out of the blue
-
ing. aniden, beklenmedik sekilde olan sey.
-
bir votka kokteyli.
-2 cl. votka
-1 cl. blueberry schnapps
-1 cl. blue curaçao
-1.5 cl. sour mix
soda hariç malzemeleri buzla iyice çalkalayın. old fashioned kokteyl bardağına dökün. sode ile doldurun. -
(bkz: votka kokteylleri)
-
(bkz: to come out of the blue)
-
-
nefis maysa leak sarkısı...radio oxigen'da sık sık duymak mümkün...
-
delta goodrem'ın sarkısı
out of the blue there ı met you, showed me a life ı cannot see without you
and there ıs just no way that ı can fıght these emotıons,
your energy runnıng throug me, nobody can renew me lıke you.
out of the blue. can thıs be true?
family and frıends they were my life,ı wasnot one for butterflıes but
you gıve me love that ı cannot dısguıse.
there wıll be tımes when we are apart ı want you to know
you are ın my heart, groving into a beautıfull garden... -
[tahminen] "bulut yokken, masmavi gökyüzünden durduk yerde yağmur yağmaya başlaması" gibi bir anlama gönderme yapan laf.
(bkz: durduk yerde) -
ingilizcedeki hoş tabirlerdendir...hani bir anda aklınıza eseni yapıverirsinizya..işte öyle anlarda kullanıldı mı pek güzel, pek hoş olur...
-
(bkz: dennis hopper)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap