nihat behram
-
insandır...
bir o'dur ölümlü doğuşunun bilgisiyle yaşayan...
vurgunu olduğu göğe süssüz, sürgünü olduğu cana güçsüz,
çılgını olduğu tene öksüz...
narince açan, soldukça üzgün...
sevincini bile gözyaşıyla yoğuran...
bir yanı hep anılara sarmaşık
gönül boyu yaralı... ömür boyu aşık -
degistirmeden onceki asil soyadi behramoglu olup, ataol behramoglunun da karde$i dir.
-
gurbet, lanetli ömrün kırlangıçları romanlarının yazarı.
kuyruğu zilli tilki, göğsü kınalı serçe adlı iki çocuk kitabı vardır.
darağacında üç fidanın yazarıdır. -
1967-1994 arasındaki şiirlerinden yapılan seçmelerle, hey çocuk adlı bir kitap çıkartmıştır.
-
göçmen edebiyatında ilk roman olan gurbet' in yazarı.
deniz gezmiş'in haydarpaşa'dan sinan cemgil'in ise mahalle arkadaşı.altmış sekiz kuşağının önde gelen şairlerinden. -
isvicre'de park ciceklerini yemekten ceza almis sair... zurich golunun kenarinda gezerken kizilcik gorur, memleket ozlemi de icindedir ya.. kopartir bir tane kizilcik yer, arkasinda polis beliriverir... sonuc: park ciceklerini yeme cezasi..
-
1946 kars doğumlu behram,istanbul'da haydarpaşa lisesi'ni bitirdi.gazetecilik yüksekokulu'nda okudu.halen yurdışında yaşamaktadır.
şiir kitapları:
-hayatımız üzerine şiirler (1972)
-fırtınayla borayla denenmiş arkadaşlıklar (1974)
-dövüşe dövüşe yürünecek (1976)
-hayatı tutuşturan acılar (1978)
-ırmak boylarında turaç seslerinde (1980)
-savrulmuş bir ömrün günlerinde (1982)
-yine de gülümseyerek (1987)
-yalın yürek (1998,bütün şiirleri)
-kundak (2000)
darağacında üç fidan kitabı,12 mart 1971 hükümet darbes,nden sonra idam edilen deniz gezmiş ve arkadaşlarının eylemlerini anlatıyor.
çocuk kitapları:
-kuyruğu zilli tilki (1979)
-göğsü kınalı serçe (1980)
romanları:
-gurbet (1987)
-lanetli ömrün kırlangıçları (1991)
-kız ali (1998) -
(bkz: siire tanım)
-
üç dağa ağıt
açlığın
çıplaklığın acısı mı genişliyor
dalları
meyvaya çağıran rüzgar mı
dalgın bir kuşun ötüşünden
sevdiğinin kalbine düşen aşık mı
yağmuru emen toprak mı derinleşiyor
yas mı tutmalıyım onurlu ölüme
halkın gözlerini dolduran çizgilere
umudu mu çağırmalıyım
ah gidiyor işte gidiyor göz göre göre
sıcak titreyişi varlığını hayata adamışların
gidiyor
öfkenin haykırışları
yasalarıyla gidiyor kahredişin
zulmün ve iğrençliğin buyruklarıyla gidiyor
toprağa düşen bakımsız yapraklar gibi değil
azarlanmış çocukların kederiyle değil
doğuşun ve sevmenin feryadıyla gidiyor
ölümü donatan arkadaşlarım
ah gidiyor işte gidiyor göz göre göre
durutarak gündüzleri geceleri
durutarak adanmışlığı, mertliği, yüceliği
damıtıp sevdalarına
neferi toprağa aşılamaya gidiyor arkadaşlar
bulutlar da hafif mi kar taneleri kadar
özgürlüğün borcu mu ödeniyor
yaralar mı açılıyor yoksulluğa
ezilmişliğin isyanı mı sesleniyor
ah gidiyor işte gidiyor göz göre göre
birer rüzgar uğultusu bırakarak yanan ateşe
nihat behram -
(bkz: doruklara sevdalandim)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap