle:

    doğu:
    detroit pistons (1) - orlando magic (8)
    cleveland cavaliers (2) - wahington bullets (7)
    toronto raptors (3) - new jersey nets (6)
    miami heat (4) - chicago bulls (5)

    batı:
    dallas mavericks (1) - golden state warriors (8)
    phoenix suns (2) - la lakers (7)
    san antonio spurs (3) - denver nuggets (6)
    utah jazz (4) - houston rockets (5)

    arenas ve butler ilk turda oynayamayacak, dolayısıyla cleveland banko, normal sezondaki 4 maçı kaybeden orlandonun da pek şansı yok bence. miami chicago serisi epey ateşli olacak gibi, oradan gelecek takım da 2. turda detroitle karşılaşacakki bu koldan konferans finaline gelecek takım murathanoğlunun da belirttiği gibi epey yıpranmış olacak. son anda chicagonun önüne geçerek görece kolay rotayı kapan cleveland bu açıdan playofflarda ciddi avantaj kazandı gibi.

    batıda dallas golden state eşleşmesi aslında epey enteresan, golden state normal sezonda dallası sonuncusunda dallas yedeklerle oynamasına rağmen 3 kere yendi! bu açıdan ilginç maçlar olacaksa da dallasın vites arttırıp golden statei ezmesi muhtemel. phoenix lakers serisi geçen seneden epey heyecan vaadediyor zaten ama bu sene phoenixte amare de var, kobenin işi bu sene daha da zor. san antonio denveri normal sezonda 2 kere yendi, seriyi de alır muhtemelen.

    türkiyede yayınlanacak ilk tur maçları için; http://www.ntvspor.net/pages/9911.asp
  • eveet koca bir sezonun ardından yine playofflara geldik...ama durun !!! kendinizi hiçte playofflar başlıyomuş gibi hissetmiyormusunuz ? vizeler daha bitmedi mi (bitmedi aq ) ? sevgilinizden mi ayrıldınız ? ...artık bunların hiç biri problem değil ,çünkü youtube var...

    http://youtube.com/watch?v=0c82muklsfk

    http://youtube.com/watch?v=2cme_epz2we

    değerlendirmeye her zamanki gibi doğu konferansı ile başlıyorum...

    orlando magic vs detroit pistons

    genelde nba de playofflara 10-15 maç kala playoff u garantilemiş takımlar vites küçültürken , 7. - 8. basamaklardan playofflara girme şansı olan takımlara ise bi artan şevk ,bi oynama arzusu gözlemlenir...tabii sonra bu takımların çoğu amaçlarına ulaşmanın getirdiği doygunlukla 4-0 ,4-1 gibi serilerle ellerine alıp, evlerinin yolunu tutar...tabii bu tarihte böyle gaza gelip,sonunda da şampiyon olan veya iyi bi dereceyle biteren takımlar da yok değildir...ama azdır.

    bu durumu bu serinin özeline indirgersek ,magicin şansı çok ama çok az olduğunu düşünüyorum...herşeyden önce detroit pistons ,orlando nun isteyebileceği en son takımlardan biri...normal sezonda durum 4-0...bu açık ve kesin sonucun çıkmasında ki en önemli etken detroit pota altının set ve güçlü elemanlardan oluşması ve iki senedir shaq savunmasında tez yapmış olan bu takımın pota altına yardım getirmede uzman olması ve tabii ki howard ın çok iyi bir pasör olmaması...kaldı ki maç içinde sürekli sayı bulma sıkıntısı yaşayan orlandonun akisne ,detroitte chris webber dahil herkesin yüksek sayı potansiyelinin olması...

    orlandonun bi şansı olabilmesi için darko milicic ve grant hill in çok yüksek performans vermesi gerekli...ayrıca jameer nelsondan umudu çoktan kesmiş bi olarak benchten gelecek carlos arroyo ve trevor ariza ya çok iş düşüyor...

    son olarak eğer orlandonun karşısına doğu konferansıdan başka bi takım gelse bu kadar umutsuz olmazdım...

    cleveland cavaliers vs washington wizards

    geçen sene çok zevkli geçen bu seride bu sene washington gilbert arenas ve caron butler dan yoksun olduğu için o tada ulaşılabileceğini sanmıyorum, ama açıkcası wizardsın da süpürüleceğini sanmıyorum...çünkü bu eddie jordan garip bi adam...hiç tahmin etmediğiniz bi adamı alıp,bi güzel motive edip,yıldız yapabiliyor...o yüzden bu adama bi maç kredi veriyorum...

    toronto raptors vs new jersey nets

    evet işte ilk turun en heycanlı ikinci serisi...içimden bi ses bu seri 4-3 bitecek diyo,en azından 6 maç olacağına eminim, ama kim alır kesin olarak bi şey diyemem...bi tarafta zevk ve umut veren ,iç-dış dengesini sağlamış,benchi derin ama playoff tecrübesinden yoksun ve yeni bi toronto, jason kidd liderliğinde ,nba in en iyi front court larından birine sahip olan ,tecrübeli lakin pota altı dışında da bir sürü eksikliği olan ve bence ciddi coaching problemi yaşayan bi new jersey...vince carter ın kötü ayrıldığı eski takımına karşı ayrı bi motivasyonda olacağını bilsem de sanki toronto bi adım önde ...

    miami heat vs chicago bulls

    geçen senenin rövanşı...geçen seneye oranla chicagoda bi çok şey değişti...mesela kirk hinrich artık bu takımın lideri değil ,andres nocioni geçen senenin sonlarında yakaladığı formundan uzak.ama bu olumsuzlukların dışında luol deng ve ben gordon formda ayrıca tyrus thomasadında patlayıcı özellikli bi hayvan rookie karışımı elemanları da var...ve en önemli farklılık ise ben wallace...açıkcası detroitte takımın lideri iken,chicagoda istediği ortamı bulamayan bu adam kendisi için "parayı aldı,yattı" diyenlere cevabı ne olursa olsun playofflarda verecektir...miami hakkında fazla lafa gerek yok...geçen seneki takımın doymuş versiyonu...

    seri hakkında kesin bi şey söylemek zor olsa da ben wallace beklediğim gibi takıma liderlik ederse cihicago bu seriyi alır..

    batı konferansına gelirsek..

    san antonio spurs vs denver nuggets

    bazılarının aksine hiç süpriz beklemediğim seri...denver bi maç alabilirse süpriz olabilir.

    phoenix suns - los angeles lakers

    nazarımda şampiyonluğun bir numaralı adayı olan suns karşısında lakersa fazla şans vermiyorum.

    houston rockets vs utah jazz

    ilk turda tahmin yapmanın en zor olduğu seri heralde bu seridir...baktıgınız zaman iki takım da temelde yavaş oyun,sıkı savunma felsefesini benimsemiş...houston iki süperstarı t mac ve yao ming in eline bakıyo gibi görünse de derin ve tecrübeli kadrosu olan ve sahaya hangi takımla çıkarsa çıksın sert savunma prensibinden şaşmayan bi takım...kaldı ki kadrosu itibarı ile de utaha çok ters gelen bi takım...her ne kadar normal sezonda çok kolay faul alan yaonun playofflarda bu kadar etkili olabileceğini düşünmesem de bugüne kadarki houston maçlarında kısa ama güçlü carlos boozerın yaşadığı blok korkusu ile performansının yarıya inmesi ,juwan howard , shane battier gibi adamların memoyu hücümda çok rahatsız etmesi ,t mac in krilenkonun en çekindiği adam olması gibi faktörler ve saha avantajının da houstonda olması rocketsı avantajlı kılıyor...

    jazz açısından baktığımızda memo nun tekrar kendine gelmesi , deron williams ın performansı ve bence gordan gricek in yapacakları çok önemli...ronnıe brewer a neden uzun süreler vermediğini anlayamasam da jerry sloan tecrübesi ,ilk defa playoff oynayacak jazzda büyük bi özgüven faktörüdür...ayrıca bu senenin en büyük hayal kırıklıklarından biri olan andrei krilenko nun playofflarda çok farklı olacağını tahmin ediyorum...

    aklım houston dese de ,kalbim memodan dolayı jazz ile...ama ne olursa olsun çok sert ve zevkli bi seri olacağı kesin...

    dallas mavericks vs golden state warriors

    normal sezonda dallası 3 kez yenmeyi başaran don nelsonve takımı seriyi alacak yeterlilikte olmasa da özellikle b.diddy ve arkadaşlarının dallası bayaa bi terleteceklerini düşünüyorum...
  • ilk turun ikinci maclari sonucunda:
    dogu konferansi:
    detroit pistons - orlando magic : 2-0 .. detroit ilk maclari rahat aldi, hedo orlando'nun en skoreri, howard ve hill'in daha etkili olmasi lazim
    cleveland cavaliers - washington wizards : 2-0 .. arenas ve butler'siz wizards karsisinda cavs pek zorlanmiyor
    totonto raptors - new jersy nets : 1-1 .. new jersey tecrubesiyle toronto'dan bir adim onde
    chicago bulls - miami heat : 2-0 .. bulls cok iyi takim oyunuyla miami'yi ilk turda yollayacak gibi

    bati konferansi:
    dallas mavericks - golden state warriors : 1-1 .. warriors ilk maci alarak ilk surprizi yapti, bakalim tutunacaklar mi, ikinci macta davis ve jackson'in aldigi teknik fauller mac cezasina donusmezse dallas biraz daha terleyecek
    phoenix suns - los angeles lakers: 2-0 .. nash ve ekibi cok rahat, kobe pas vermek yerine en iyisi kendi oynamali :)
    san antonio spurs - denver nuggets : 1-1 .. iverson, anthony ve nene spurs'u zorluyor, bu seri 7. maca gidebilir
    houston rockets - utah jazz : 2-0 .. utah houston karsisinda cok etkisiz, bir tek boozer oynuyor, okur yao'yu savunurken hucumda cok zayif kaldi, mcgrady ilk playoff serisini kazanacak gibi
  • dogu konferansinda cekismenin esamesi okunmuyor. bulls heati, detroit de beklendigi gibi magici supurdu. clevleand washingotn karsisinda 3-0, nets de raptors karsisinda 3-1 onde. sali gunu dogu konferansinda ilk tur bitmis olabilir.

    bati konfernasinda ise ilginc isler donuyor.

    dallas beklenmedik bir sekilde warriors karsisinda 3-1 geride. rockets - jazz serisi evinde oynayanlarin kazanmasiyla 2-2 de. san antonio spurs nuggets karsisinda 2-1 onde ve ev sahipligi avantaji tekrar kendilerinde ama ikna edici degiller. belki de ilginc bir sekilde suns lakers karsisinda 3-1 onde ve batinin en rahat takimi goruntusunde. steve nash son lakers macinda 23 assist 17 sayi ile oynadi, hayvan yani.
  • dün akşam itibari ile utah jazz ın houston rockets ı 94-82 yenerek seriyi 3-3 e getirdigi, golden state warriors un sampiyonlugun büyük adaylarından dallas mavericks i eledigi playoff lardır.
  • ilk tur bugun oynanan rockets-jazz serisinin 7.maci * ile sona erdi

    dogu konferansi:
    detroit pistons - orlando magic : 4-0 .. orlando ve howard'in 40 firin daha ekmek yemesi gerekiyor

    cleveland cavaliers - washington wizards : 4-0 .. all-starlari olmayan wizards'in elinden bisi gelmedi

    totonto raptors - new jersy nets : 2-4 .. toronto son maci az daha alip seriyi evinde 7.maca uzatabilirdi ama jefferson son noktayi koydu... seride jason kidd triple double ortalama ile oynadi!!! (14.0 sayi 13.2 asist 10.0 rebound)

    chicago bulls - miami heat : 4-0 ..miami, nba sampiyonu olup sonraki sene playoffda supurulen nadir takimlardan biri oldu.. cok iyi takim oyunu oynayan chicago'da luol deng serinin yildiziydi

    bati konferansi:
    dallas mavericks - golden state warriors : 2-4 ... her yerde bu yaziyor: "biggest upset of nba playoff history" .. dallas icin ligde kazanilan 67 macin hic bi degeri yok belki dirk'e mvp getirebilir, nowitzki serinin 5.maci haric uyurgezer dolasti .. baron davis onderligindeki warriors'i savasciligindan dolayi tebrik etmek lazim .. bay area seyircisi inandi ve mutlu oldu..

    phoenix suns - los angeles lakers: 4-1 ... kisaca suns'in elinde daha fazla silah vardi, lakers'da kobe'nin one-man showu yetmiyor..

    san antonio spurs - denver nuggets : 4-1 .. denver ilk maci alarak heyecanli bir seri sinyalleri verdi ama sonu cok klasik bitti.. michael finley knockout macinda 9da 8 ucluk atti

    houston rockets - utah jazz : 3-4 .. son maca kadar evsahibi takim maclari aldi ve heyecanli 7.maca carlos boozer 35 sayi 14 rebound ile damgasini vurdu, ilk 5 macta 4/25 gibi berbat ucluk yuzdesiyle oynanan mehmet okur, serinin 6.macinda kritik 4 3luk soktu, son macin 4. ceyreginde de attigi 2 3luk ile rockets'i sondurdu ... tracy mcgrady'nin playoff kabizligi devam ediyor, 6.denemesinde de playoff serisi kazanamadi bu "superstar"
  • ikinci tur eşleşmelerine şöyle bi bakarsak...

    utah jazz vs golden state warriors

    eminim bi çok insan golden state-dallas serisinin başında bi kıllanmış "lan acaba olur mu....yok yaa...normal sezon başka playoff'lar başka" diye içinden geçirmiştir...işin kötüsü dallas ile ilgili yazımı sonraya bırakmıştım o da yalan oldu ama çok kısa ve net bi yorum yapmama gerekirse ;allah belanı versin mark cuban

    evet bu seriye dönersek , golden state wariors takımı don nelson dönemindeki dallas ile bugünün phoenix takımının bi sentezi gibi...nerdeyse 48 dakika savunmada (çok fazla olmasa da) tuzaklı ve çok agresif, hücuma da baron davis önderliğinde çok hızlı çıkıp direk olarak potaya yönelen bi takım...bu seride ise 3 sayı savunması çok kötü olan utah'a karşı atacakları 3 sayılar ve savunma da utah'a yaptıracakları top kayıpları pnlar adına önemli faktörler...bu top kayıplarını biraz açmam gerekirse bilindiği gibi dallas gibi hücumda agresif ve paslaşmayı pek sevmeyen bi takımı bu kadar top kaybına itebiliyorlarsa ,utah gibi hücumunu paslaşma ve perdelemeler üzerine kuran bi takım karşısına o pas kanallarını ne kadar kesip,kesemeyecekleri önemli. sonuçta utah da yılladır kullandığı ve bi bakıma mükemmelleştirdiği bu paslaşma işinde oldukça iyi...baron davis'in sakatlığı ise muamma

    utah bakımından ise uyum sağlamak adına beklenmeyen bi kayıp yapabieceklerinden korkuyorum ,sonuçta goldan state ile houston'ın oyun tarzları gece ile gündüz gibi...ve don 'the dragon' nelson gibi kurt bi koç bundan yararlanıp ,utah'ı bayaa bi hırpalayacaktır...yalnız söyle bi şey var ki eğer oyun amiyane tabirle çirkinleşirse (malum golden state abileri biraz agresif) bu utah adına avantaj olur...çünkü jazz hiç de öyle geri çekilcek bi takım değil...jazz adına önemli bi handikapta uzunların topu yere vurması,daha doğrusu kısa golden state'ın buna pek izin vermemesi...memo açısından bakarsak yine zor bi seri kendisini bekliyor.golden state dirk nowitzki'yi durduğu için bi çok kişi memo'nun onlara problem olmayacağını düşünüyor...yalnız utah hücümü memo eksenli olmadığından ayrıca golden state takımı da kadro itibarı ile sık sık alan savunması yapmak zorunda olduğundan memo maçtaki en önemli parametrelerden biri olabilir.ayrıca son iki houston maçında jerry sloan'ın memoya perden çıkıp,şut imkanı sağlaması ve memo'nun bunda başarılı olması iyiye işaret...carlos boozer'dan her zamanki gibi performans bekliyorum,deron williams'ın ise savunmadaki tuzaklara çok dikkat edip,çok az pas hatası yapması gerekli...

    phoenix suns vs san antonio spurs

    denver nuggets ve lon angeles lakers gibi temelde felsefeleri aynı olan takımlara karşı birer maç vererek ,ilk turu rahat geçen iki takım da bolca dinlenme fırsatı ve birbirlerine karşı önlem alacak zaman fırsatı buldu...

    zaten eğer gregg popovich phoenix'e karşı süprizlerle ortaya çıkmazsa işleri çok zor...ama ben şahsen kendisinden hem hücumda hem savunmada çeşitli süprizler belkliyorum.kadro da artık iyice yaşlandı bu yüzden spurs'un çok iyi motive olması lazım...michael finley ve ginobilinin performansları önemli...
    phoenix açısından ise bu sene hemamare stoudemire`'ın dönmesi ve bence hala eskisi gibi olmasa da form tutması aynı zamanda ise görünürde 6. adam olan leandro barbosa'nın hem dakikalarının artması hem de (buraya dikkat) (hehehe) 2 numaraya çekilip , steve nash ile birlikte oynaması ,zaten hızlı bir ok'a benzeyen phoenix oku'nun ucunu küçültüp, daha hızlı ve ölümcül hale getirdi...ayrıca normale playoff vakti "tıkanan" shawn marion'un özellikle kendisini her zaman iyi savunan spurs'e karşı performansı önemli..o tıkanırsa da tabii ki boris diaw'in devreye girmesi gerek.

    cleveland cavaliers vs new jersey nets

    gilbert arenas ve caron butler'ın oynamaması cavs adına bi avantaj mı yoksa tersi mi göreceğiz...şahsen playoff havasına henüz giremediklerini düşünüyorum...karşılarında ise çıldırmış bi jason kidd ve son derece motive bi new jersey takımı var...bütün sezon yatan richard jefferson bile gaza geldi varın gerisini siz düşünün...

    new jersey adına dikkat çeken hiç yapmadıkları gibi savunma yapmaları...eğer riboundlarda çok ezilmezlerse bu seri onlar adına kolaylaşır...lebron james hala maç sonlrını oynamakta çok iyi değil,kaldı ki bu seride vince carter,rıchard jefferson ve bostjan nachbar gibi son derece atletik adamlar tarafından değişmeli olarak savunulacak bu yüzden lebron adına zor bi seri olabilir...nets'in pota altı kafalarda soru işareti yaratsa da bu seri de kilit adamını jason kidd olarak görüyorum...

    detroit pistons vs chicago bulls

    eğer detroit gibi bi takımla oynuyorsanız ,kendinize güveninizin tam olması ve istikrarlı skor bulabilecek oyunculara sahip olmanız gerekiyor...aslında skor konusunda istikrarlı elleri olan adamlara sahip olmasına rağmen bu seride luol deng'i krilenko ile beraber şu ligde adam gibi savunabilecek iki oyuncudan biri olan tayshaun prince'in detroit forması giymesi kendisi adına talihsizlik...

    kısaca bi tarafta ben wallace'ın da gitmesinden sonra takımın ruhani lideri de olmuş chauncey billups önderliğinde benchten gelen antonio mcdyess dahil her gece çıkıp 20+ sayı atabilecek potansiyelde 6 tane oyuncu bulunan ,son derece tecrübeli ve ne yaptığını bilen detroit pistons takımı varken ,diğer tarafta daha önce de yazdığım tüm olumlu özelliklerine rağmen playoff ilk maçında 26 sayı fark ydikten sonra çıkıp,"yaa olur öyle gençler" diyip o takımı motive edebilecek ne saha içinde ne de dışında bi lideri olmayan chicago takımı...ben wallace playofflarda vites arttırsa da detroit takımı karşısındaki ezikliği çok belli oluyor,şahsen o adamı öyle görmek beni çok üzüyor...
  • dün akşam itibari ile yarı final serisinde utah jazz, golden state warriors’ı uzatmada 127-117 yendiği playoff lardır. seri 2-0’a geldi.

    bu sezon sahasında oynadığı 5 play-off maçının tamamını kazanan jazz, yarı finalin 2. maçını da kazanarak ard arda 4. galibiyetini aldı.

    maçı yüzde 52.9 saha içi isabetiyle tamamlayan jazz, rakibinden 28 ribaunt daha fazla almayı başararak, boyalı alan sayılarında warriors’a 58-36 üstünlük sağladı.

    maçın son saniyelerinde bulduğu kritik basketle jazz’ın farkı 1 sayıya indirmesini sağlayan mehmet okur, 15/9 saha içi isabetiyle oynadığı maçı 23 sayı – 18 ribauntla tamamladı ve double-double yaptı. sahanın en fazla ribaunt alan oyuncusu olan temsilcimiz, 3 sayı çizgisinin gerisinden kullandığı 7 şutun 3’ünü sayıya çevirdi. serbest atış çizgisinden 3/2 ile oynayan mehmet, 43 dakika süre aldığı maçı 1 asist – 1 top çalma – 1 blokla tamamladı. oyunun son saniyelerinde gelen basketiyle maçın en kritik basketlerinden birine imza atan mehmet, jazz’ın seriyi 2-0’a getirmesinde büyük rol oynadı.

    30 sayı – 13 ribauntla double-double yapan carlos boozer, jazz’ın en skorer oyuncusu oldu. 14/9 saha içi isabetiyle geceyi bitiren yıldız oyuncu, 14 kez serbest atış çizgisine gitti ve kullandığı serbest atışların 12’sini sayıya çevirdi. 43 dakika oyunda kalan boozer, 3 asist ve 1 top çalma yaptı.

    serinin ilk maçında yaptığı 7 blokla dikkat çeken rus oyuncu andrei kirilenko, 20 sayı – 9 ribaunt – 6 blokla maçın en etkileyici performanslarından birini sergiledi. 18/7 saha içi isabetiyle oynayan kirilenko, serbest atış çizgisinden 7/6 isabet keydetti. 42 dakika mücadele eden rus yıldız, 2. maçtaki başarılı performansına 5 asist – 1 top çalma ekledi.

    ilk çeyrekte faul problemine giren deron williams, bulduğu kritik basketle maçı uzatmaya götürürken, 13/6 saha içi isabetiyle 17 sayı üretti. 5/4 serbest atış kullanan genç oyuncu, 14 asist yaptı ve double-double’a ulaşan bir başka jazz’lı oyuncu oldu. maçın en çok asist yapan oyuncusu olan williams, 38 dakika oyunda kaldı ve 3 ribaunt – 1 top çalma yaptı.

    kenardan gelerek 22 dakika görev yapan paul millsap, 10 sayı – 6 ribaunt – 1 asist – 1 top çalma ve 1 blok ile jazz’ın en etkili yedek oyuncusu oldu. kızının sağlık problemleri nedeniyle ilk yarıda forma giyemeyen jazz’ın tecrübeli oyuncusu derek fisher, 2. yarının ortalarında salona geldi ve takımdaki yerini aldı. 10 dakika süre alan tecrübeli oyuncu, 5 sayı üretti ve baron davis’e etkili savunma yaparak galibiyette önemli pay sahibi oldu.

    22/13 saha içi isabetiyle 36 sayı üreten baron davis, maçın en skorer oyuncusu olmayı başardı. 3 sayı çizgisinin gerisinden kullandığı 9 şutun 4’ünü sayıya çeviren yıldız oyuncu, 7/6 serbest atış kullandı. 46 dakika ter döken davis, warriors adına 7 asist – 4 top çalma – 3 ribaunt yaptı; ancak bu performans jazz’ı durdurmak için yeterli olmadı.

    27 sayı üreterek warriors’ın en skorer 2. oyuncusu olan jason richardson, geceyi 20/9 saha içi isabetiyle tamamladı ve kullandığı 10 üç sayılık atışın 5’ini sayıya çevirdi. 47 dakika mücadele eden yıldız oyuncu, 4 ribaunt – 2 top çalma ve 1 asist yaptı.

    dallas mavericks serisinin en etkili oyuncularından stephen jackson, 18/4 gibi düşük bir saha içi isabetiyle oynadı ve maçı 18 sayı – 3 ribaunt – 2 top çalmayla noktaladı. 3 sayı çizgisinin gerisinden kullandığı 10 şut’un yalnızca 2’sinde isabet kaydeden jackson, serbest atışlarda 10/8 ile oynadı.

    oyuna sonradan girerek 30 dakika süre alan al harrington, 15/7 saha içi isabetiyle maçı tamamladı ve 17 sayı üretti. kullandığı 5 üç sayılık atışın 2’sini sayıya çevirmeyi başaran harrington, warriors’ın en göze çarpan yedeği oldu.

    ( kaynak : ntvspor.net )
  • yaklaşık 15 senedir, nba maçlarını trt verdiği yıllardan beri, mümkün olan nba playoff'larının hemen hepsinden maçları seyretmiş bir insan olarak son yıllardaki nba basketbol hakemliği ve ligin tutumu hakkında beni ciddi "sıkmış" bir suns-spurs serisine sahne olan playofflar.

    türkiye birinci futbol ligi'ndeki bitmek tükenmek bilmeyen hakem, federasyon, şike vs. muhabbetlerini dinlerken hep aklıma nba geliyordu. hakemler hakkında, bırakın bizdeki gibi 2-3 saatlik programlar yapılmasını, klüp yöneticilerinin futbol hakemleri ve idaresi ile kavgalı olmasını ve her takım taraftarının kendine komplo yapıldığı inancında olmasını, "maçın hakemi kötü bir hakemdi" diyen milyon dolarlık oyuncuların bile direkt oynamama cezası aldıkları, takımların kendi aleyhine yapılan hataları olgunlukla karşılamayı öğrendikleri ve olur da bir takım şikayeti abartıp hakemlerin kendileri aleyhine çok çalıştıklarını iddia ederse basının dalga konusu olduğu bir lig olmuştur nba.

    ama son senelerde gördüklerim, komplo teorilerine inancımı arttırmasa ve "david stern zaten dallas'ı şampiyon yapmıyacakmış" iddialarına inandırmasa da,
    hakemliğin kalitesi ve maçlara baktıkları gözlük yönünden beni ciddi şüphelere düşürdü dersem yalan olmaz.bundan 5 sene kadar önce kings-lakers serisinde kings 2-1 önde ve deplasmanda seriyi 3-1'e getirmek üzereyken kobe'nin hakemin gözünün önünde mike bibby'e dirsek atmasına göz yumulmasına, 2 sene önce houston-dallas serisinde, houston 2-0 öne geçip seriyi 4-3 kaybederken hakemlerin gayipten çaldıkları faullere, san antonio-detroit finalinde ginobili'nin kendini her yere atışına detroit aleyhine hücum faul verilmesine, geçen sene dallas-san antonio serisinde dallas'ın san antonio'yu 3.maçta resmen dövmesine, finalde de dwayne wade'in yarım metre yanına yaklaşan herkese faul çalınmasına kötü hakemlik olarak bakabilsek ve bir takımın net kayrıldığı fikrine sabitlenmesem de, dün seyrettiğim spurs'ün kazandığı suns-spurs maçında ve serinin diğer maçlarında olanlar benim için zurnanın zırt dediği yer oldu artık.

    playoff'larda basketbolun daha sertleştiğini, iyi takımların sert savunma yapmak zorunda olduklarını, sportmenlik dışı olmayan ama sert faullerin varlığını (örneğin turnikeye giden bir oyuncuya sert bir faul yapılarak bir dahaki sefere turnike atacakken iki kere düşünmesini sağlamak için), geçmişte detroit pistons'ın bad boys lakabını bu tarz bir basketbolla elde ettiğini biliyor ve kabulleniyorum. ama spurs'un, bilhassa bruce bowen'ın yaptığının bunlardan hiç birine girdiğini kabul edemiyorum.

    öncelikle şunu belirtmek ve kabullenmek lazım: hakemler her pozisyonu görmezler veya görseler bile pozisyonda kimin faul yapıp yapmadığına karar vermek çoğu zaman fazlasıyla subjektif bir yoruma dayanır. dolayısıyla da, aynı savunma hareketini bir oyucunun diğerine yapması ile (örneğin rasheed wallace'in tim duncan'a yapması) başka bir oyuncunun diğerine yapması arasında (steve nash'in jacque vaughn'a) hakem gözü ve algılaması açısından fark olacağını kabul etmek ve yadsımamak gerekir. oyuncuların belli kredibiliteleri ve ağırlıkları vardır ve bazı faulleri çalmak daha zordur. bu yüzdendir ki 12 mayıs 2007'deki spurs-suns maçında ginobili boş bir turnikeyi kaçırdığında, iki hakemden pozisyona daha uzakta olanı muhtemelen "eline vurmasalar bunu kaçırmazdı" diye düşünüp, olmayan bir faulu çalabimiştir. ya da tim duncan serinin ilk maçında rakibine kolunu takıp kendi üstüne çekip düşürüp faul kazanabilmiştir. o pozisyonda tim duncan'ın hücum faul yaptığını düşünen bir hakemin bile aklından geçen, hata yapacaksa bile savunmacı oyuncuya faul çalmanın daha az riskli olduğudur.

    bütün bunları kabullenmeme rağmen, ben amare'nin "spurs'ün kirli oyunlar oynayan" bir takım olduğu iddiasına büyük oranda katılıyor ve hakemlerin ve ligin buna göz yummasına tabir caizse sinir oluyorum. şunu da yıllardır görüyorum ki, istisnasız bütün nba köşe yazarları bu tip ligin genel görünümünü şüphe altına sokacak iddiaları hep aşağılar ve komik bulurlar. altında yatan neden ise, amerikan spor yazarlarının bizim futbol yazarlarımızdan daha uzak görüşlü, sağduyulu ve akıllı olması, nba'in dünyanın her yerinde "satılan" bir ürün olduğunu bilmeleri ve bu ürünün işleyişi ile ilgili oluşacak şüphelerin ürünün fiyatını, dolayısıyla kendi gelirlerini düşüreceğini bilmeleridir. bu yüzdendir ki son spurs-suns serisindeki iddiaları da dile getiren köşe yazarlarının hemen hepsi yazılarının sonunu "olur böyle şeyler, suns daha iyi oynamalı" diye bitirirler. biz öyle yapmayalım ve devam edelim.

    daha önce belirttiğim gibi her oyuncuya hakemin bakışı aynı olmayacaktır. ve spurs takımı, hem yıllardır "sıkıcı" olma pahasına gösterdikleri istikrar, klas görünüm, saha içi profesyonellik, aynı sistemle oynama, yıldız oyuncuların profesyonel tutumları ve başarıları ile hakemlerden, türkçe'de tam karşılığı olmayan "benefit of the doubt"'ı (%50-50 ortada olan pozisyonda lehine hakem kararı almak denebilir belki) fazlasıyla hakketmiştir. bu nedenle de, hele kendi sahasında oynadığı maçlarda, hakem avantajı "olmamasını" beklemek anlamsız olur. bunu haksızlık diye adlandırmak da saflıktır.. ancak bu avantaj, zaman zaman, son suns maçlarında olduğu gibi, bence işin keyfini kaçıracak noktalara gelmiş durumda.

    http://wisinsider.blogspot.com/…ching-whistles.html sitesinde serinin 3.maçının hakem kararları pozisyon pozisyon incelenmiş (espn sitesinden linkli bir blog). çok objektif bir yorum olduğunu düşünmesem de, maçı izlemiş biri olarak özellikle spurs alyehine çalınması gereken pozisyonların hemen hepsini listelemiş ve açıklamış diyebilirim. yazıda asıl ilginç olan ve okunmasını tavsiye edeceğim, söz konusu pozisyonlarda spurs oyuncularının hakemleri "nasıl işlediklerinin" detaylı açıklamalarının bulunması. örneğin duncan'ın lehine çalınacağını hissettiği bir pozisyon sonrası hakeme attığı "who, me?" bakışı, ya da hakemin o faulu çalarken kendinden emin olduğunu farkettiğinde centilmence elini kaldırıp faulu üstlenmesi, horry'nin hakemin pozisyona uzak olduğunu görüp itiraz edecekken arkasındaki hakemi görüp vazgeçmesi gibi klasik enstanteneler iyi özetlenmiş.

    işin aslı şu ki, spurs gerçekten çok çok iyi ve organize bir takım. ve duygusal hemen hiç bir şey yapmıyorlar. her hareketleri hesaplı. bu yüzden ki kaan kural, phoenix'in şikayetlerini yorumlarken "ginobili'ye de geçen sene çok sert faul yapmışlardı ama o böyle şeylerin normal olduğunu söyleyecek kadar olgundu" diyebiliyor. ginobili böyle diyor, çünkü böyle derse uzun vadede hakemlerden faydayı görecek olanın kendisi ve takımı olacağını biliyor. ve görmek lazım ki, duncan o muhteşem "temiz çocuk" imajının altında işin "inceliklerini" çok iyi bilen ve zaman zaman ucuz taktiklere (aslında adı ucuz ama çok ustaca bence) fazlasıyla kullanan bir oyuncu. yukarda verdiğim linkte bir kaçının açıklamasını rahatça okuyabilirsiniz. duncan'ın kendisine sert bir temas olmamasına rağmen, boş bir smacı, sırf savunmacısına faul çaldırmak için kaçırdığını defalarca gördüm ve bu kadar "zarif" çabalara söyleyecek lafım yok (tabi hakemlerin bunların farkında olmaları lazım o ayrı) işte benim kabullenmem bu noktada bitiyor ve itirazım başlıyor. bu yazdıklarım dışında bir de bruce bowen'ın yaptıkları var ki, işte onlar "sinsilikler"'in ve oyun sertliğinin bence dışında kalıyor. bowen, iyi bir savunmacının kendine has sertliğinin, hücum oyuncularının sinirlerini bozmanın, kendine has savunma taktikleri uygulamanın ve hatta bir saygınlığın mirasını yemenin çok ötesinde şeylere başvuruyor ki, işte bunların lig ve hakemlerce gözden kaçmaması gerekir.

    serinin 2.maçı sonrası, bowen'ın şu hareketi hakkında düşüncelerimi bruce bowen başlığı altına yazmıştım:
    http://www.youtube.com/watch?v=sc4yz__akiu
    işte bu pozisyonu nba tv türkiye'de yorumlayan kaan kural diyor ki "burda bir darbe var ama bowen'ın gözleri yukarıda".. işte beni delirten de bu..zaten o gözler yukarıda olduğundan hakemler bunu görmüyor ve bowen bunu gayet hesaplı yapıyor. bu hareket, veya 3.maçta nash'e attığı diz,
    http://www.youtube.com/watch?v=7j2sdouiqta
    ya da hemen her savunduğu oyuncunun şut attıktan sonra altına ayağını sokması
    http://www.youtube.com/watch?v=drpqkesm8um
    veya en başarılı çalışmalarından biri olan şu uçan tekmesi
    http://www.youtube.com/watch?v=jaakqjpfibg
    hiç de oyunun içinde olan talihsizlikler değil ve öyle olduğunun iddia edilebilmesi bowen'ın ustalığından kaynaklanıyor (benzeri sayısız vide youtube'dan bulunabilir. işte bu hareketler, bence ne playoff sertliğinin, ne de üzerine bir ün kurulacak kadar övünülebilecek bir oyun tarzının göstergesi. bowen eğer mesaj vermek için bir faul yapsa ve örneğin maçtan atılsa, bu kısmen cesaret olarak adlandırılabilir. ama bowen ve spurs, dürüstçe "sert takım" imajı bürünmeyip, kemal sunal'ın yedi bela hüsnü filmindeki kız ismet tarzını benimsiyor, önce tekmeyi vurup, sonra hakeme 8 yaşında çocuk suratı yapıyorlar. ne denir ki buna?

    belki bowen'ın o basit alta ayak sokması hareketi bir çok kişiye basit gelebilir. ama hücum oyuncuların her şut attıklarında sakatlanma riski ile karşı karşıya olduklarını düşünmeleri, bir anlık değil, 48 dakikayı hatta bir playoff serisini etkileyebilen bir haksız kazançtır bence. denebilir ki "eee yani?".bence işin sonucu şu, lig böle numaraları önleyebilir ve önlerse basket daha da güzelleşir. her ne kadar savunma, hemen hemen her oyunda oyuncuların ve takımların özendirilmesi ve takdir edilmesi gerektiren bir unsur olsa da, nba maçlarını seyreden milyonlarca basketbolsever bowen'ın ince "kıyış"'larını izlemek için endüstriye milyonlar akıtmaz. bu yüzden de savunma adına yapılan şeylerin gereksiz yere hoş görülmesinden vazgeçilebilir ve geçilmelidir. son haberlere göre nba bowen'ın son diz darbesini incelemeye almış. muhtemelen bir sonuç çıkmayacak veya en fazla bowen'a belki tek bir maçlık ceza çıkacak (bu da spurs'ü daha motive, hakemleri daha spurs yanlısı yapacaktır). ama nba artık benim gibi türkiye'deki başka hiç bir derdi kalmamış gibi nba'in yönetimine el atmış bir sporseveri uzun süre göz ardı edemeyeceğine inancım sonsuz.

    edit : yukardaki blog'da, spurs'ün hakem avantajının sebebi ile ilgili güzel bir yazıya daha rastladım. onu da tavsiye ediyorum:
    http://wisinsider.blogspot.com/…get-more-calls.html
  • en heyecanlı serisi ve gayrıresmi finali olan suns-spurs serisi 14 mayıs'daki phoenix suns galibiyetiyle 2-2'ye gelmiş olan playofflardır.

    maçın en vurucu anına sebep olan olay ise, bitime saniyeler kala ve suns galibiyeti garantilemek üzereyken, robert horry'nin kalça-dirsek karışık bir darbeyle yanından hızla geçen steve nash'i sahanın kenarındaki reklam panolarına çalması oldu. bu pozisyon sonrası, ilk 3 maç için olanlarla ilgili hiç bir yorum yapmamış ve kendine yapılan faullere çok aldırmayan nash de artık bir tepki göstermenin zamanı geldiğini düşünmüş olacak ki, horry'nin yakasına yapıştı.

    asıl kritik olan ise, bu kargaşa esnasında phoenix yedeklerinden ayağa kalkan amare stoudemire ve boris diaw'ın bir sonraki maçta oynayıp oynamayacakları. nba kuralları bir kavga esnasında bençi terketmenin otomatik olarak bir maç ceza olduğunu söylüyor. ancak bu örnekte, hem kavgaya karışmayan iki oyuncu söz konusu, hem de artık maç bittiği dakikalarda, üstelik horry'nin yakışıksız bir hareketinin sonucu olarak, suns'ın 2 önemli oyuncusu ceza alır ve serinin kaderi etkilenirse, çok ama çok yazık olacak.

    merakla bekliyoruz.
hesabın var mı? giriş yap