*

  • ölümün en zor tarafıdır. arkada kalan olmayı, hayata devam etme zorunluluğunu kabullenmektir. hmm eğer bi de kişinin kendi ölümünü kabullenmesiyse durum işte o zaman tehlike sinyalleri çalmalıdır bir yerlerde.
  • herkesin bir gün öleceği düşünülürse*, hayallerde yaşamaktan çok gerçeği kabul etmek olarak ta adlandırılabilecek bir eylemdir.
  • daha derin bir ifadeyle "mutlak ölümü kabullenmek" şeklinde değerlendirdiğim, üptertici zorunluluk. tabi bu hayatı nasıl yaşadığınla da ilgili. bana göre zorunluluk olan bu olgu bir başkasına göre inançsızlık olabilir. lakin kim haklı, kim haksız kavgası, milyarlarca insanın mezarı üstünde mütemadiyen devam ediyorken, olaya objektif yaklaşmak ne kadar mümkün olabilir?

    zaman daralıyor ve her geçen gün kabullenmesi daha da zorlaşan bu olguyu ne yapsam bilmiyorum. henüz o kadar yaşlı değilim. lakin bazen saçımda ak teller bulduğumda kendimi olduğumdan yaşlı hissediyorum. bazen de yıllar sonra gördüğüm birinden "hiç değişmemişsin" sözleri duyuyorum. bazen bir anıyı anlattığım zaman, arada "yaklaşık 12 yıl önceydi" derken içim burkuluyor. bazen de dünya tatlısı çocukları severken, benim de böyle şeker çocuklarım olsa diyorum...

    kabullenicem, kabullenicem ama biraz daha izin ver olur mu?
  • ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var;
    oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var!..*
  • babamı kaybettiğimde kabullendiğim ve rahatladığımdır...(bkz: acizlik)
  • yaşamayı sevmek ile kıyaslandığı durumda teraziyi dengede tutacak olan durum.
  • zaman ve kisinin zihinsel yetenekleri paralelinde gerceklesebilecek eylem. uzerinde daha az tartisilan bir baska konu ise dogumu kabullenmektir.
  • önce ölümü anlamayı gerektirir. insan anlamadığı şeyi nasıl kabullenir?
  • kabullendiğiniz ölüm kendi ölümünüz ise yaşama motivasyonunuzu azaltabilir.
hesabın var mı? giriş yap